Eş Anlamlı Kelimeler
Tarih: 13 Ağustos 2014 | Bölüm: Dil-Anlatım | Yorumlar: 19 Yorum var.
Türkçenin temel olarak 5. sınıf konu anlatımı içerisinde yer alan eş anlamlı veya anlamdaş kelimeler konusu, sözcükte anlamın girişinde verilen temel bilgilerden oluşmaktadır. Eş anlamlı kelimeleri şu şekilde tanımlamak mümkündür: “Yazılışları farklı olmalarına rağmen, bir veya birkaç anlamı aynı olan iki kelimeye denir.” Tanımdan anlaşılacağı üzere eş anlamlı kelimeler yazılışı veya söylenişi birbirinden farklı; fakat karşıladıkları en az bir anlam aynı olan sözcüklerdir. Bu kelimelere “anlamdaş” sözcükler de denilebilir; çünkü farklı iki kelime olmalarına rağmen anlamları aynıdır.
“Kara” ve “siyah” sözcükleri eş anlamlıdır. Çünkü “kara” sözcüğü TDK sözlüğünde “Yeryüzünün denizle örtülü olmayan bölümü, toprak; En koyu renk, siyah, ak, beyaz karşıtı; Kötü, uğursuz, sıkıntılı; Yüz kızartıcı durum, leke” şeklinde tanımlanmaktadır. Yani temel olarak “kara” kelimesinin üç anlamı vardır. Bu anlamlardan biri renk ifade etmektedir ve “siyah” kelimesinin anlamsal karşılığı ile aynıdır. Bunun için “kara” ve “siyah” sözcükleri eş anlamlıdır denilebilir. Bunun gibi; “okul – mektep”, “ayrım – fark”, “serüven – macera”, “kelime – sözcük”, “sağlık – sıhhat”, “hak – adalet”, “hediye – armağan” sözcükleri hep eş anlamlıdır.
Aşağıda eş anlamlı sözcüklerin listesi tablo şeklinde gösterilmiştir. Bu tablodan yararlanarak eş anlamlı kelime örnekleri derleyebilirsiniz.
Ek Fiil Nedir? / Konu Anlatımı
Tarih: 4 Ağustos 2014 | Bölüm: Dil-Anlatım | Yorumlar: 32 Yorum var.
7. sınıf Türkçe dersinde ek fiil nedir, ek fiilin çeşitleri, kullanımı, görevleri, örnekleri ve ek fiil çekimi ile ilgili konular bulunmaktadır. Konu anlatımı şeklinde hazırladığımız bu yazı ile ek fiilin ne olduğunu, nerelerde kullanıldığını, hangi görevler üstlendiğini, kaç çeşit olduğunu örnek cümlelerle göstermeye çalışacağız. Bu konu, isim ve fiil çekimi konularının bir dalıdır ve Türkçenin dil bilgisi konularından biridir. Dil bilgisi konularını anlamak birçok öğrenci için zor olsa da, bu yazıyı baştan sona okuyunca ek fiilin ne kadar basit bir tanımı ve işlevi olduğunu görebileceksiniz.
Öncelikle şunu hatırlamamız gerekir ki, cümlenin temel öğesi yüklemdir. Yüklemsiz cümle olamaz. Ve yüklemler, bildiğiniz üzere “isim” veya” fiil” köklerinden meydana gelirler. Bir isim veya fiil kökünün, yüklem olabilmesi için çekimlenmesi gerekmektedir. Çekimlenmek isimler için ayrı, fiiller için ayrıdır. Fiil çekiminde, “fiil kökü + kip + şahıs” formülü uygulanmaktadır. Örneğin “git-” fiili tek başına bir yargı ifade etmez; çünkü çekimlenmemiştir. Bu fiil köküne “-ti” görülen geçmiş zaman kip ekini ve “-m” birinci tekil şahıs ekini getirdiğimizde; “git-ti-m” şeklinde bir çekimli fiil meydana gelir. İşte bu işe fiil çekimi denilmektedir.
Fiiler kip ve şahıs eki alarak çekimlenirken, isimler “ek fiil” alarak çekimlenmektedir. Bilmemiz gereken ilk altın kural şudur: Ek fiilleri, yalnızca isim kökleri alabilir. Bir fiilin, ek fiile ihtiyacı yoktur; çünkü o tek başına bir iş, oluş veya hareket ifade eder ve “kip + şahıs” ekleriyle fiil çekimine girebilir. Fakat isimler kip ve şahıs ekleri alamazlar, sadece ek fiil eklerini alarak isim çekimine girebilirler. Örneğin “akıl” ismi bir cümlenin yüklemi olarak kullanılacaksa, ona bir ek fiil getirmemiz gerekmektedir. “En büyük sermayemiz akıldır.” cümlesinde görüldüğü üzere, “akıl” kelimesi “+dır” ek fiilini alarak isim çekimine girmiş ve yüklem olarak kullanılmıştır. İşte isimlerin yüklem olarak kullanılmasını sağlayan eklere, ek fiil denilmektedir.
Cümlede Vurgulanan Öğe / İfade Nasıl Bulunur?
Tarih: 30 Temmuz 2014 | Bölüm: Dil-Anlatım | Yorumlar: 17 Yorum var.
Daha önce cümlede ve kelimede vurgu nasıl olur, ilgili sayfalarımızda anlatmıştık. Cümlede vurgulanan öğe, kelime ve cümle düzeyinde vurgudan farklı bir konudur. Vurgu temel olarak, “Konuşma, okuma sırasında bir hece veya kelime üzerine diğerlerinden daha farklı olarak yapılan baskı, aksan” (TDK) şeklinde tanımlanmaktadır. Bu konuşma dilinde düşünceyi baskın göstermeyi ifade etmektedir. Bizim cümlede vurgulanan öğe olarak bahsettiğimiz şey ise, cümleyi kuran kişinin en çok önemsediği öğe veya kelimeleri ifade etmektedir.
Cümlede vurgulanan öğeyi bulmak için, öncelikle cümlenin öğeleri belirlenir. Türkçede cümlenin temel öğesi yüklemdir. Bu nedenle cümlenin vurgulanan öğesi, “yükleme en yakın olan” öğedir. Yani yüklem nerede ise, onun hemen yanında bulunan öğe, cümlenin en vurgulu öğesidir. Bu kolay kuralı örnek vererek ifade etmek gerekirse;
“Yarın büyük bir toplantı yapacağız.” cümlesinde –altı çizilerek gruplandırılmış kelimelere göre– öğe dizilişi, “Z.T. – B’siz. N. – Y.” şeklindedir. Bu cümle kurallı bir cümledir ve yüklemi sondadır. Yüklemi sonda olan cümlelerde vurgulanan öğe, yüklemden bir önce gelen öğedir. Yani “büyük bir toplantı” (belirtisiz nesne) bu cümlenin vurgulanan öğesidir. Başka bir örnek gösterecek olursak;
Neden – Sonuç Cümleleri
Tarih: 23 Haziran 2014 | Bölüm: Cümlede Anlam, Dil-Anlatım | Yorumlar: 37 Yorum var.
Neden – sonuç cümleleri, meydana gelen bir olay veya durumun bir nedene bağlandığı, gerekçe olarak bir sebebin ileri sürüldüğü cümlelerdir. Şöyle ki, meydana gelen her olayın bir mantıklı gerekçesi vardır ve bu cümlede belirtilmiş ise nedeni belli bir sonuç cümlesi oluşur. Bu “neden“, “çok bağırmak, erken kalkmak, para harcamak, yavaş yürümek, sınıfı geçmek, geç kalmak” gibi her türlü durum veya olay olabilir. Böyle bir gerekçenin “sonucu” olarak; “sesi kısılmak, uykusu gelmek, borca girmek, otobüsü kaçırmak, bisiklet almak, işten atılmak” gibi durumlar ortaya çıkabilir. İşte bu türden, nedeni ve sonucu belli bir cümleye “neden – sonuç cümleleri” denilmektedir.
Böyle cümlelerde, bir sonuç ifadesini meydana getiren olumlu veya olumsuz nedenler dile getirilmektedir. Örneğin, “Hatalı sollama yaptığı için kaza yaptı.” cümlesinde “kaza yapma” ifadesi bir sonuç bildirir. Şimdi bu sonuç cümlesine soralım: “Neden kaza yaptı?” Cümlede bu sorunun cevabı olarak “hatalı sollama yapması” verilmiştir. Bu nedenle cümlemiz bir “neden – sonuç” cümlesi kabul edilmelidir. Ayrıca neden – sonuç cümlelerinin, aynı zamanda sebep – sonuç cümleleri adıyla da tanımlandığı unutulmamalıdır.
Neden – sonuç cümleleri ile amaç – sonuç cümlelerini sıkça birbirine karıştırırız. İkisi arasında çok basit bir anlam ayrımı vardır. Amaç – sonuçta, kişinin istendik bir hedefi söz konusudur. Neden – sonuç cümlelerinde ise gerçekleşen bir sonuç ifadesinin neden böyle olduğu anlatılmaktadır. Bir neden – sonuç cümlesini anlayabilmek için cümledeki “için” kelimesinin yerine “amacıyla” getiririz. Eğer cümle anlamlı oluyorsa, o cümle neden – sonuç cümlesi olamaz. Çünkü “amaç – sonuç” cümlelerinden hatırlayacağımız üzere cümledeki “için” kelimesinin yerine “amacıyla” gelirse, o cümle “amaç – sonuç” cümlesi olur. Örneğin “Yere düştüğüm için kolum kırıldı.” cümlesini “Yere düştüğüm amacıyla kolum kırıldı.” şeklinde ifade edemeyiz. İşte bu yüzden bu cümle neden – sonuç ilişkisi ifade etmektedir.