Amaç – Sonuç Cümleleri
Tarih: 22 Haziran 2014 | Bölüm: Cümlede Anlam, Dil-Anlatım | Yorumlar: 82 Yorum var.
Amaç – sonuç cümleleri, kişinin bir işi gerçekleştirmeye yöneldiğini belirtmekte ve bu hedefe ulaşmak için bir şeyler gerçekleştirmesini ifade etmektedir. Şöyle ki, bir insanın yerine getirmek istediği düşünce “amacı” ifade eder. Bu amaç “arkadaşı ziyaret etmek, sınıfı geçmek, araba satın almak, bilgi edinmek, dikkat çekmek” gibi her türden düşünceyi karşılayabilmektedir. Böyle hedefleri gerçekleştirmek için yapılan tüm çabalar; iş, oluş ve hareket ise “sonuç” ile ifade edilir. Bu örneklerin sonuçları “köye gitmek, çok çalışmak, para biriktirmek, dilekçe yazmak, sesli konuşmak” gibi şeyler olabilir.
Cümlede belirtilen amaç ifadesi, mutlaka istendik yönde iş ve hareketleri kapsamaktadır. Mesela “Hızlı koştuğum için, ayağımı burktum.” cümlesinde kişinin amacı ayağını burkması olarak kesinlikle kabul edilemez. Çünkü ayak burkulması, kimsenin istemeyeceği bir sonuçtur. Ayağı burkulan kişi bunu kasıtlı olarak, isteyerek yapmadığına göre, “hızlı koşma” işi bir amaç ifade edemez; bu ancak “neden-sonuç” cümlesi olarak kabul edilebilir. İşte amaç cümleleri, mutlaka kişinin istediği yönde bir şeyi ifade etmelidir. Örneğin “Kafamı dinlemek üzere tatile çıkıyorum.” cümlesinde, kişini tatile çıkması bir sonuçtur. Bu sonuç, istendik bir amacı gerçekleştirmeye yöneliktir. Yani kişi kafasını dinlemeyi amaçlıyor ve sonuç olarak tatile çıkıyor. Bu nedenle cümle bir amaç-sonuç cümlesidir.
Amaç – sonuç cümleleri, aklımızda “her zaman olumlu olmalı” gibi bir düşünce oluşturabilir; fakat bu kesinlikle yanlıştır. Yani her amaç, iyi niyetle gerçekleşecek diye bir kural yoktur. Mesela “Adamı öldürmek için silahını çıkardı.” ifadesi bir amaç – sonuç cümlesidir. Çünkü adamı öldürmek, o kişinin istediği / amaçladığı bir davranıştır. Bunun sonucu olarak silahını çıkarmıştır. Bu şekilde düşünmeli ve her amaç – sonuç ifadesinin olumlu olmasını beklememeliyiz.
Yüklem Nasıl Bulunur?
Tarih: 23 Kasım 2013 | Bölüm: Cümlenin Öğeleri, Dil-Anlatım | Yorumlar: 56 Yorum var.
Cümledeki yüklem nasıl bulunur, kolay yoldan yüklem nasıl tespit edilir bu yazıda öğreneceksiniz. Yüklemi bulmak, karışık ve zor bir şey olarak görünse de, bu belki de Türkçenin dil bilgisi konularındaki en kolay kısımdır. Aşağıda gösterilen yöntemlerden yararlanarak cümlenin yüklemini akılda kalıcı ve en kolay biçimde bulmanız mümkündür.
İş, oluş, hareket, olay ve yargı bildirir. Yani o cümlede ifade edilen asıl anlamı karşılayan kelime veya kelime grubu yüklemdir. Genelde fiil olmak üzere, bazen isimler de yüklem olabilir. Ayrıca yüklemler genellikle sonda bulunur. Yüklem cümlenin temel öğesidir, geriye kalan bütün öğeler onun yardımcısıdır.
Cümlenin öğeleri bulunurken, en başta yüklem bulunur ve kalan bütün öğeler yükleme sorulan sorularla bulunur. Onun için bir cümlenin önce “Burada olan olay ne, yargı bildiren sözcük hangisi?” diye sorarak ve aşağıda tarif edilen yöntemleri kullanarak yüklemini bulmak, daha sonra diğer öğeleri göstermek gerekir.
Yüklem, isim de olsa, fiil de olsa mutlaka bir “yargı” ifade etmelidir. Gerçekleşen bir iş, oluş, hareket veya var olan bir durum gösterilmiyorsa, o sözcüğün yüklem olması mümkün değildir.
Örnek: “Kontrolü kaybeden araç bariyerlere çarptı.” cümlesinde bütün anlamı üzerinde toplayan ve yargı içeren sözcük “çarptı” çekimli fiilidir. Bu nedenle o kelime yüklem olarak kabul edilir.
Önemli Bilgi: Bir cümle sadece yüklemden oluşabilir. Bir cümlede özne ve yüklem cümlenin “temel” öğesidir, geri kalan bütün öğeler (dolaylı tümleç, zarf tümleci, nesne) “yardımcı” öğe olarak kabul edilir.
İyi Bir Konuşmacının Özellikleri
Tarih: 21 Aralık 2011 | Bölüm: Dil-Anlatım | Yorumlar: 10 Yorum var.
İyi bir konuşmacı, öncelikle iyi bir dinleyicidir. Çünkü konuşan kişiyi dinlemek, onunla empati kurmayı gerektirir. Bu anlamda iyi bir dinleyici, konuşmacının yaptığı yanlışlardan kaçınmaya veya güzel davranışları yapmaya yönelecektir.
Etkili konuşma, toplum içindeki saygınlığınızı ve insan ilişkilerinizi doğrudan etkilemektedir. Toplumu derinden etkileyen liderlerin veya milletlerin sesi olmayı başaran önderlerin ortak özellikleri, hitabet güçlerinin yüksek olmasıdır. Atatürk, güzel ve etkili konuşmacıların en iyi örneklerinden biridir.
Genel olarak iyi bir konuşmacı, anlatacağı konuya hâkim olan, vurgu ve tonlamayı uygun yerlerde yapabilen, insanlara güven verici bir ses tonuyla konuşabilen, konuşurken dinleyicilerin tepkilerini önemseyen ve konuşmasını ona göre sürdüren, konuya uygun ilginç anılar veya olaylar anlatabilen, konuyu fazla dağıtmadan ifade edebilen, kendi içinde tutarlı bilgiler sunan ve son olarak diksiyon kurallarına uygun bir dille hitap eden kişidir.
Aşağıda iyi bir konuşmacının genel özellikleri sıralanmıştır:
1. Etkili konuşma yapmak, konuşmamızın amacıyla doğrudan ilgilidir. Biz konuşmamıza önem veriyorsak konuşma biçimimize de önem vermeliyiz.
2. Etkili ve güzel konuşmak aynı zamanda iyi bir iletişim kurmamızın da göstergesidir.
3. Konuşma öncesinde mutlaka, konuşacağımız konularda bir hazırlık yapmamız gerekir.
İyi Bir Yazarın Özellikleri
Tarih: 21 Aralık 2011 | Bölüm: Dil-Anlatım | Yorumlar: 6 Yorum var.
Yazarlık, tıpkı iyi bir hatip olmak gibi geliştirilebilir bir yetenektir. Duygu ve düşüncelerimizi yazılı olarak anlatabilmek için, dil becerimizin yüksek olması ve yazıyı okuyucu gözüyle değerlendirebilmek gerekmektedir.
Bir yazıcı (yazar), yazacağı konuyla ilgili bilgi birikimine sahip olmalı ve düşüncelerini en etkileyici ifadelerle ortaya koymak durumundadır. Yazı oluşturulurken yazarın takınacağı tutum, yazının niteliğine ve türüne göre değişmektedir. Yazar bu anlamda, yazının türüne ve hitap ettiği okuyucu kitlesine uygun oluşturulmalıdır.
İyi bir yazarın özellikleri aşağıda sıralanmıştır:
1. Yazıcı olmak okuyucu olmaktan çok farklıdır. Herkes okuyucu olabilir ama herkes yazıcı olamaz.
2. Yazma kabiliyetimizin hangi türlere yönelik olduğunu iyi keşfetmemiz lazım.
3. Yazı, elde ettiğimiz kültürel birikimimizi ve yaşadığımız güzellikleri sonraki nesillere aktarır.
4. Tarihte, yer almanın şartlarından birini yerine getirmiş olur.
5. Yazdığımız her yazı, varlığımızın sınırlarından bir sınırdır.