Edebi Metinler – Sanat Metinleri
Tarih: 8 Eylül 2011 | Bölüm: Dil ve Anlatım | Yorumlar: Yorum yok.
Metinler edebi metinler ve edebi olmayan metinler şeklinde iki gruba ayrılabilir. Bizi ilgilendiren edebi metinlerdir. Edebi metinler; düz yazı şeklinde oluşmuş edebi metinler ve nazım (şiir) şeklinde oluşmuş edebi metinler olarak iki ana gruba ayrılabilir. Düz yazı şeklinde oluşmuş edebi metinler; olay bildiren edebi metinler ve düşünce bildirin edebi metinler şeklinde iki ana gruba ayrılabilir. Olay bildiren edebi metinler; roman, hikaye, masal… Düşünce bildiren edebi metinler; makale, deneme, fıkra…
1) ANLATMAYA BAĞLI METİNLER
– Bu metinlerde anlatıcı yaşanmış ya da tasarlanmış gerçeklikten alınan bir olayı kendince yorumlayıp dönüştürerek anlatır.
– Sanatçı dış dünyadan aldığı gerçekliği kendi duygusu iç dünyası yaşadığı dönemin özellikleriyle ve ve düşünceleriyle yoğurur.
– Anlatmaya bağlı metinlerde üzerinde yaşadığımız dünyada görülen varlık eşya insan ve olaydan hareketle yeni bir evren anlatılmaktadır. Bu evrene “KURMACA EVREN” denir. Bu metinlerin özelliklerinden biri kurmaca olmalarıdır. Bunun amacı okuyucu ve dinleyicide estetik yaşantı uyandırmak böylece onların ilgisini çekmektir.
– Anlatmaya bağlı eserler yazıldıkları dönemin sosyal kültürel ekonomik siyasal yapısını sanat anlayışını çeşitli bakımlardan yansıtır.
– Anlatmaya bağlı metinlerde temel unsur “olay örgüsü” dür. Bu metinlerde yapı; olay örgüsü kişiler yer zaman gibi birimlerin bir düzen içerisinde birleşmesiyle oluşur.
– Bu metinlerde olay örgüsü yaşanmaz düzenlenir (bkz.kurmaca evren)
– Anlatmaya bağlı metinlerde ilahi bakış açısı kahraman anlatıcının bakış açısı ve gözlemci anlatıcı olmak üzere üç tip bakış açısı ve anlatıcı vardır.
– Bu metinlerde anlatılanlar olayların durumuna göre zenginleştirilmiş durumdadır. Kullanılan edebi dil metnin yazıldığı dönemin sosyal hayatına edebi zevkine ve anlayışına göre değişiklik gösterebilir. Metnin dilinin ele alınan temayla ve verilmek istenen mesajla da doğrudan ilişkisi vardır.
– Bu metinlerde dil bilgi aktarmak veya öğretmek amacıyla kullanılmaz. Sözcükler günlük hayatta herkesin bildiği anlamlarıyla değil; yazarın okuyucuya sunmak istediklerine göre yeni anlamlar yüklenerek kullanılır.
Öğretici Metinler
Tarih: 8 Eylül 2011 | Bölüm: Dil ve Anlatım | Yorumlar: 1 Yorum var.
Öğretici metinler, bilgi ve haber vermek, ikna etmek, kanıları değiştirmek, uyarmak, düşündürmek, yönlendirmek, tanıtmak gibi amaçlarla yazılan metinlerdir. Öğretici metinler ele aldığı konuya göre çeşitli türlere ayrılır. Bu türlerin hepsinin konuyu ele alış biçimi ve üslubu farklılık gösterir. Öğretici metinler şu şekilde gruplandırılmaktadır:
Tarihî metinler: Tarih olaylarının ele alındığı, anlatıldığı metinlerdir.
Felsefî metinler: Felsefî konuları ve felsefenin varlık, bilgi, değer gibi konularını ele alan metinlerdir.
Bilimsel metinler: Bilimsel araştırmaları açık ve kesin bir dille , delillere dayanarak anlatan metinlerdir.
Gazete çevresinde gelişen metin türleri: Makale, deneme, sohbet, fıkra, eleştiri, röportaj gibi gazete çevresinde oluşan metinlerdir.
Kişisel hayatı konu alan metin türleri: Hatıra (anı), gezi yazısı, biyografi, mektup, günlük gibi kişisel hayatla ilgili olan metinlerdir.
Öğretici metinlerin incelenmesinde aşağıdaki özellikler göz önünde bulundurulur:
Metin ve zihniyet: Her metin, yazıldığı dönemin sosyal, ekonomik, siyasî yapısını, sanat anlayışını yansıtır. Dönemin bu özelliklerine zihniyet diyebiliriz. Metin, yukarıda sayılan unsurların hiç birine indirgenemez, çünkü metin bunların hepsinden yararlanılarak oluşturulan bir bütündür. Bir metinde, metnin yazıldığı dönemin özellikleri metne sindirilmiş bir şekilde yer alır. Bu özellikler metinle bütünleşir. Bir metni incelerken metinden dönemin zihniyetine ait ipuçları tespit edilir.
Konularına Göre Güncel Kitaplar
Tarih: 5 Eylül 2011 | Bölüm: Yazınsal Eserler | Yorumlar: Yorum yok.
Türkiye’de ve dünyada en çok okunan güncel kitaplarla ilgili tanıtımlara ve özetlere, kitap özetleri sayfamızdan ulaşabilirsiniz.
Atatürk’ün Türkçü Sözleri
Tarih: 2 Eylül 2011 | Bölüm: Türk Tarihi - Kültürü | Yorumlar: 2 Yorum var.
Ulu Önder Atatürk’ü karalamak, bazı çevrelerce moda hâline getirildi son zamanlarda. Öyle ki Atatürk‘ün kendini sosyalizme yakın gördüğünü söyleyen kişiler bile çıktı. “Delinin biri kuyuya bir taş atmış, kırk akıllı onu çıkaramamış.” misali bu iddialara inanan da bir sürü kişi çıktı. Atatürk’ün milliyetçi olduğunu; fakat Turancı olmadığını söyleyenler de, tıpkı baştakiler gibi Atatürkçü düşünceyi kendi içinde tutarsız gibi göstermeyi amaçlıyorlardır kuşkusuz.
Tüm iddialara yanıt olabilecek aşağıdaki sözler, Başbuğ Atatürk‘ün konuşmalarından ve yazdığı metinlerden alınmıştır. Bu sözler Ulu Önder‘in ne kadar Türkçü – Turancı olduğunu apaçık göstermeye yeterlidir. Bu sözleri okuduktan sonra Atatürk’ün Turancı olmadığını düşünmek, en az sosyalist olabileceğini düşünmek kadar ahmaklık gerektirir. İşte Başbuğ’un günümüze de ışık tutan Türkçü sözleri:
» “Ben her şeyden önce bir Türk milliyetçisiyim. Böyle doğdum. Böyle öleceğim. Türk birliğinin bir gün hakikat olacağına inancım vardır. Ben görmesem bile, gözlerimi dünyaya onun rüyaları içinde kapayacağım. Türk birliğine inanıyorum, onu görüyorum. Yarının tarihi, yeni fasıllarını Türk birliğiyle açacaktır. Dünya sükununu bu fasıllar içinde bulacaktır. Türk’ün varlığı bu köhne aleme yeni ufuklar açacak, güneş ne demek, ufuk ne demek, o zaman görülecek.”
» “Vatana yüksek seciyeli ve metin ruhlu gençler yetişmesini temenni eylediğim İstanbul Türk İzci Ocağı’nın, Başbuğ’luk teklifini büyük bir hissi iftiharla kabul ediyorum. Genç arkadaşlarıma teşekkür ve selamımın tebliğini rica ederim.”
» “Tanrı nasip eder, ömrüm vefa ederse; Musul, Kerkük ve Adaları geri alacağım. Selanik de dahil Batı Trakya’yı Türkiye hudutları içine katacağım!
» “Etimin ve kemiğimin babası Ali Rıza Efendi ise, fikrimin babası Ziya Gökalp’tir.”
» “İstanbul’da çıkan bir gazeteyi Kaşgar’da ki Türk de anlayacaktır.”