Milleti Oluşturan Unsurlar
Tarih: 27 Nisan 2019 | Bölüm: Tarih ve Kültür | Yorumlar: Yorum yok.
Bir insan topluluğunun “millet” olabilmesi için, milleti oluşturan unsurlar etrafında birleşmeleri, o değerleri benimsemeleri gerekir. “Aynı toprak üzerinde yaşayan ve aralarında kültür, dil, tarih gibi yönlerden birlik bulunan insan topluluğu” olarak tanımlanan millet, tanımdan da anlaşılacağı üzere ortak değerler üzerinde bir araya gelmiş insanlardan oluşur. Bu insanlar aynı atanın torunları olarak bir tarihe bağlıdırlar. Aynı zamanda uzun yıllar içerisinde meydana getirdikleri kültürü, gelenek ve görenekleri benimsemişlerdir. Genellikle aynı toprak üzerinde yaşarlar ve aynı dili konuşurlar. Bunun gibi millet olmayı gerektiren değerler etrafında birleşerek, bir ulus meydana getirirler.
Millet, bir kişinin kimliğini karşılayan önemli bir değerdir. Kişide ait olma duygusunu en zirve noktada yaşatan bir yöndür. Milletler sayesinde diller ve kültürler yaşar. Bu bakımdan nasıl ki milletin meydana gelebilmesi için ortak tarihe, dile ve kültüre ihtiyaç varsa; bu dilin, tarihin ve kültürün yaşatılması için de millete ihtiyaç vardır. Bunun için millet kavramı, onu oluşturan unsurlarla iç içe geçmiştir. Her biri, diğerinden ayrılamayacak kadar önemli bir temel teşkil etmektedir. Bu değerler, bir kişinin dünya milletleri arasındaki yerini ve farkını ortaya koymaktadır. Örneğin kültür, her millet için özeldir ve yaşatılması gerektiğine inanılan bir değerdir.
Bir milleti meydana getiren en önemli unsurlar / değerler, maddeler hâlinde şöyle sıralanabilir:
- Dil birliği
- Kültür birliği
- Tarih birliği
- Vatan birliği
- Ahlâk birliği
- Örf ve adet birliği
- Din birliği
12 Hayvanlı Türk Takvimi
Tarih: 17 Mart 2019 | Bölüm: Türk Tarihi - Kültürü | Yorumlar: 1 Yorum var.
Tüm takvimler gibi on iki hayvanlı Türk takvimi de, zamanı sistemli bir bütün hâline getirme, doğru belirleme ve sabit kurallara göre kullanma ihtiyacından ortaya çıkmıştır. Her ne kadar ilkel ve göçebe yaşam içerisinde zamanın belli kurallara bağlanması pek önemsenmez gibi düşünülse de, o dönemki insanlar da tarım ve hayvancılık faaliyetlerinde, savaş tarihlerinin belirlenmesinde, göç zamanlarının ayarlanmasında, başka milletlerle olan ilişkilerde, dinsel törenlerde ve sosyal ilişkilerde zamanı daha sistemli bir bütün olarak ele alma ihtiyacı duymuşlardır. Bu da dünyanın birçok yerinde gök cisimlerinin hareketlerinden ve doğa olaylarından yararlanarak hazırlanan takvimleri ortaya çıkarmıştır. Türkler çok eski zamanlardan beri evren bilimi ve gök bilimi konularında araştırma yaptıklarından, yazılı tarihin başlamasından çok önce yaratılışın en katı hükmü olan zamanı sistemli bir hâle getirme ihtiyacı hissetmişlerdir.
12 Hayvanlı Türk takvimi, tarihte ilk kez Türkler tarafından kullanıldığı bilinen, Güneş yılını esas alan ve her yıla bir hayvan isminin verildiği bir takvimdir. Bu takvimde toplamda 12 tane hayvan vardır ve her on iki yılın sonunda tekrar aynı hayvan yılına geri dönülmektedir. Her yılın hangi hayvana denk geldiğine göre belirgin özellikleri vardır. Örneğin “öküz yılında savaşlar çok olur” inancı vardır. Kişilerin doğdukları yılların, onların karakterleri üzerinde etki ettiği düşünülmektedir. Türklerin şamanizm inancı da takvime etki etmiş ve falcılar yine bu takvime göre bazı tahminlerde bulunmuşlardır. Bu takvim tarihte birçok Türk devleti tarafından kullanılmış, yakın zamana kadar da Türk dünyasının muhtelif yerlerinde izini devam ettirmiştir.
12 hayvanlı Türk takvimi ile ilgili hazırlamış olduğumuz kapsamlı içeriğe, aşağıdaki bağlantılardan ulaşabilirsiniz:
12 Hayvanlı Türk Takviminin Özellikleri
On İki Hayvanlı Türk Takviminin Kökeni
Yılların Özellikleri ve Hesaplamlar
12 Hayvanlı Türk Takviminde Yılların Özellikleri
Tarih: 15 Mart 2019 | Bölüm: Türk Tarihi - Kültürü | Yorumlar: 6 Yorum var.
On iki hayvanlı Türk takviminde her yılın kendine göre karakteristik özellikleri bulunmaktadır. Yani hangi hayvan yılında neler olacağı ile ilgili toplumun ön yargıları ve bazı efsanevi inançları söz konusudur. Bunlar kuşkusuz deneyimlerin, yaşanmışlıkların ve halk mitolojisinin ürünüdür. Bazı yıllarda büyük kıtlıklar yaşanmış, bazı yıllar hep büyük savaşlara denk gelmiş, bazı yıllar Tanrı Türk‘e yüzünü dönmüş ve bolluk bereket dönemi yaşanmış… Tüm bunlar Türk milletinin geleceği kestirmeleri için bir işaret hâline gelmiş.
Aslında burada hayvanların da yıllara anlam yüklerken etkisini yadsımamak gerekir. Türklerin hayvanların karakterlerini de yıllar hakkında yaptıkları kestirmelere yansıttıkları düşünülebilir. Nitekim “tavuk yemi taneli olur, o yıllarda genelde isyan ve karışıklık çıkar” gibi düşünceler bu fikrimizi doğrular niteliktedir. Fakat Türklerin kutlu saydığı kurt hayvanının Türk takviminde herhangi bir yıla isminin verilmemesi ilginçtir. Kaşgarlı‘nın aktardığı Uygur rivayeti doğru ise bu ancak öyle bir sebepten olabilir.
Aşağıda on iki hayvanlı Türk takvimindeki her yılın karakteristik özellikleri kısaca verilmiştir. Bu bilgiler halk tarafından bilinmekle birlikte, Şamanlar tarafından da kullanılmıştır. İçerisinde mitolojik ögelerin ve geleneklerin de bulunduğu bu bilgiler şöyledir:
On İki Hayvanlı Türk Takviminin Kökeni
Tarih: 10 Mart 2019 | Bölüm: Türk Tarihi - Kültürü | Yorumlar: Yorum yok.
Kaşgarlı Mahmud’un on iki hayvanlı Türk takviminin ortaya çıkışı (kökeni) ile ilgili Divan-ü Lügati’t Türk’te aktarmış olduğu bir Uygur rivayeti ile konuya başlayalım: Türk Hakanlarından biri, kendisinden birkaç yıl önce yapılmış bir savaş hakkında bilgi almak istemiş. Bunun üzerine çevresindeki kimse bu konuda net bir bilgi sunamamış, danışmanları kararsız kalmışlar ve savaşın yapıldığı yılda yanılmışlar. Bunun üzerine bu konuyu görüşmek için Hakan ulusuyla bir görüşme yapmak için kurultayı toplar. “Biz bu savaşın tarihini belirleme konusunda nasıl yanıldıysak, bizden sonra gelecek olanlar da hata yapacaklardır. Öyle ise, biz şimdi göğün on iki burcu ve on iki ay sayısınca her yıla birer ad koyalım; hesaplamalarımızı bu yılların geçmesiyle anlayalım ve bu aramızda unutulmaz bir andaç olarak kalsın.” der. Ulus, kurultayda Hakan’ın bu önergesini kabul eder.
Alınan karar sonrasında Hakan bir sürek avı düzenler. Yaban hayvanlarının Ilısu’ya doğru sürülmesini buyurur. Bu ırmak çok büyüktür ve halk bu hayvanları sıkıştırarak suya doğru sürükler. Bu hayvanların bir kısmını avlarlar, bazıları ise kaçarak ırmağa atlar. Bunların içinden sıçan (fare) ırmağı ilk geçen olur ve ilk yıla onun ismi verilir. Toplamda 12 tane hayvan ırmağı geçer ve her geçen hayvanın adı bir yıla verilir. Böylece 12 hayvanlı Türk takvimi meydana gelir ve zamanla geliştirilerek yıldan yıla aktarılır, günümüze kadar gelir. Takvimin ortaya çıkışı bu şekilde rivayet edilmekle birlikte, Orhun Abideleri‘nden önce herhangi bir yazılı kaynağımız bulunamadığı için takvimin yaratılışı hakkında kesin bilgilere erişmek mümkün değildir.
Bu konuda Türklük bilimcilerin az bir kısmı takvimin Çinlilerden alınmış olabileceğine dair tezler ileri sürmüşse de, çoğunluğun düşüncesi takvimin Türkler tarafından yaratıldığı ve ilk defa Türk coğrafyasında kullanıldığıdır. Çinlilerin bugün hâlâ sembolik olarak kullandıkları Çin takviminin Türkler tarafından ortaya çıkarıldığı düşüncesi, ne yazık ki bazı çevreleri rahatsız etmektedir. Türklerin büyük işler başarma fikrini hazmedemeyen özellikle Batılı bilim insanları, ne yazık ki takvimi Çinlilere mâl etmek için elinden geleni yapmışlardır. Bunlardan biri Fransız Türkolog Louis Bazin’dir. Kaleme aldığı birçok yazısında, bu takvimin Çin mitolojisi ve felsefesi ile ne kadar yakından ilgili olduğunu ifade etmiş, Çinlilerin bu takvimi kullandığı yüzyıllarda henüz Türklerin bir takvimi olmadığını iddia etmiştir. Özellikle takvimdeki “ejderha ve domuz” hayvanlarının bulunmasının, takvimin Türklere ait olmayacağını düşündürdüğünü söylemiştir.