Noktalama İşaretlerine Dikkat Ederek Okumak
Tarih: 18 Eylül 2019 | Bölüm: Dil-Anlatım | Yorumlar: Yorum yok.
Türkçede her cümle mutlaka bir noktalama işareti ile biter. Zira cümle, yargı bildiren kelimeler topluluğudur. Yargı bildiren bir sözün de taşıdığı anlama göre mutlaka bir noktalama işareti ile sonlandırılması gerekir. Bu noktalama işaretleri, bize cümlenin bittiğini anlatır ve söyleyenin duygusunu ifade eder. Bu nedenle cümle sonundaki noktalama işaretlerinin okurken önemsenmesi gerekir. Dikkat edilmediği durumlarda yazarın bize iletmek istediği duygu ve düşünce tam olarak zihnimizde anlam kazanamayabilir veya yanlış anlaşılabilir.
Noktalama işaretleri, cümleleri sadece estetik açıdan güzelleştirmek için kullanılmaz, yani süs değildir. Sonuçta hepsinin bir görevi bulunmaktadır. Eğer korku, heyecan, seslenme, şaşırma vs. gibi bir anlam varsa, bu cümlenin sonunda mutlaka ünlem işareti kullanmalıyız ki okuyan kişi cümlede böyle bir duygu olduğunu anlasın. Veya cümlemiz soru anlamı taşıyorsa mutlaka soru işareti kullanmak gerekir. Özel bir anlamı yoksa, mutlaka cümleler nokta ile biter ve okuyucuya burada yargının sonlandığı mesajı verilir.
Konuşma dilinde “vurgu” sayesinde cümleye bazı anlamlar yükleriz. Dinleyen kişi cümlemizdeki duyguyu rahatlıkla anlar. Ayrıca belirli aralıklarla nefes alır, cümlenin anlamına uygun olacak şekilde bazı yerlerde bilerek duraklar ve karşıdaki kişinin bizi rahatça anlamasına müsaade ederiz. Peki yazı dilinde durum nasıldır? Okuyucu bizim vurgulamak istediğimiz yerleri, cümledeki duyguyu veya tane tane okuması gereken yerleri nasıl bilebilir? İşte tam burada noktalama işaretleri devreye girer.
Kısa Fabl Örnekleri
Tarih: 8 Ağustos 2019 | Bölüm: Dil-Anlatım | Yorumlar: 9 Yorum var.
Fabl adıyla bilinen hayvan masalları, genellikle çocuklar için yazıldığı için kısa ve anlaşılır bir şekilde kaleme alınırlar. İçerisinde hayvanların başından geçen olağanüstü olaylar, kişileştirme ve konuşturma sanatıyla akıcı bir kurguya dönüştürülür. Olaylar basit düzeyde işlendiği için aslında kalemine güvenen herkes basit bir fabl yazma çalışması yapabilir. Fabl hakkında ayrıntılı bilgi için “Fabl Türü ve Özellikleri” başlıklı sayfamıza bakabilirsiniz. Aşağıda kısa fabl örnekleri sizler için derlenmiştir.
BENEKLİ ve KRAL
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, iki dağın arasında sonu görünmeyen çok büyük bir göl varmış. Bu göl, yakın köylerdeki insanlar kadar hayvanların ve bitkilerin de hayat kaynağıymış. Nice zambaklar ve yosunlar gölün çevresini süsler, kuşlar göç ederken bu gölde misafir olur ve içinde yaşayan rengarenk balıklar, gün boyunca şarkılar söyleyerek serin sularda gezer dururmuş.
Gölün küçük bir kısmında yaşayan sevimli balıkların bir de kralı varmış ve buradaki tüm balıklar kralın sözünden çıkmazmış. Kral çok uyanık ve yalnızca kendi keyfini düşünen biriymiş. Tüm balıkları tatlı yosunların az olduğu, yiyecek bulmanın çok zor olduğu dar bir alanda tutar ve bu alanın dışına çıkanları büyük balıklara yem etmekle tehdit edermiş. Ayrıca gölün derin yerlerinde çok tehlikeli yaratıkların olduğunu, dev yılanların, çift başlı köpek balıklarının ve timsahların oralarda gezip durduklarını anlatırmış sürekli. Kendisi ise gününü gün eder, hizmetçilerine en güzel yemekleri ve içecekleri onun için hazırlatır, muhafızlar onu gece gündüz korurmuş.
Fabl Nedir? Özellikleri ve Temsilcileri
Tarih: 3 Ağustos 2019 | Bölüm: Dil-Anlatım | Yorumlar: 2 Yorum var.
Esasen masal türüne bağlı olan fakat zamanla ayrı bir edebi tür hâline gelen fabl; kahramanları genellikle hayvan ve bitkilerden oluşan, sonunda mutlaka bir ahlâk dersi veren kısa öykülerdir. Fabl türünün dilimizdeki öz Türkçe karşılığı “öykünce” olarak belirlenmiştir. Buna karşın genellikle fabl için “hayvan masalları” karşılığı kullanılmaktadır. Bu kısa öykülerde hayvanlar, tıpkı insanlar gibi belirli karakterlere sahiptir, konuşurlar, düşünerek hareket ederler ve genellikle bir sorunu çözmeye çalışırlar. Çocuk edebiyatı eserleri olan fabllar, çoğunlukla çocukların ahlâk ve kişilik gelişimlerini desteklemek için kaleme alınırlar.
Fabl türü, genellikle güldüren, eğlendiren ve aynı zamanda kişileri düşündürüp eğiten bir edebiyat türüdür. Çoğunlukla şiirsel bir dil kullanılır ve olaylar akıcı bir şekilde işlenir. Çocukların her zaman ilgisini çeken hayvanların başından geçen maceralar, onların ilgisini çekebileceği ve verilen mesajı çok rahat bir şekilde alabilecekleri düzeyde işlenir. İntak denilen konuşturma ve teşhis denilen kişileştirme sanatına sıklıkla başvurulur. Hikâye boyunca hayvanlar ve bitkiler kendi aralarında konuşurlar. Fabl kelimesi, Latincede (fabula) “hikâye” anlamına gelmektedir. Zamanla bir davranışı öğreten veya ahlâk eğitimini işleyen eserlere verilen ad hâline gelmiştir.
Fabl türünde çocuklara iyi davranışları öğütlemek ve kötü davranışlardan kaçındırmak işlenir. Bu tür ahlâk ve kültür ögeleri doğrudan değil, konunun gelişimi içerisinde sezdirilir. Soyut kavramlar, çocuğun düzeyinde somutlaştırılarak verilir. Aslında insanın toplumsal yaşamına ait olan iyi – kötü, zengin – fakir, korkak – cesur, yalancı – dürüst… gibi çeşitli kavramlar, hayvanlar arasında geçen hareketli bir kurgu içerisinde anlatılır. Hayvanların karakterleri ile özdeşleşen davranışlardan doğru olanlar kazanır, övülür; yanlış olanlar ise yerilir ve kaybeder. Yardımseverlik, paylaşmak, dürüstlük, cesur olma, çalışkanlık… gibi kişilik özellikleri ön plana çıkarılır; kıskançlık, cimrilik, tembellik… gibi yönler ise dışlanır.
Sözel Mantık Soruları Nasıl Çözülür?
Tarih: 25 Mayıs 2019 | Bölüm: Dil-Anlatım | Yorumlar: 7 Yorum var.
Bu yazımızda sizlere yeni eğitim sisteminde daha az ezber isteyen ve problem çözme yeteneği gerektiren sözel mantık sorularının çözüm yöntemlerini, örnek sorular üzerinden anlatmaya çalışacağım. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ezbercilikten ve hayata dönük olmayan bilgilerden uzaklaşılarak; problem çözebilen, her ders alanında mantığını ön planda tutan, eleştiren, sorgulayan, araştıran… öğrenciler yetiştirmeyi amaçlayan bir eğitim modeli benimsenmiştir. Hâliyle milli eğitimde eskiden bilgiyi ezberleyen öğrenciler yetiştirilirken, son yıllarda bilgiyi içselleştiren ve kullanan bireyler amaçlanıyor. Bu amaçla yapılan sınavlarda daha çok yaratıcı düşünebilen ve problem çözebilen öğrenciler ayırt edilmeye çalışılıyor.
Benimsenen yeni eğitim modeline uygun olarak eskiden sadece Akademik Lisansüstü Eğitim Sınavı’nda (ALES) gördüğümüz mantık soruları; önce Kamu Personeli Seçme Sınavı’nda (KPSS), daha sonra Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) ve Yükseköğretime Giriş Sınavı’nda (YGS), son zamanlarda ise Liselere Giriş Sınavı’nda (LGS) sorulmaya başlandı. Yani sözel mantık sorularının, daha alt eğitim basamaklarına geçişlerdeki sınavlarda da olması gerektiği düşünülüyor son yıllarda. Bu konuyla ilgili sınavlarda her geçen gün daha fazla soru sorulmasına karşın, sözel mantık Türkçe dersi konularında doğrudan yer almadığından bu soruların çözümü okulda anlatılmıyor ya da çalakalem anlatılıp geçiliyor. Bu sebeple bu tarz sorulara alışkın olmayan öğrenciler, sözel mantık sorularını çözmeden geçiyor.
Sözel Mantık da Neymiş?
Şimdi öncelikle “sözel mantık” kavramını açıklığa kavuşturalım. Bildiğimiz üzere mantık, “doğru düşünme yolu, yöntemi, sanatı ve bilimi” olarak kabul edilir. Mantık, genellikle sayısal bilimlerle ilişkilendirilir. Buna rağmen sözel bilgiler arasında bir bağ kurma, verilen bilgilerden yararlanarak problem çözme, yöntem geliştirme veya doğru düşünerek bilgileri sınıflandırma gibi yeteneklerimizi ortaya çıkarmak için sözel mantıktan yararlanılabilir. Sınavlarda sorulan sorular da, bu amaçlara yönelik hazırlanmaktadır. Sözel mantık soruları, özellikle bilgileri sınıflandırma ve ilişkilendirme konusunda bizi düşünmeye yöneltmektedir. Bu sebeple bu soruları çözerken bir yöntem geliştirmek, soruya nasıl yaklaşacağımızı bilmek önemlidir.