Dönüşlülük Zamiri
Tarih: 5 Ocak 2020 | Bölüm: Dil-Anlatım | Yorumlar: 1 Yorum var.
Bir kişi zamiri türü olmasına rağmen, bazen ayrı bir zamir çeşidi gibi kabul edilen ve son zamanlarda sorularda sıklıkla karşımıza çıkan dönüşlülük zamiri, genellikle dilimizde şahıs zamirlerinin anlamını güçlendirmek için kullanılmaktadır. Bilindiği gibi isimlerin yerini tutan kelimeler olan zamirlerin, sözcük hâlinde dört türü bulunmaktadır. Bazı kaynaklarda beşinci tür olarak dönüşlülük zamiri kabul edilmektedir. Aslında dönüşlülük zamiri, Türkçedeki şahıs zamirlerinden biridir. Şimdi dönüşlülük zamirinin özelliklerini ve kullanımını örneklerle anlatmaya çalışalım.
Türkçede temel olarak altı tane şahıs (kişi) zamiri bulunmaktadır. Bunlar “ben, sen, o, biz, siz, onlar” kelimeleridir. Bu kelimeler cümlede bir insan isminin yerini tutmak için kullanılırlar. “O son sınavlarda notlarını yükseltti.” cümlesinde “o” kelimesi bir ismin yerini tutmuştur ve kişi zamiri görevinde kullanılmıştır. Bu cümleyi bazen “Kendisi son sınavlarda notlarını yükseltti.” şeklinde kullanabiliriz. İşte bu örnekteki gibi bazı şahıs zamirlerinin yerine veya onları pekiştirmek amacıyla onlarla birlikte kullanılabilen “kendi” kelimesi, Türkçede dönüşlülük zamiri olarak adlandırılmaktadır.
Dilimizde sadece bir tane dönüşlülük zamiri vardır, o da “kendi” kelimesidir. Bu kelime cümlede kullanılırken iyelik veya hâl ekleri gibi çekim eklerini alabilir. Sadece “kendi” sözcüğü dönüşlülük zamiri olabildiği için cümlede bulmak çok kolaydır. Bir cümlede “kendi” sözcüğünü gördüğümüz zaman hemen onun dönüşlülük zamiri olduğunu söyleyebiliriz. Bu kelimenin kullanımı Orhun Yazıtları‘na kadar gitmektedir. Kül Tigin Abidesi’nde geçen “Oğuz budun kentü budunum erti.” (Oğuz milleti, kendi milletim idi.) cümlesindeki “kentü” kelimesi, bugünkü “kendi” kelimesinin eski şeklidir.
Gösterge ve Dil Göstergesi Nedir?
Tarih: 28 Mayıs 2016 | Bölüm: Dil Bilimi | Yorumlar: Yorum yok.
Bir kavram olarak gösterge, bir anlamı işaret eden her türlü belirti, iz veya işareti karşılamaktadır. Yani temelde bir anlam boyutu bir de biçim boyutu olan iki şey arasında bir bağ kurmaya dayanır. Her alanda kurulabilen bu bağlara gösterge denir. Kuşkusuz gösterge geniş kapsamlı bir kavramdır, sadece dilde değil sosyal veya doğal yaşamda da bulunur. Fakat bu yazıda özellikle dilsel göstergeler üzerinde yoğunlaşacağız.
Dilimizde anlamı olan her birime gösterge denilmektedir. Daha açık bir tanımla “kendisi dışında bir şeyi gösteren, onun yerini tutabilen, düşündüren ve bir şeye işaret eden nesne, görünüş, kelime veya her türlü belirtiye” gösterge denilmektedir. Bu tanımdan anlaşılacağı üzere bir göstergenin “gösteren” ve “gösterilen” olmak üzere iki yönü vardır. Bizi düşündüren, kafamızda bir şeyi canlandıran her türlü işaret gösterendir. Kelimeler, resimler veya çeşitli simgeler gösteren olabilir. Gösterenlerin işaret ettiği, zihnimizde canlanan her türlü anlam ise gösterilendir.
Bir örnekle gösterge kavramını açıklamaya çalışırsak, “UÇAK” kelimesi bir göstergedir. Çünkü bu kelimeyi gördüğümüzde zihnimizde hızlı bir şekilde uçabilen, kanatları olan bir araç gelmektedir. İşte bu göstergenin gösteren kısmı uçak kelimesi, gösterilen ise uçarak ulaşımı sağlayan araçtır. Aynı şekilde aşağıda örneklenen göstergelerde kelimeler bir dilsel göstergedir. Portakal diyince hepimizin aklına gelen meyve, gösterilendir. Aynı şekilde hepimiz için timsah kelimesi, yırtıcı bir hayvan görüntüsünü zihnimizde çağrıştırır.
Doğrudan Anlatım Nedir?
Tarih: 13 Kasım 2015 | Bölüm: Dil-Anlatım | Yorumlar: 4 Yorum var.
Bir başkasına ait bir sözün, hiçbir değişikliğe uğratılmadan ve yorum katılmadan cümle içerisinde ifade edilmesine “doğrudan anlatım” denilmektedir. Genellikle bilim insanlarının, sanatçıların, büyük liderlerin veya günlük hayattaki herhangi bir kişinin sözlerini, yazı veya konuşma dilinde sıklıkla kullanırız. Eğer bu sözlere kendi düşüncelerimizi katar veya sözleri cümlemizin içinde eriterek farklı bir ifadeye dönüştürürsek bu “dolaylı anlatım” olur. Fakat sözleri aynen olduğu gibi ifade ettiğimizde bu doğrudan anlatım olarak kabul edilir.
“Öğretmen, Perşembe günü bu konuyla ilgili bir sınav yapacağım, dedi.” cümlesini söyleyen kişi, öğretmenin sözünü olduğu gibi aktarmıştır. Bu cümlede herhangi bir yorum veya değişiklik olmadığı için doğrudan anlatım kullanılmıştır. Doğrudan anlatım cümleleri genellikle tırnak içerisinde veya iki virgül arasında belirtilecek şekilde gösterilir. Doğrudan anlatımın “yanlış olmayan, doğru olan” şeyleri anlattığı düşünülmemelidir, bu kavram sadece sözleri doğrudan aktarmayı ifade etmektedir.
Örnek: – Atatürk: “Yurtta barış, cihanda barış.” diyerek bütün dünyaya mesaj göndermiştir.
– Hayatında kötülük nedir bilmeyen dedem, “İyilik her kapıyı açan bir anahtardır.” derdi.
– Ben sana sorduğumda, bu kitabı ilk kez okudum, demiştin bana.
– İş çıkışı hep birlikte sinemaya gideceğiz, dediler.
– Abisi, Ezgi’ye “Bir hafta sonra geleceğim.” demiş.
– O sessizlikte Pınar “Şimdi bunun neresi komik?” diyince salonda bir kahkaha patladı.
– Maliye Bakanı, “Asgari ücretin yılbaşından itibaren 1.300 TL olacağını.” söyledi.
– Bir belgeselde “Sivrisinekler yılanlardan daha çok ölüme sebep olmaktadır.” sözünü duymuştum.
– Kemal yaptığı hatanın farkına vararak, “Sizi mahçup ettiğim için üzgünüm.” dedi.
– Ablama “Gelirken bilgisayarımı da getir.” demiştim.
– Bir atasözünde “Gün doğmadan, neler doğar.” demişler, sıkma canını.
– Öğrenciler hep bir ağızdan, “Bilim insanı olacağız!” diye bağırdılar.
Fiilde Çatı – Konu Anlatımı
Tarih: 16 Eylül 2015 | Bölüm: Dil-Anlatım | Yorumlar: 1 Yorum var.
Fiilde çatı konu anlatımı, fiil çatısı nedir ve alt başlıkları ile ayrıntılı olarak ele aldığımız bu sayfada konuyu örneklerle ve ders notlarıyla kolayca kavrayabilirsiniz. Fiilde çatı, Türkçe dersi 8. sınıf konusu olmakla birlikte dil bilgisinin en çok karıştırılan konularından biridir. Aslında fiillerin çatı özellikleri hakkında bazı ipuçlarına, nüanslara dikkat ederseniz, çatıları kolayca ayırt edebilirsiniz.
Fiilde çatı, iki başlıkta ele alınır. Bir cümlenin yükleminin özne ve nesne ile olan ilişkisine göre farklı çatı adlandırmaları yapılır. Öznesine ve nesnesine göre dört alt başlıkta incelenen fiil çatısı, yukarıdaki grafikte görsel olarak sunulmuştur. İsimlerinden de anlaşılacağı üzere, “öznesine göre” çatılar, yüklemi gerçekleştiren öznenin var olup olmadığına veya öznenin işin ne kadar içinde olduğu gibi bazı özelliklerine göre sınıflandırılır.