Tanık Gösterme Nedir?
Tarih: 5 Mayıs 2016 | Bölüm: Dil-Anlatım | Yorumlar: 8 Yorum var.
Düşünceyi geliştirme yollarından biri olan “tanık gösterme“, bir düşünceyi daha inandırıcı hâle getirmek veya ortaya atılan fikirlerin kaliteli fikir adamları tarafından da benimsendiğini göstermek amacıyla kullanılır. Sınavlarda sıkça karşımıza çıkan bu anlatım tekniği, “öne sürdüğü düşünceyi başkalarının görüşleriyle desteklemeye” şeklinde ifade edilerek sorularda geçmektedir. Sıklıkla örneklendirme ile karıştırılsa da, aralarında çok belirgin bir fark vardır.
Tanık göstermeyi tanımlayarak başlayalım: “Kişinin ortaya attığı duygu veya düşüncelerini daha somut ve inandırıcı hâle getirmek amacıyla yazar, şair, devlet adamı, bilim insanı vs. gibi tanınmış kişilerin sözlerinden alıntı yapması” olarak açıklanabilecek bir anlatım tekniğidir. Burada başka kişilerden “alıntı” yapma, anahtar kelimemizdir. Yani mutlaka bir başka yazarın veya düşünürün sözlerine başvurma vardır. “Bakın … da benim gibi düşünüyor, o da benim düşüncemi doğruluyor.” şeklinde bir anlam çıkarılabilir. Ayrıca kelimenin anlamından hareket edilirse, tanık “şahit” demektir. Yani düşüncemize başka yazarları şahit etme anlamı söz konusudur.
Örnek: Bugünün gençleri, geleceği kurtaracak kadar nitelikli yetişmiyor ne yazık ki. Zevk üzerine kurulu hayatlar, yetenek ve düşünceden yoksun yetişen nice gençler. Aslında hepsi çok güzel yetenekleri olduğunu ve dahası çok güzel şeylerle meşgul olduklarını düşünüyorlar. Hâlbuki hepsi kuru gürültü. Hayatlarına hiçbir şey kazandırmayacak şeylerin ardından gitmek, ne kadar da anlamsızca. Bize her anlamda yetkin gençler lazım. Bakın usta düşünür Nihal ATSIZ bu konuda şöyle diyor: “Bize yalnız dans etmesini, iyi giyinmesini, kur yapmasını ve aşık olmasını bilen gencin lüzumu yoktur. Bize bugün mesleğinde usanmadan çalışacak, yarın hudutta göz kırpmadan ölebilecek genç lazımdır.”
Kişileştirme Nedir?
Tarih: 24 Nisan 2016 | Bölüm: Dil-Anlatım | Yorumlar: 29 Yorum var.
Türkçedeki söz sanatlarından biri olan kişileştirme, sorularda sıklıkla karşımıza çıkmakta ve benzetme gibi diğer söz sanatlarıyla birbirine karıştırılmaktadır. İnsan özelliklerini doğadaki diğer canlılara aktarma şeklinde gerçekleşen bu sanata dair örnek cümleleri, dikkat edilmesi gereken püf noktalarını bu yazımızda ele alacağız.
Kişileştirmeyi “insana ait özellikleri, insan dışındaki canlı veya cansız varlıklara aktaran mecazlı anlatım tekniği” şeklinde tanımlayabiliriz. Türk Dil Kurumu, “Cansız varlıkları veya hayvanları insanmış gibi gösterme, canlandırma, teşhis.” şeklinde açıklama yapıyor. Temelde, insan özelliklerini başka varlıklara yükleme olarak akılda tutulabilir.
Kişileştirme sanatı, adından da anlaşılacağı üzere “insanlaştırma” çabası içerir. Yani burada insan dışında bir varlık ve bu varlığa yüklenecek bir insan özelliği gereklidir. Peki insanlar kişileştirilemez mi? Elbette hayır, kişileştirilemez. Çünkü insanlar, zaten bir kişidir. Ancak insan dışındaki varlıklar kişileştirilebilir, insana benzetilebilir.
Azımsama Cümleleri
Tarih: 19 Nisan 2016 | Bölüm: Dil-Anlatım | Yorumlar: 10 Yorum var.
Kelimenin anlamından hareketle anlaşılabileceği üzere, “azımsama” cümleleri bir şeyi yeterli bulmama anlamını ifade etmek için kullanılır. Azımsama, TDK tarafından “Bir şeyin umulduğundan az olduğu yargısına varmak, az görmek, az bulmak” şeklinde tanımlanmaktadır.
Her ne kadar küçümseme cümleleriyle karıştırılsa da, azımsama cümleleri bir şeyin az olduğunu ifade etme, yeterli görülmeyen bir durumu vurgulama amacı taşır. Küçümseme cümleleri ise aşağılama, kibirlenme, küçük görme duygularını taşır. Yani aslında bu iki cümle türü birbirinden çok farklıdır.
Örnek: – Bu çalışmayla mı Türkiye birincisi olacaksın?
Yukarıdaki sözü söyleyen kişi, karşısındaki kişinin çalışmasını Türkiye birincisi olması için yeterli görmemekte ve bunu vurgulamaya çalışmaktadır. Bunun için bu azımsama cümlesidir. Burada dikkat edilmesi gereken diğer bir husus ise, aslında kişinin istese daha fazla çalışabileceğini ve böylece Türkiye birincisi olabileceğini hissettirmektir.
Küçümseme Cümleleri
Tarih: 29 Mart 2016 | Bölüm: Dil-Anlatım | Yorumlar: 8 Yorum var.
Cümlenin anlam özelliklerinden biri olan küçümseme cümleleri, genellikle bir alay, aşağılama ifade etmek için kullanılır. Küçümseme; “bir kişiyi, olayı veya durumu önemsiz, değersiz bulmak, küçük görmek” olarak tanımlanabilir. Bu tarz cümlelerde genellikle kişinin beğenmeyişi, kibirlenmesi söz konusudur. Bir kişinin çabasını veya ortaya koyduğu çalışmasını beğenmeyip, onu yerme işinin ta kendisidir.
“O da eli fırça tutan herkes gibi, büyük bir ressam olduğunu zannediyor.” cümlesinde, bahsi geçen kişinin kendini büyük bir ressam olarak görmesinin yersiz olduğu, onun aslında pek de başarılı bir ressam olmadığı ifade edilmeye çalışılıyor. Bu sözlerin sahibi, bahsi geçen kişiyi küçümsemekte, onu beğenmemekte ve hafife almaktadır.
NOT: Sadece kişiler değil, diğer varlıklar, olaylar veya düşünceler de küçümsenebilir.
Örnek: – Böyle odun bir adamın kibarlığı ancak bu kadar olur!