Somut Anlam Nedir?
Tarih: 8 Eylül 2017 | Bölüm: Dil-Anlatım | Yorumlar: 3 Yorum var.
Türkçede somut anlamlı kelimeler, beş duyu organımızla algılayabildiğimiz isimleri karşılamaktadır. Koklama, işitme, tatma, dokunma ve görme duyularından en az biriyle hissedebildiğimiz tüm varlıklar somuttur. Örneğin araba, görebildiğimiz ve dokunabildiğimiz bir varlıktır. O hâlde bu kelime somut bir isimdir. Somut kelimelerin tam tersi ise soyut kelimelerdir. Bunları duyularımızla algılamamız mümkün değildir.
Dilimizdeki tüm isimler bir varlığı ya da kavramı karşılar. Kavramlar düşünce boyutundaki kelimelerken, varlıklar duyu organlarımıza hitap edebilen kelimelerdir. İşte somut anlam, varlıkları kapsar. Yani elle tutulabilen, gözle görülebilen, burnumuzla koklayabildiğimiz, derimizle dokunabildiğimiz veya hissedebildiğimiz, dilimizle tadabildiğimiz tüm nesneler varlıktır ve bunlar somut anlamlıdır. “Kavram nedir?” başlıklı yazımızdan bu konunun ayrıntılarını öğrenebilirsiniz.
Somut anlamlı kelimelere örnekler: kitap, araba, telefon, Güneş, su, rüzgar, elma, soğuk, gürültü, ışık, sarı, taş, koku, çiçek… Burada bir şey dikkatinizi çekmiş olmalı, kelimelerin tamamı isim veya sıfat. Çünkü genellikle isim ve sıfatlar somut veya soyut anlamlı olarak kabul edilir. Mesela fiillerin somut veya soyut anlamlı olma özellikleri sorularda daha az karşımıza çıkmaktadır.
Yakın Anlam Nedir?
Tarih: 3 Mayıs 2017 | Bölüm: Dil-Anlatım | Yorumlar: 9 Yorum var.
Türkçede tıpkı eş anlamlı kelimeler gibi, sözcükte anlam teması altında yakın anlamlı kelimeler diye bir terim vardır, ki genellikle eş anlamlı kelimelerle karıştırılır. Kelimenin anlamıyla hareket edilince, anlamları birbirine yakın olan sözcükler gibi düşünebiliriz. Fakat burada bir nüans vardır. Eş anlamlı kelimeler doğrudan aynı anlamı karşılayan kelimelerdir; fakat yakın anlamlı kelimeler her zaman aynı anlamı karşılamaz, genellikle benzer anlamlar için kullanılabilirler.
“Hediye – armağan” kelimeleri arasında eş anlamlılık ilişkisi vardır. Bu kelimeler tüm cümlelerde birbirinin yerine kullanılabilir, her zaman aynı anlamı taşırlar. Fakat öyle kelimeler vardır ki bunları bazen birbirlerinin yerine kullandığımızda anlam bozulmadığı hâlde, aslında aralarında küçük farklar bulunur. Anlamdaki bu farkları genellikle günlük dilde görmezden geliriz ve bu kelimeleri yakın anlamlı olarak birbirinin yerine kullanabiliriz.
Tanımlayacak olursak, “tamamen aynı anlamı karşılamayan, aralarında küçük farkların bulunduğu; fakat anlam olarak çok yakın oldukları için birbirlerinin yerine kullanılabilen kelimelere” yakın anlamlı kelimeler denilir. Örneğin “dost – arkadaş” kelimeleri yakın anlamlıdır. Fakat “dost” ile “arkadaş” kelimeleri arasında fark vardır. Dost, arkadaştan daha yakındır ve aradaki sevgi – saygı daha yoğundur. Fakat bu kelimeleri günlük hayatta birbirinin yerine kullanmayı yanlış bulmadığımız için bu kelimeler yakın anlamlı kabul edilir.
Çelişki Nedir?
Tarih: 7 Nisan 2017 | Bölüm: Dil-Anlatım | Yorumlar: Yorum yok.
Bir kavram olarak “çelişki” hem günlük hayatta sıkça kullanılmakta hem de sınavlarda soru köklerinde karşımıza çıkabilmektedir. Çelişmek kökünden gelen çelişki kelimesi, zaten söylendiğinde bir olumsuzluk çağrıştırmaktadır. Anlamı da bu olumsuzluğa uygun olarak ters düşme, tutarlı olmama, uyumsuz olma gibi bir ifadeye karşılık gelmektedir. Aralarında bağ kurulmak istenen iki farklı şeyin birbirine ters düşmesi, yani birbirleriyle uyumlu ve tutarlı olmaması anlamına gelen çelişki kavramına şimdi daha ayrıntılı bir şekilde bakalım.
Çelişki “Söylenilen sözlerin, yapılan davranışların birbirini tutmaması, tenakuz, paradoks” şeklinde tanımlanıyor. Bazen bir kişinin ağzından çıkan sözlerin çeliştiği söylenir. İşte burada söylenmek istenen, önce söylenilenle sonra söylenilen sözler arasında bir uyumun olmadığıdır. Veya bir kişinin sözleriyle davranışları çelişkili oluyorsa, o kişinin sözlerine uygun davranmadığını ve kendi düşüncelerine ters düştüğü anlaşılır.
Bir örnek olayla bu kavramı açıklayacak olursak: Erhan Bey geleneklerine bağlı, kültürünü yaşatmayı seven bir kişidir. Büyüklerinden öğrendiklerini hayatında uygulamaya çalışır, yanlış bile olsa örf ve adetlerinde var olan her düşünce ve davranışı olduğu gibi yaşatmak gerektiğine inanır. Ne var ki bir bayram ziyaretinde çocuklarıyla bir aile büyüğünü ziyarete gittiklerinde, Erhan Bey’in oğlu ihtiyar amcanın elini öpmek istemez. Erhan Bey, oğluna “El öpmenin bir saygı ifadesi olduğuna ve bu gereksiz geleneği sürdürmenin gerektiğine ben de inanmıyorum oğlum, seni destekliyorum.” derse, düşünceleriyle çelişmiş olur.
Masal Türünün Özellikleri
Tarih: 4 Nisan 2017 | Bölüm: Dil-Anlatım | Yorumlar: Yorum yok.
Sözlü edebiyat ürünlerinden olan masal; özellikle olağanüstü olayları ve kahramanları içeren, anlatılarak kuşaktan kuşağa aktarılan halk ürünü olan bir edebî türdür. Masalların yaşanması mümkün olmayan konu ve şahıs kadrosuna yer vermesi, belki de en belirgin özelliğidir. Halk hikayeleri olması yönüyle ait olduğu toplumun geleneklerini, yaşayışını, hayal gücünü ve ahlâki yapısını da masallarda görebiliriz. Zira masalları çocuklarda bazı erdemlerin oluşmasını sağlamak adına sıkça kullanırız.
Genellikle olağanüstü olayların ve kahramanların yer ve zaman belirtilmeksizin başından geçen olayların anlatıldığı, ağızdan ağıza aktarılarak günümüze kadar gelen halk hikayelerine masal denilmektedir. Bu tanım hâli hazırda masalın birçok özelliğini kendi içerisinde barındırmakla birlikte, aşağıda masalların genel özelliklerini küçük başlıklar hâlinde açıklamaya çalışacağım:
Masalların Genel Özellikleri
– Yer ve zaman belli değildir. Masallarda belirli bir zaman belirtilmez, herhangi bir zaman diliminde olaylar gelişmeye başlar. Çağ, yıl vs. da genellikle belirtilmez. Masalın içeriğine göre hangi zamanlarda geçtiğini okuyucu kafasında şekillendirir. Masalın geçtiği yer de bazen bir köy, bazen bir saray, bazen bir adadır. Bunun içindir ki masallara başlanırken “Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde…” diye bir tekerlemeyle başlanır. Masallarda Hint Eli veya Kaf Dağı gibi kalıplaşmış yerler görülebilir.