Oks ve Öss’de Başarılar!
Tarih: 9 Ağustos 2012 | Bölüm: Eğitim | Yorumlar: 20 Yorum var.
Bildiğimiz üzere Oks ve Öss’ye sayılı günler kaldı. Birçok arkadaşımız, yıllardır bu sınavlar için çalıştılar ve artık bir an önce sınava girip bir yerleri kazanmak istiyorlar. Her ne kadar geleceğin birkaç saatle belirleniyor olmasından pek hoşnut değilsek de, sınav günlerinin gelecek için atılacak en önemli günlerden biri olduğunu kabul etmek zorundayız.
Bugüne kadar herkes, sınavlardan istediği puanı alabilmek için bir şekilde çalıştı. Onun için bu saatten sonra çalışma yöntemlerini değil, sınavla ilgili çeşitli hatırlatmaları sizlere vereceğim. Yoğun olarak çalıştığınız şu günlerde, kendinizi psikolojik ve fiziksel yönden sınava hazırlamanız için bazı şeylere dikkat etmeniz gerekiyor. Sınava girmeden önce ve sınavdan çıktıktan sonra aşağıda sıraladığım uyarıları dikkate alırsanız, kârlı çıkan siz olursunuz. Ayrıca uyarı ve hatırlatmaları Öss ve Oks için ayrı ayrı yazmayacağım. Sonuçta ikisi de geleceğinizi belirleyecek önemli sınavlardan biri.
Bu sene ağelimizden yararlanıp Oks ve Öss’de en yüksek puanı alan arkadaşlarımıza, “ÇokBilgi.Com” adına bir hediye göndereceğiz. Hediyemizi alabilmeniz için sınav sonuç belgenizin görüntüsünü (resmini), bize göndermeniz gerekiyor. Gönderilen sonuçlar içerisinde en yüksek sonucun sahibine hediyesini göndereceğiz. Öss’de alınan sonuçlar ayrı, Oks’deki sonuçlar ayrı olarak değerlendirilecektir. Sınav sonuç belgenizi tarayıcı veya fotoğraf makinesi yardımı ile bilgisayarınıza aktarabilirsiniz. Aktardığınız dosyayı “iletişim” bölümünden gönderirseniz, değerlendirmeye katılabilirsiniz.
Hediyemizi de duyurduktan sonra sınav öncesinde / sırasında / sonrasında dikkat etmeniz gereken şeyleri sıralayabiliriz:
Taklitlerimizden Sakının!
Tarih: 9 Ağustos 2012 | Bölüm: Günce | Yorumlar: 11 Yorum var.
Yeryüzündeki birçok üründe olduğu gibi, internet sitelerinde de taklitlere çok sık rastlanabiliniyor. Çoğu kişinin pek uygun görmediği bu durum, ne yazık ki insanları kaliteli çalışmaları paylaşmaktan uzaklaştırıyor. Evet, çalışmaları başka yerlerde kullanılamayacağı biçimlerde yayımlamak mümkün; fakat bu da hem zahmetli oluyor hem de insanda sanki çalışmayı bir yere hapsediyormuş gibi bir his uyandırıyor.
Emeğe saygının kalmadığı şu dönemlerde, açılan birçok ağ kümesinin (web sitesinin) üç beş saat sonra taklidi çıkabiliyor. Günlerce emek çekerek oluşturduğunuz yazılar, resimler veya diğer belgeler, iki saniyelik bir işlemle başka ağ kümelerine taşınıp, kaynak belirtilmeden kullanılıyor. Ne yazık ki Türkiye’de özellikle sanal ortamda kişiler paylaştıkları içeriğin kaynağını belirtmekten kaçınıyorlar.
Hâlbuki kaynak belirtmek, bir bakıma o içeriği oluşturan, onun oluşturulmasında emeği olan kişiye bir teşekkürdür. Fakat birçok kişi bunun bilincinde değil. Bunun dışında bazı kişiler, resmen “aşırıcılık” yapıyorlar. On dakikada kurdukları bir sistemle, sanal ortamdaki bütün yazıları özensizce kendi sitelerine kopyalayıp, sonra da “Paylaşım yaptım!” diye bir köşeye kuruluyorlar. Söz gelimi, birçok öğrencinin isteği üzerine derleyerek sunduğum “… Türünün Tarihi Gelişimi / Temsilcileri” başlıklı yazıların tamamı, en başta bu ağelinde paylaşılmasına rağmen, şu anda en az bin tane sitede bulunmaktadır. Gidip gezin o siteleri, hiçbirinde kaynak bulamazsınız. İşte bunlar, kişileri güzel çalışmalar yapmaktan soğutuyor.
Onaylanmayacak Yorumlar!
Tarih: 9 Ağustos 2012 | Bölüm: Günce | Yorumlar: 22 Yorum var.
Keşke sizler böylesi tutumlar izlemeseydiniz de, ben de bu yazıyı yazmasaydım. Fakat bu konuda daha bilinçli olmanız için bir “uyarı” niteliğindeki bu yazı ile, sizleri Türkçemizi doğru ve güzel kullanmaya davet edeceğim. Dilimize gereken önemi ve değeri vererek takdir edilecek yorumlar gönderenlerden, onları böyle bir konu ile muhatap edebilme olasılığıma karşı özür diliyorum.
Bu ağeline her gün binlerce kişi giriyor ve yüzlerce yorum gönderiliyor. Yorumların hepsini günlük olarak okuyup onaylamanın sıkıntısını geçerek, yorumlarda kaç defa belirttiğimiz hâlde düzelmeyen yazım ve anlatım bozukluklarına dikkat çekmek istiyorum. Bir yazıya yorum yaparken, öncelikle “Bu yorumu niçin yapıyorum?” diye kendinize sormanız gerekiyor. Çünkü her gün klavyenin tuşlarına rastgele basıp yorum gönderenleri görüyorum. Ne yapmaya çalıştıklarını anlamıyorum; fakat bu davranışla hem kendilerini boş yere zahmete sokuyorlar hem de yorumları onaylayan bizleri…
Yorum yazarken dikkat edilmesi gereken diğer bir nokta ise, yazdıklarınızın yazara veya diğer okuyuculara bir şeyler “düşündürme / kazandırma” amacı taşıması gerektiğidir. “Çok beğendim.” veya “Hiç güzel olmamış.” diye kısa kısa yorumlar göndermektense, yazıyı niye çok beğendiğinizi veya yazının neden güzel olmadığını açıklamaya çalışırsanız, bu konuda sesinize kulak verecek birileri çıkabilir. Ayrıca yorumlar sadece “teşekkür etmek” veya “istekte bulunmak” için gönderilmemelidir.
Atatürk’ün Amerika’ya Konuşması
Tarih: 9 Ağustos 2012 | Bölüm: Tarih | Yorumlar: 8 Yorum var.
Bugün internette gezinirken daha önce hiç izlemediğim bir görüntü buldum. Büyük önder Atatürk’ün o asil duruşuyla yaptığı konuşmayı hayretle izledim. O dönemlerde ülkemizdeki ekonomik anlamdaki sıkıntılar ve teknolojik araçlardan yoksunluk, yüce Atamızın birkaç ses kaydı dışında bir ses veya görüntüsünün bugünlere ulaşmamasına neden olmuş. Bunun için bu görüntüleri bir de canım Ata’mın kendi sesinden duyunca, gerçekten çok sevindim.