Evde Ders Çalışma Teknikleri
Tarih: 3 Nisan 2020 | Bölüm: Eğitim | Yorumlar: 3 Yorum var.
Ev ortamında etkili ve verimli ders çalışmanın altın kuralları vardır. Bu kuralları önemsemeyen ve ders çalışmanın büyük bir yetenek olduğuna inanan kişiler, genellikle çalışmak için masaya oturduğunda hemen sıkılarak kalkan, çalışma zamanını verimsiz kullanan veya “Ne yaparsam yapayım bu dersi anlamıyorum!” diye yakınan kişilerdir. Doğru çalışma yöntemlerini içselleştirmiş kişilere ise bu kurallar çok tanıdık gelecektir. Zira sistemli ve planlı yapılmayan bir çalışma, akıntıya karşı kürek çekmeye benzer. Her oyunun bir kuralı vardır, çalışmayı da kurallarına göre yapmak zorundayız.
Özellikle son günlerde dünyayı tehdit eden koronavirüs salgını yüzünden tüm dünya evde ve uzaktan eğitim uygulamaya çalışıyor. Elbette önceden hazır bir teknoloji altyapısı bulunan ülkeler bu konuda daha şanslı. Bununla birlikte uzaktan eğitimde öğrencinin evde verimli ve etkili ders çalışabilmesi öne çıkmaktadır. Çünkü bu süreçte öğrencinin öz denetimi ve sorumluluk bilinci gibi, doğru yöntemleri kullanarak planlı çalışması söz konusudur. İşte bu yazıda sizlere evde verimli ders çalışmak isteyen öğrencilerimizin daha sistemli çalışabilmeleri için çeşitli yöntem ve teknikler içeren 15 güzel püf noktası sunacağız:
1. Amacını Belirle ve Kendine Güven!
Amaç belirlemenin ilk sırada yazılması tesadüf değil. Gerçekten bir amaç belirleyen, bu amacın gerekliliğini bilen, kendine güvenen ve gelecekte bu çalışmalarının kendisine neler kazandıracağını bilen bir kişinin çalışma verimi çok üst düzeyde olmaktadır. Öncelikle o masaya oturmadan neyi amaçladığınızı belirleyin. Ve unutmayın, çalışarak elde edemeyeceğiniz hiçbir başarı yoktur!
Türkler Neden Yabancı Dil Öğrenemiyor?
Tarih: 5 Ocak 2016 | Bölüm: Eğitim | Yorumlar: 1 Yorum var.
Ülkemizde ilköğretimden üniversiteye kadar tüm öğrencilere yabancı dil eğitimi veriliyor. Hatta okullarda yapılan örgün eğitimlerin yanı sıra, Türkiye’nin dört yanını örümcek ağı gibi sarmış yabancı dil merkezlerinde eğitimler veriliyor. Her yaşta ve düzeyde öğrenci için yapılan eğitimlerde ne yazık ki istenilen sonuçların kıyısından bile geçilmiyor. Peki neden Türk insanı yabancı dil öğrenemiyor? Bu yazıda, bu konuyu ele almaya çalıştık.
Zorunlu yabancı dil öğretimi olmaz!
Yabancı dil, herkes için farklı şeyler ifade etse de bir insanın hayatına katacağı önemli bir değerdir. “Bir dil, bir insan.” sözünden hareketle, yabancı dil öğrenmenin önemi yadsınamaz. Fakat bu olay, insanların seçimine veya ihtiyaçlarına bırakılırsa, o zaman kişinin motivasyonu artacak ve eğitimine yaklaşımı değişecektir. Söz gelimi çok sevdiği, ilgisini çektiği vs. için Moğolca öğrenmek isteyen bir kişi emin olun bunu kitaplar veya internet üzerindeki kaynaklar sayesinde bile başarabilir.
Türkiye’de daha ikinci sınıftan, üniversitelerin alakasız bölümlerine kadar “zorunlu” İngilizce eğitimi veriliyor. İngilizcenin genel geçer, evrensel (!) bir dil olduğu iddia edilerek… Hâlbuki bu, öğrencilerin yeni bir dil öğrenme hevesini kaçırıp, geçmek zorunda oldukları bir ders yükü olarak görülüyor. Güdülenme ve motivasyon sıfır olunca, öğrenme sadece kağıt üstünde ve ezberde kalıyor. Meb, bu konuda son zamanlarda bir geri adım atarak Almanca ve Fransızcayı da yabancı dil olarak liselerde öğretmeye başladı. Yani öğrencilerin seçimini dikkate almaya başladı.
Seçmeli Derslere Not Verilir mi?
Tarih: 1 Aralık 2015 | Bölüm: Eğitim | Yorumlar: 9 Yorum var.
Seçmeli derslerin karnede notla değerlendirilmesi, MEB’in 2014 yılında sınav yönetmeliğinde yaptığı değişiklik sonrasında uygulamaya geçmiştir. Daha önceden seçmeli derslerden herhangi bir sınav yapmak veya not vermek gibi bir zorunluluk yokken, 29072 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’nin “ölçme ve değerlendirmenin niteliği ve sayısı” başlıklı bölümünde açıklama getirilmiş ve bir notla değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir.
“Öğrencilere, her dönemde seçmeli dersler dâhil bütün derslerden en fazla beş defa olmak üzere ders etkinliklerine katılım puanı verilir.” açıklaması doğrultusunda ilköğretim 4. sınıftan 8. sınıfa kadar olan bütün öğrencilerin almış oldukları seçmeli derslerden en az bir performans notu almaları gerekmektedir. Bu konuda şu açıklamayı yapmak gerekir: Normal şartlarda ölçme ve değerlendirme esaslarına göre haftalık ders sayısı üçten az olan dersler için en az iki tane yazılı yapma mecburiyeti vardır. Fakat seçmeli derslerde yazılı değerlendirme mecburi değildir; çocuğun derse katılım ve performansına göre veya uygulama sınavlarına göre not verilebilir.
Seçmeli dersler, adından da anlaşılacağı üzere öğrencinin temel derslerinin yanında ilgi ve becerileri doğrultusunda almak istediği eğitimi ifade etmektedir veya etmelidir. Her ne kadar okullarımızda seçmeli derslerin mantığı doğru olarak işletilmiyor olsa da, bu derslerin gerçekten öğrencilerin isteği doğrultusunda verilmesi gerekir. Ayrıca bu dersler, temel becerileri kazandırma veya sınama amacı gütmediği için, öğrencileri zorlayacak boyutlara taşınmamalıdır.
Hızlı ve Kolay Test / Soru Çözme Teknikleri
Tarih: 11 Ağustos 2012 | Bölüm: Eğitim | Yorumlar: 2 Yorum var.
Soruların soruluş tarzı da bizim başarımızı etkileyen unsurlardandır. TEOG, LYS veya KPSS klâsik tarzda soruların sorulduğu bir sınav değildir. Bu nedenle çoktan seçmeli soru tiplerini, bu sorulara nasıl yaklaşılması gerektiği önemlidir. Biz bu konuyu da başarmanız için önemli gördük ve bu kitabın sınırları içine koyduk.
Pek çok öğrenci çoktan seçmeli test sorularını diğer sınavlara tercih ederler, çünkü cevabı içinde olan sorulardır. Özellikle bilgi sorularında hafızanıza yüzde yüz yüklenmeseniz de olur. Yani sizin için hatırlatıcı özellikte sorulardır. Pek çok öğrenci bu tip sorular sayesinde okuldaki sınavlardan geçmiştir. Diğer sorulara oranla cevaplandırılması daha kolaydır.
Hele bir de bu tip sınavlara alışıksanız ve eleme yöntemini kullanabiliyorsanız, tam olarak bilgi sahibi olmadığınız konularda bile başarı sağlayabilirsiniz. Bu tip soruların tek riskli yanı çeldirici şıklara takılmanızdır. Çeldirici şıkla doğru şık arasında muhakeme gücünüzü kullanabilirseniz, bu sıkıntıdan kolayca kurtulursunuz.
Soruyu çok fazla okuyarak kafanızı karıştırmayın, ayrıntılara girip yanlış yola girmeyin. Özellikle anlam bilgisiyle ilgili sorularda fazla derin düşünmemeye çalışın. Anlam bilgisi yoruma uygun sorular olduğu için zorlarsanız, ilgisiz yorumlarda bulunursanız aşağıda verilen 5 seçenekten 5’i de cevap olarak görünebilir. Birçok öğrenci ilk okuduğu ve cevaplandırdığı seçeneğin doğru olduğunu söyler, bu doğrudur. Çünkü ikinci ve üçüncü okuyuşunda ilgisiz yorumlarda bulunduğu için, daha derin düşündüğü için yanlış yapma olasılığı da artar.