Lehçebilim / Diyalektoloji
Tarih: 7 Ağustos 2013 | Bölüm: Dil Bilimi | Yorumlar: 1 Yorum var.
Dünya dilleri konusu incelenirken, gerek başka dillerin, gerekse Türkçenin çeşitli lehçelerinden söz etmiştik. Yeryüzünde belli bir dili inceleyen filologlar olsun, dil denen kurumu bütün olaylarıyla ele alan, değişik tipleri üzerinde duran dilbilimciler olsun, Öteden beri, lehçe ve ağız adını verdiğimiz, dilin değişik biçimlerini türlü bakımlardan incelemektedir. Bu incelemeler, ayrı bir araştırma alanı olan ve özellikle sözcükbilim (lexicologie), adbilim (onomastiaue) ve tümüyle sesbilim dallarını yakından ilgilendiren lehçebilim alanını ortaya koymuştur.
Değişme, dilin özünde var olan bir niteliktir. Bir dil nasıl, kendi içinde sürekli bir değişme içinde bulunuyorsa, bu dili konuşan toplumun bir öbeği de çeşitli nedenlerle değişik bölge ya da ülkelerde, kimi zaman da aynı ülke içinde, türlü nedenler ve etkilerle genel dilden ayrılmakta, başkalaşmaktadır. Bu başkalaşma kimi zaman o ölçüde büyük olur ki, lehçe dediğimiz birlikler, ayrı dillere dönüşür. Türkçenin Çuvaş, ve Yakut lehçelerinin yakın zamana kadar kimi dilcilerce Türkçeyle ilişkili ya da bu dilin lehçeleri içinde görülmemiş olması, bu nedenledir.
Önce, lehçe’nin (dialeete, dialect, Dialekt) tanımını yapalım: Lehçe, bir dilin değişik ülkelerde ve bölgelerde, yine aynı dilbirliğinden kimselerce konuşulan değişik biçimidir.
Bugün Anadolu’da tek bir lehçe konuşulur ki, biz buna Türkiye Türkçesi adını veriyoruz. Bölgesel, yöresel ayrımlar, aynı lehçe içinde, aşağıda değineceğimiz ağızlara aittir. Daha önce değindiğimiz ortak dil, yan dili kavramı hatırlanınca, Türk ortak dilinin ya da yazı dilinin, İstanbul ağzı üzerine kurulduğu kabu. odilir. Ancak Türkçe, Aayanın ve Avrupanın daha birçok ülkelerinde, değişik lehçeler halinde yaşamaktadır. Rusya ve iran’daki Azeri lehçesi, Türkmen lehçesi, Kazak, Kırgız lehçesi, bunlara örnek gösterilebilir.
Türk Dünyasında Ortak İletişim Dili
Tarih: 9 Ağustos 2012 | Bölüm: Türkçülük | Yorumlar: 2 Yorum var.
Dünyadaki bütün Türklerin birbirlerini kolayca anlayabilecekleri bir dili kullandıkları, Türkiye’den Özbekistan‘a giden bir Türk’ün oradaki soydaşlarımızla hiç zorlanmadan anlaştığı, Tataristan’dan Ege Üniversitesi’ne gelen bir Tatar Türk’ünün ilk yıl Türkiye Türkçesini öğrenmek zorunda olmadığı ve Gagauzya’da Kazakistan’da yayın yapan televizyonların izlendiği bir Türk dünyasını düşünebiliyor musunuz? Türk’ün Türk’ten kopmadığı, ayaklarını yere daha sağlam bastığı ve dünyadaki üç yüz milyona yakın soydaşının verdiği manevi güçle işe koyulduğu bir Türk dünyası…
Türkler’in dünyanın birçok alanına yayıldığının farkında olan ve yüreği birliği düşlenen Türk dünyasında atan herkes, bugün ortak Türk Dili’nin neden oluşturulamadığı konusunda yakınıp duruyor. Bu yazımda, ortak bir Türk Dili’nin neden oluşturulması gerektiğine, niçin şimdiye kadar oluşturulamadığına ve nasıl oluşturulabileceğine değinmek istiyorum.
Ortak Türk Dili neden kurulmalıdır?
Türkler, dünya üzerindeki izlerini takip edebildiğimiz günlerden beri, birçok alanda yaşamışlardır. Ana yurdumuz Tanrı Dağları’nın çevresinden yayılarak bugünlere gelen biz Türkler, bugün çok geniş bir coğrafyaya yayılmış durumdayız. Anadolu’dan Avrupa’ya, Balkanlar’dan Kafkaslar’a, Afika’dan Uzak Doğu’ya kadar her yerde Türk’ün yaşadığına tanık olabiliyoruz. Eski dönemlerden beri çok farklı alanlara dağıldığımız için, kullanmış olduğumuz ortak dil olan Türkçe de zamanla birbirinden farklı şiveler – lehçeler doğurmuş ve birçok Türk ilinde farklı yazı dilleri oluşmuştur. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra bağımsızlığını kazanan Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Özbekistan’da, zamanla Türkçenin özellikle ses yapısında değişmelerin meydana geldiğini görürüz. Türkler’in dünya üzerine dağılmasından sonra birbirleriyle pek ilişki içerisinde bulunmamaları ve diğer Türk illerinden habersiz yaşamaları, dilde de farklılaşmaları beraberinde getirmiştir. Bu kopukluklar neticesinde, Kırgızistan Türkçesi, Kazakistan Türkçesi, Azerbaycan Türkçesi, Özbekistan Türkçesi, Türkiye Türkçesi… gibi Türkçenin yeni kolları oluşmuştur. Bu kollardan bazıları birbirine çok yakındır, bazıları ise birbirine çok uzaktır. Örneğin Azerbaycan Türkçesi ile Türkiye Türkçesi birbirine çok yakındır; fakat Yakutistan Türkçesi ile Gagauz Türkçesi birbirine çok uzaktır.
Türk dünyasındaki dilsel anlamdaki bu farklılıklar, kuşkusuz bizim kültür, tarih, soy, ulus… birliğimizi de derinden etkilemiştir. Özellikle Sovyetler Birliği döneminde Ruslar’ın egemenliği altında yaşayan soydaşlarımıza Rusça öğretilmiş ve onlara “Sen Türk değil Azerisin, Özbeksin, Tatarsın, Kazaksın…” denilerek, onları Türk dünyasından koparmak istemişlerdir. İran’da yaşayan Oğuz boylu soydaşlarımız, Farslar’ın baskılarına maruz kalmışlar, genç Türk çocukları Farsça eğitim almak zorunda kalmışlar ve sonuçta Türkçeyi Farsça ile iç içe kullanacak hâle gelmişlerdir. Kerkük’teki Türkmen yiğitleri, emperyalist güçlerin alçakça politikalarına kurban gitmiş, kutlu Türkçelerini Arapçayla iç içe kullanmaya başlamışlardır. Buna benzer biçimlerde, dünyanın dört yanındaki Türkler, çeşitli baskılar altında kalmışlar ve dayatmalar sonucu öz dillerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıla gelmişlerdir. Bizlerin amacı, bütün Türk dünyasında rahatça konuşulabilecek ve yazıya aktarılabilecek ortak bir Türk dili oluşturmaktır. Çünkü dil, bir ulusun temel taşlarından biridir. Çünkü dilini kaybeden uluslar, benliklerini de kaybederler. Biz, benliğimizi kaybetmemek adına mücadele ediyoruz. Bunun için, İkinci Göktürk Devleti dönemindeki gibi, bütün Türkler’in tek çatı altında yaşayabileceği günlerin özlemini duyduğumuz bir dönemde, o günleri yaşayacağımız zamana hazırlık yapmak için şimdiden Türk dünyasının bir ortak dile kavuşması gerektiğini düşünüyoruz.
Çağdaş Türk Lehçeleri
Tarih: 9 Ekim 2011 | Bölüm: Türk Lehçeleri | Yorumlar: 10 Yorum var.

Dünyanın en köklü ve güçlü milletlerinden biri olan Türkler, yeryüzünün muhtelif bölgelerine yayılmışlar ve buraları yurt edinmişlerdir. Yüzyıllar alan bu yayılma hareketi sonucunda, önceleri Orta Asya‘da hep birlikte yaşayan Türk milleti ne yazık ki birbirinden ayrı düşmüştür. Bu ayrılıklar neticesinde, iletişim ve aradaki bağlar zayıflamış; bunun doğal sonucu olarak da Türkçenin farklı konuşma / yazma biçimleri (lehçeler) doğmuştur.
Yukarıdaki haritada gördüğünüz yerler, Türkiye’nin yüzölçümünü ve bulunduğu yeri düşündüğünüz zaman olağanüstü büyüklükte bir alanı kaplamaktadır. 2 milyon km2‘den daha fazla bir alanda konuşulan Türkçe, buralarda yerleşik olarak yaşayan Türk boyları / toplulukları tarafından farklılaştırılmıştır. Bu bazen, siyasi amaçlar uğruna Ruslar gibi Türk düşmanları tarafından yapılmıştır. Buna benzer nedenler, bugün bazılarını anlamakta güçlük çektiğimiz çağdaş Türk lehçelerini ortaya çıkarmıştır.
Bu lehçelerin hangi coğrafyada ve kaç kişi tarafından kullanıldığına dair ayrıntılı bilgi edinmek için, aşağıda sıralanan bağlantıları takip edebilirsiniz. Türkçenin konuşanı çok olan lehçeleri, devletlerinin bayraklarıyla birlikte aşağıda verilmiştir. Daha küçük lehçelerin bağlantıları da, alt kısımda gösterilmiştir.
Azerbaycan Türkçesi / Azerice – Türk Lehçeleri
Tarih: 9 Ekim 2011 | Bölüm: Türk Lehçeleri | Yorumlar: 8 Yorum var.
Türkiye Türkleri gibi, batıya göç eden Oğuzların torunları olan Azeriler bugün esas olarak İran’da, merkezi Tebriz olan Azerbaycan vilayetinde ve eski Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra 1991’de bağımsızlığını kazanan Azerbaycan Cumhuriyeti’nde yaşamaktadır.
19. yüzyılın ilk yarısında Rus işgaliyle ikiye bölünen Azerbaycan’ın tarihinde Türkmençay Antlaşması (1828) ile yeni bir dönem başlamıştır. Kuzey ve Güney Azerbaycan arasındaki ilişkiler 20. yüzyılın ilk çeyreğinin sonuna değin Rusya’da Sovyet, iran’da Pehlevi rejimlerinin kurulmasına değin sürse de, bu dönemlerden itibaren Stalin ve Pehlevi siyasetleri sonucunda, güney ve kuzey arasındaki ilişkiler kesilmeye, ayrımlar belirginleşmeye başlamıştır. Azeri Türkleri, iki farklı siyasal sistemin yönetimi altında, farklı koşullarda gelişimlerini sürdürmüşlerdir.
İran Azericesi Tebrizi, Zencani, Erdebili ve Urumiye ağızlarından oluşur. Bunlar içinde Tebriz ağzı (Tebrizi) ölçünlü ağız olarak kabul edilir. Ayrıca Karapapah, Afşari (Afşar), Şahseven, Mokaddem, Baharlu (Kameş), Nafar, Karagözlü, Pışagçı, Bayat, Kaçar vb. ağızlar da vardır. Azerice İran’daki Türk lehçeleri içinde en tanınan ve üzerinde en çok bilimsel çalışma yapılan diyalekttir.