Köroğlu Destanı / Türk Destanları
Tarih: 8 Ekim 2011 | Bölüm: Destan | Yorumlar: Yorum yok.
Bolu beyi, güvendiği seyislerinden biri olan Yusuf’a : ” Çok hünerli ve değerli bir at bul .” emrini verir. Seyis Yusuf, uzun süre Bolu beyinin isteğine uygun bir at arar. Büyüdüklerinde istenen niteliklere sahip olacağına inandığı iki tay bulur ve bunları satın alır. Bolu beyi bu zayıf tayları görünce çok kızar ve seyis Yusuf’un gözlerine mil çekilmesini emreder. Gözleri körKöroğlu Destanı edilen ve işinden kovulan Yusuf, sıska taylarla birlikte evine döner. Oğlu Ruşen Ali’ye verdiği talimatlarla tayları büyütür.
Babası kör olduğu için Köroğlu takma adıyla anılan Ruşen Ali, babasının isteğine göre atları yetiştirir. Taylardan biri olağanüstü bir at haline gelir ve Kırat adı verilir. Kırat da destan kahramanı Köroğlu kadar ünlenir. Seyis Yusuf, Bolu beyinden intikam almak için gözlerini açacak ve onu güçlü kılacak üç sihirli köpüğü içmek üzere oğlu ile birlikte pınara gider. Ancak, Köroğlu babasına getirmesi gereken bu köpükleri kendisi içer, yiğitlik, şâirlik ve sonsuz güç kazanır. Babası kaderine rıza gösterir ancak oğluna mutlaka intikamını almasını söyler. Köroğlu Çamlıbel’e yerleşir, çevresine yiğitler toplar ve babasının intikamını alır.
Hayatını yoksul ve çaresizlere yardım ederek geçirir. Halk inancına göre silâh icat edilince mertlik bozuldu demiş kırklara karışmıştır. Çeşitli dönemlere ve farklı siyâsî birlikler sahip Türk gurubları arasında tesbit edilen Türk destanlarının kısaca tanıtımı ve özeti bu kadardır. Bu destan metinleri incelendiğinde hepsinde ilk Türk destanı Oğuz Kağan destanının izleri bulunduğu görülür. Bu destan parçaları Türk dünyasının ortak tarihî dönem hatıralarını aksettiren ilk edebî ürünler olarak da önem ve değer taşırlar. Bir gün bu parçalardan hareketle Fin destanı Kalavala gibi değerli mükemmel bir Türk destanını yazılabilirse çeşitli kaynaklarda dağınık olarak bulunan malzeme daha anlamlı hale gelebilir kanaatindeyim.
Manas Destanı / Türk Destanları
Tarih: 8 Ekim 2011 | Bölüm: Destan | Yorumlar: 1 Yorum var.
Ortaasya’da yaşayan Türk boyları arasında XIII. yüzyılda doğup gelişmiştir. Cengiz nâme Moğol hükümdarı Cengiz’in hayatı, kişiliği ve fetihleri ile ilgili olarak Cengiz’in oğulları tarafından idare edilen Türkler tarafından meydana getirilmiştir. Orta Asya’da yaşayan Türkler özellikle de Başkurd, Kazak ve Kırgız Türkleri, Cengiz destanını çok severek günümüze kadar yaşatmışlardır. Cengiz-nâme’de, Cengiz bir Türk kahramanı olarak kabul edilmekte ve hikâye Türk tarihi gibi anlatılmaktadır.
Danişmend nameCengiz, Uygur Türeyiş destanının kahramanları gibi gün ışığı ile Kurt-Tanrı’nın çocuğu olarak doğar. Cengiz-nâme, Moğol Hanlarının destanî tarihi olarak kabul edildiğinden tarih araştırıcılarının da dikkatini çekmiştir. XVII. yüzyılda Orta Asya Türkçesinin değerli yazarı Ebü’l Gâzi Bahadır Han, “şecere-i Türk” adlı eserinde “Cengiz-Nâme”nin 17 varyantını tesbit ettiğini söylemektedir. Bu bilgi, bu destanın, Orta Asya’daki Türkler arasındaki yaygınlığını göstermektedir.
Yüz (100) Temel Eser
Tarih: 7 Ekim 2011 | Bölüm: Yüz Temel Eser | Yorumlar: 2 Yorum var.
Yüz Temel Eser, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ilköğretim ve lise düzeyinde öğrencilerin okuyabileceği / okuması gereken kitapların listesini belirli aralıklarla yenileyerek çıkarmaktadır. Bu listede genellikle klasik hâline gelmiş, her Türk’ün okuması gereken eserler bulunmakla birlikte, düşünce ve hayal gücümüzü geliştirip ufkumuzu genişleten bazı eserlere de yer verilmektedir.
Yüz temel eser listesi, her ne kadar MEB’e bağlı bir kurul tarafından belirleniyorsa da, içerisinde bazı gereksiz kitapları da barındırmaktadır. Bu kitapların bazıları, siyasi amaçlarla listeye eklenmiştir. Bu nedenle yüz temel eser listesinin tamamını okuma gayreti içine girişmekten ziyade, içerisinde gerçekten işinize yarayabileceğini düşündüğünüz ve sizin kişisel gelişiminize katkı sağlayabileceğini umduğunuz eserleri okumanız daha yararlı olacaktır. Hem böylece “seçici bir okur” olma kimliğini de elde etme imkânı bulacaksınız.
Aşağıda hem ilköğretim hem de lise öğrencileri için belirlenen yüz temel eser listesinin son hâli bulunmaktadır. Listedeki eserlerin asıl hâlini okumanızı tavsiye ediyoruz. Bununla birlikte, bazı kitapların özetini arama yaparak sayfalarımızdan bulabilirsiniz.
Tekerlemeler
Tarih: 7 Ekim 2011 | Bölüm: Tekerleme | Yorumlar: 30 Yorum var.
Tekerleme, genellikle masal ve bilmece gibi anlatı türlerinin giriş – sonuç kısımlarında söylenen, dinleyicinin veya okuyucunun kulağına hoş bir ezgi gibi gelen, kafiyeli, ölçülü ve ses tekrarları içeren sözlerdir. TDK’nin Güncel Türkçe Sözlük’ünde “Çoğunlukla, masalların genellikle başında bulunan -Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde.- gibi uyaklı giriş veya ara sözler.” olarak tanımlanmaktadır. Tekerlemeler, kalıp sözlerdir ve Türkçenin söz varlığı zenginliğini yansıtmaktadır. Çocuk oyunlarında ve pek çok edebiyat türü içinde sıklıkla geçen tekerlemeler, insanlarda anlatılana karşı bir merak ve ilgi uyandırmaktadır.
Tekerleme, çocuğun dinleme, konuşma ve dilin anlam yapılarının, cümlelerin, dilin özelliklerini, sık sık yapılan tekrarlarla ezber alışkanlığını kazandırarak çocuğun psikomotor becerilerinin gelişmesine katkıda bulunur. Dilin telaffuzu, boğumlaması ile bir bütün halinde öğretilmesine katkıda bulunur. Dildeki sembolleri, alegorik anlatımı, sebep-sonuç ilişkisine dayandırarak dilin mantıksal dizinini kavratır. Dilin matematiğini geliştirir. Dilin gülmece ve eleştirel boyutunu tanıtır.
“Ebe ebe nerede, su doldurur derede, dere boyu çalılık, şu ebe ne de alık, ebe suya dalamaz, araba da bulamaz, ene mene dostum, ben sana küstüm, armudu kestim, tavana astım, tap dedi düştü, kargalar üşüştü, bu da bana düştü.”
Ebe bulma oyunlarındaki tekerlemenin dilin koşullarıyla oyunun eş zamanlı olarak tanıtılması, dil aracılığı ile oyun kişilerinin ruhsal ve eylemsel konumlarının belirlenmesi, dili oldukça geliştiren bir durumdur.