Atatürk’ün Sanat ile İlgili Sözleri
Tarih: 17 Temmuz 2013 | Bölüm: Atatürk | Yorumlar: 46 Yorum var.
» Bir milletin yenileşmesinde ölçü, musikide değişikliği alabilmesi, kavrayabilmesidir.
» Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.
» Yüksek bir insan topluluğu olan Türk Milleti’nin tarihi bir özelliği de, güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir.
» Hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz… Hatta cumhurbaşkanı olabilirsiniz. Fakat sanatkar olamazsınız.
» Sanatkar, toplumda uzun çaba ve çalışmalardan sonra alnında ışığı ilk duyan insandır.
» Bir millet sanattan ve sanatkardan mahrumsa, tam bir hayata sahip olamaz. Bir milletin sanat yeteneği güzel sanatlara verdiği değerle ölçülür.
Rusya’nın Komünist Propagandası ve Sovyetler
Tarih: 17 Temmuz 2013 | Bölüm: Türk Tarihi - Kültürü | Yorumlar: Yorum yok.
Sovyetler Birliği çok sayıda ulusu yönetmiştir. Bu ulusları kontrol ederken Sovyetler bir takım araçlar kullanmıştır. Bu araçlardan başlıcaları şunlar olmuştur; İlk olarak SSCB’nin iktidar yapısı, özellikle SBKP önemli bir kontrol aracı olmuştur. Yetişkin nüfusun yaklaşık yüzde onu SBKP üyesi durumundaydı ve parti üyelerinin eğitim düzeyi daima, sıradan insanların eğitim düzeyinden daha iyiydi.
Komünist Parti, Temel Parti Örgütleri aracılığı ile tüm önemli birimlere sızmış ve her şeyi kaynağında ilk elden kontrol etmiştir. Ruslar her zaman politikaya egemen olmuşlardır. “Demokratik merkezcilik” ilkesi aracılığı ile az sayıda kişi (özellikle Ruslar) partiyi kontrol etmişler ve seçim süreci yukarıdan aşağıya doğru yönetilmiştir.
İkincisi, eğitim, medya ve diğer toplumsal olaylar (örneğin sportif olaylar) Komünizm propaganda aracı olarak kullanılmış, Sovyet vatandaşı tipi yaratmak için çaba gösterilmiştir. Üçünü olarak, güç kullanımı ve kısıtlamalar, Sovyetlerin ulusları kontrol etmesinde kullanılmıştır. Sürgünler ve katliamlar görülmüştür. Sürgünler ve göçler yoluyla, insanların karıştırılmasına çalışılmıştır. Ayrıca sürgünler ucuz işçi yada köle-işçi elde etme yolu olmuştur.
Atatürk’ün Otuz Kişilik Özelliği
Tarih: 17 Temmuz 2013 | Bölüm: Atatürk | Yorumlar: Yorum yok.
1. “ATA” LAFINI SEVMEZDİ: “Atatürk” hitabını ilk kez dönemin Türk Dil Kurumu Başkanı bir konuşmasında kullanmış, Mustafa Kemal de çok beğenerek soyadı olarak almıştı. Kendisine “Ata” diye hitap edilmesinden hiç hoşlanmazdı.
2. EN SEVDİĞİ YEMEK: Manastır Askeri Lisesi yıllarından kalan bir alışkanlıkla hayati boyunca en sevdiği yemek kuru fasulye ve pilav olarak kaldı. Tatlıya düşkün değildi ama cani istediğinde çok sevdiği gül reçelini tercih ederdi.
3. EN BÜYÜK HAYALI DÜNYA TURUNA ÇIKMAKTI: Ömrü yetseydi bir dünya turuna çıkıp Türk dili ve tarihi üzerindeki çalışmalarını genişletmek en büyük hayaliydi.
4. BAŞUCU KİTABI “ÇALIKUŞU”YDU: Binlerce kitabı vardı. Ama bunların arasında bir tanesini hayati boyunca hatta cephede bile başucundan ayırmadı. Reşat Nuri Güntekin’in ünlü “Çalıkuşu” romanını hep yanında taşır, her gün rastgele bir yerinden açar, birkaç sayfa okurdu.
5. KABUL SALONUNDA Kİ AT YAVRUSU: Atlardan sonra en sevdiği hayvan köpekti. “Fox” adini verdiği köpeği, Gazi’nin yatağının ayak ucunda uyurdu. Hayvanlara düşkünlüğü o dereceydi ki bir gün misafirlerinin de görebilmesi için yeni doğmuş bir tayla annesinin Çankaya Köşkü kabul salonuna getirilmesini bile emretmişti.
6. TAM BİR SALON ADAMI: En sevdiği dans valsti. Müzik zevki çeşitlilik gösteriyordu. Klasik Bati müziği dışında Anadolu ezgilerini de severek dinlerdi.
7. GÖMLEKLERİNİN TÜMÜ BEYAZDI: Gömleklerinin hepsi beyazdı. Bu gömlekler ilk yıllarda İsviçre’de özel olarak dikilirken sonra yerli malı kullanma kampanyasına öncülük edebilmek için Beyoğlu’nda bir terziye diktirilmeye başlanmıştı.
Atatürk’ün Onuncu Yıl Nutku
Tarih: 17 Temmuz 2013 | Bölüm: Atatürk | Yorumlar: 1 Yorum var.
Türk Milleti!
Kurtuluş savaşına başladığımızın 15′inci yılındayız. Bugün cumhuriyetimizin onuncu yılını doldurduğu en büyük bayramdır. Kutlu olsun! Bu anda büyük Türk milletinin bir ferdi olarak bu kutlu güne kavuşmanın en derin sevinci ve heyecanı içindeyim.
Yurttaşlarım!
Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, Temeli, Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti’dir. Bundaki muvaffakiyeti Türk milletinin ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak azimkara ne yürümesine borçluyuz. Fakat yaptıklarımızı asla kafi göremeyiz. Çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz.
Yurdumuzu dünyanın en mamur ve en medeni memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi en geniş refah, vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız. Milli kültürümüzü muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız. Bunun için, bizce zaman ölçüsü geçmiş asırların gevşetici zihniyetine göre değil, asrımızın sürat ve hareket mefhumuna göre düşünülmelidir.
Geçen zamana nispetle, daha çok çalışacağız. Daha az zamanda, daha büyük işler başaracağız. Bunda da muvaffak olacağımıza şüphem yoktur. Çünkü, Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir. Çünkü Türk milleti milli birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir. Ve çünkü, Türk milletinin yürümekte olduğu terakki ve medeniyet yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müspet ilimdir.