İstiare – Eğretileme Sanatı / Edebi Sanatlar
Tarih: 15 Ekim 2011 | Bölüm: Söz Sanatları | Yorumlar: 3 Yorum var.
Benzetmenin asıl unsuru olan benzeyen ve benzetilenden yalnızca biri kullanılarak yapılır. Benzetme sanatının temel ögelerinden benzeyen ve benzetilenden sadece birinin kullanılmasıyla yapılan benzetmeye denir. Diğer bir deyişle, bir şeyi kendi adının dışında türlü yönlerden benzediği başka bir şeyin adıyla anma sanatıdır. Bu bakımdan istiare hem bir benzetme hem de mecaz sanatıdır.
A) Açık İstiare: Benzetme ögelerinden yalnızca benzetilenle yapılan istiaredir. Benzeyenin bulunmayıp yalnızca benzetilenle yapılan istiaredir.
“Aslanlarımız düşmanı denize döktüler.”
“Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor.
Bir hilâl uğruna ya Rab ne güneşler batıyor”.
Yukarıdaki örneklerde altı çizili sözcüklerde, askerlerimizle, “aslan” ve “güneş” arasında birer benzetme yapılmıştır. Burada benzeyen (benzetme bakımından zayıf olan öge, yani askerler) söylenmemiş, kendisinebenzetilen (benzetme bakımından güçlü olan öge, yani aslan ve güneş) söylendiğine göre bu benzetmeler “açık istiare”dir.
Teşbih – Benzetme Sanatı / Edebi Sanatlar
Tarih: 15 Ekim 2011 | Bölüm: Söz Sanatları | Yorumlar: 16 Yorum var.
Sözü daha etkili duruma getirmek için aralarında ilgi bulunan iki unsurdan güçsüzü olanı güçlü olana benzetmektir. Aralarında türlü yönlerden benzerlik ilgisi bulunan iki şeyden, benzerlik bakımından güçsüz durumda olanı daha üstün olana benzetmektir.
Benzetmede dört unsur bulunur:
a) Benzenen b) Benzetilen c) Benzetme Yönü d) Benzetme Edatı
Bu öğelerin kullanılıp kullanılmaması açısından da üç çeşit benzetme vardır:
– Çocuk tilki gibi kurnaz biriydi.
– Minik yavrucak elma gibi kıpkırmızı yanaklarıyla gülücükler saçıyordu.
– Bizim de kalbimizi kımıldatır yerinden, / Toprağa diz vuruşu dağ gibi zeybeğin.
Edebiyatımızda İlkler
Tarih: 10 Ekim 2011 | Bölüm: Edebiyatımızda İlkler | Yorumlar: 24 Yorum var.
Edebiyatımızda belli konularda “ilk” olma özelliği bulunan, daha önce örneği bulunmayan eserler, aşağıda sıralanmıştır. Ayrıca dünya edebiyatındaki ilkler de Türk edebiyatındaki ilklerden sonra verilmiştir.
– İlk şiir çevirisini yapan: Şinasi
– İlk makaleyi yazan: Şinasi
– İlk fıkra yazarı: Ahmet Rasim
– İlk siyasetname: Kutadgu Bilig
– İlk yarı gazete: Ceride-i Havadis
– Batılı tekniği uygun ilk roman: Halit Ziya Uşaklıgil/Aşk-ı memnu
– İlk çeviri roman: Yusuf Kamil Paşa/ Fenelon’dan Telemak /1859
– İlk yerli tiyatro eseri: Şinasi / Şair Evlenmesi /1859
– İlk köy romanı: Nabizade Nazım / Karabibik
– İlk psikolojik roman: Mehmet Rauf / Eylül
– İlk realist roman: Recaizade Mahmut Ekrem / Araba Sevdası
– İlk hamse yazarı: Ali Şir Nevai- İlk yerli roman: Şemsettin Sami / Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat
– İlk resmi Türkçe gazete: Takvim-i Vakayi
– İlk tezkire: Ali Şir Nevai /Mecalisün Nefais
– İlk antolojisi: Ziya paşa /Harabat
– İlk atasözleri kitabı: Şinasi /Durub-i Emsal-ı Osmaniye
– İlk tarihi roman: Namık Kemal / Cezmi , A. Mithat / Yeniçeri
– İlk özel gazete: Tercüman-ı Ahval / Şinasi ile Agah Efendi
– İlk pastoral şiir: A.Hamit Tarhan /Sahra
– Noktalama işaretlerini ilk kez kullanan ilk Türk gazeteci: Şinasi
– Aruzla ilk manzum tiyatro eseri yazan: A.Hamit /Eşber veya Sardanapal
– Heceyle yazılan ilk manzum tiyatro eseri: A.Hamit/Nesteren
– İlk bibliyografya: Keşfü’z Zünun /Katip Çelebi
– İlk hatıra kitabı: Babürşah /Babürname
– İlk mizah dergisi: Diyojen /Teodor Kasap
– İlk hikaye kitabı: A: Mithat /Letaif-i Rivayet
– İlk Türkçe yazılan ilk kitap: Kutadgu Bilig
– İlk mensur şiir örneklerini veren: Halit Ziya
Düşünceyi Geliştirme Yolları
Tarih: 10 Ekim 2011 | Bölüm: Düşünceyi Geliştirme Yolları | Yorumlar: 46 Yorum var.
Tarzı, türü ve içeriği ne olursa olsun, bir düşünceyi etkili biçimde ifade etmek için düşünceyi geliştirme yollarından yararlanmamız gerekir. Aslında bu yolları, birçoğumuz günlük hayatta farkında olmadan kullanırız. Sözlerimize inanılmadığında, bizi doğrulayacak birilerini ararız. Güvenilir kişilerin sözlerimizi doğrulaması (tanık gösterme), kağıt üzerinde yapıldığında bir düşünceyi geliştirme yoludur. Veya bazen çok yuvarlak hesaplar yapan insanlar hakkında “Ee bunu herkes söyler.” gibi genel bir yargıya varırız. Fakat tarih, saat ve ölçü gibi sayıları sapmadan / sıklıkla kullanan insanların zeki olduğu konusunda ortak görüşümüz vardır. İşte bu da “sayısal verilerden yararlanarak” düşünceyi geliştirme yoludur.
Yukarıda örneklendiği üzere, aslında hepimizin kullandığı bir bilimsel / nesnel tutum örneği olan düşünceyi geliştirme yolları, fikir yazılarında kullanıldığı zaman etkileyiciliği arttırmaktadır. Bir yazar, düşüncelerine dünyanın en sözü geçen bilgelerinden tanık gösterir; düşüncelerini ispat etmek için sayısal verilerden yararlanır; tanımlamalar yaparak açıkladığı bir düşünceyi, başka düşüncelerle karşılaştırır; örnekler verirken düşüncesini somut nesneler veya soyut kavramlar yerine düşündürür veya benzetmelerle canlı bir anlatım elde ederse sözlerinin etkileyiciliği ve inandırıcılığı kat kat artacaktır.