İstiklal Marşının İlk ve Son Hâli
Tarih: 21 Eylül 2011 | Bölüm: İstiklal Marşı | Yorumlar: 8 Yorum var.
Bu okunuşun bestesi Ali Rıfat Çağatay’a okunuşuysa Hafız Burhan’a ait. İstiklâl Marşı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Milli marşıdır. Marşın sözlerini Mehmet Akif ERSOY yazmış, bestesini Zeki ÜNGÖR yapmıştır.
Türk Kurtuluş Savaşı’nın en çetin döneminde, bir millî marşa duyulan gereksinmeyi göz önüne alan Milli Eğitim Bakanlığı, 1921yılında bunun için bir şiir yarışması düzenledi. Yarışmaya 724 şiir gönderildi. Kazanacak şiire para ödülü konduğu için başlangıçta Mehmet Akif katılmak istemedi. Ama millî eğitim bakanı Hamdullah Suphi’nin (TANRIÖVER) ısrarı üzerine, ödülsüz olmak şartıyla o da şiirini gönderdi.
Yapılan seçim sonunda, Mehmet Akif’in 20 Şubat 1921′de yazdığı “Kahraman Ordumuza” sungusunu taşıyan (yani Türk ordusuna ithafen yazılan) şiiri 12 Mart 1921 günü büyük çoğunlukla TBMM’nce İstiklâl Marşı kabul edildi. Aynı yıl bir de beste yarışması açıldı, ama kesin bir sonuç alınamadı. Bunun üzerine Millî Eğitim Bakanlığı’nca Ali Rıfat ÇAĞATAY’ın (1867–1935) bestesi uygun görülerek okullara duyuruldu. 1924′ten 1930′a kadar marş bu beste ile çalındı. O yıl bunun yerini, Cumhurbaşkanlığı Orkestrası şefi Zeki ÜNGÖR’ün 1922′de hazırladığı bugünkü beste aldı.
Mehmet Akif Ersoy, İstiklâl Marşı’nda, Kurtuluş Savaşı’nın kazanılacağına olan inancını, Türk askerinin yürekliliğine ve özverisine güvenini, Türk ulusunun bağımsızlığa, hakka, yurduna ve dinine bağlılığını dile getirir. Şiirin bütünü, dörtlükler halinde yazılmış kırk bir dizedir. Sonuncu bölük beş dize.
Pratik Edebiyat Bilgileri
Tarih: 8 Eylül 2011 | Bölüm: Türk Edebiyatı | Yorumlar: 5 Yorum var.
• Sagu-ağıt-mersiye konu yönüyle ortaktır. Mersiye ölçü yönünden farklıdır.
• Koşuk, sagu ve destan İslamiyet öncesi dönemde, dörtlükler biçiminde, hece ölçüsüyle ve genellikle yarım uyak kullanılarak söylenmiştir.
• Yapay destanlar, doğal destan sürecinden geçmeyen yazarı bilinen destanlardır.
• Orhun (Göktürk) Yazıtları 8.yy. da Orhun Irmağı kıyısında dikilen, yazılı edebiyatımızın ilk ürünleridir.
• Türkler’in bilinen en eski yazılı metinleri olan “Orhun Yazıtları”, Türk adları, Türk geleneği, atasözleri, en eski Türk inancı, ölüm ve yas gelenekleri, Türk devlet yapısı, Türk sosyal yapısı… gibi konularda bize önemli derecede kaynaklık etmektedir. Tarihin taşlarla edebileştiği ve devlet adamlarının yaş yaş, tek tek halkına hesap verdiği – seslendiği bir eser olan “Orhun Abideleri”, folklor açısından da bize en iyi kaynaklardan birisidir.
Edebiyat Nedir?
Tarih: 27 Ağustos 2011 | Bölüm: Türk Edebiyatı | Yorumlar: 61 Yorum var.
Edebiyat, kişinin duygu ve düşüncelerini, kendine özgü bir dil kullanarak, estetik kurallar çerçevesinde, yazılı veya sözlü olarak dile getirmesidir. Edebiyatın da bir yöntemi olduğundan o da bir bilimdir. Edebiyat bir bilimin yapması gereken:-anlama, -yorumlama, -değerlendirme, -benzerleriyle karşılaştırma, -yerleştirme basamaklarını yaptığı için bir bilimdir.
Edebiyat’ın amacı estetik ve güzelliktir. Edebiyat’ı edebiyat yapan iki temel özellik vardır: 1) Dil-üslup 2) Estetik-güzellik. Bu özelliklerin ikisi de okuyucuya ve yazara göre değişkendir. Edebiyat duygu ve düşüncelerimizi karşımızdakine anlatabilmek için bir araç niteliğindedir. Edebiyatta içerikten çok o içeriğin nasıl dile getirildiği önemlidir. Edebiyat sanatçıyı, bilimi ve eseri içinde yaşadığı dönemi ve türü içindeki yerini inceler.
Edebi eserin incelenmesi açısından, bir sosyal bilimdir. Diğer sosyal bilimleriyle sürekli iletişim ve etkileşim içindedir. Edebiyatın diğer sosyal bilimlerden farkı: yaratıcı olması, öznel olması ve kurmaca olmasıdır. Edebiyat tarihinin oluşturulması açısından, edebiyat bilimi önemlidir.