Roman Nedir? – Tanımı ve Özellikleri
Tarih: 28 Eylül 2011 | Bölüm: Roman | Yorumlar: 1 Yorum var.
Roman tarihine bakıldığında her biri diğerinden çok farklı biçim ve içeriklere sahip sayısız eserin roman olarak adlandınldığı görülür. Edebiyatın ve güzel sanatların sınırlan en geniş olan bu türünde ortak nitelikler tespit ederek bir tanım yapmaya girişmek son derece güçtür. Bununla birlikte roman diye adlandırılan geniş bir yelpazedeki edebî ürünleri birleştiren ortak paydaların olmadığını söylemek, romanın edebî bir “tür” olmadığını söylemekle eş anlamlı olur. Ancak türlerin tarihsel dönemlere, farklı kültürlere bağlı olarak değişimlerini, zamanla değişme olasılıklarını göz önüne almayan katı, çok genellemeci, esnek olmayan tanımlar da sanat eserinin temel niteliği olan yaratıcılıkla bağdaşmaz.
Kurmaca anlatı edebiyatının özel bir biçimi olan roman, gündelik, gerçek olaylara benzer olayları ele alarak gerçeğin nasıl göründüğünü ya da nasıl görünebileceğini göstermeye çalışır. Gerçekliği görme ve algılama biçimleri sürekli değiştiğinden roman da kendi iç gerçekliğini kurmak için anlatım tekniklerini sürekli değiştirmektedir. Bu nedenle çok değişik biçimlerde ortaya çıkan, çok biçimli bu türü belli kalıplar içinde sınırlayıp tanımlamak zordur.
Makale
Tarih: 27 Eylül 2011 | Bölüm: Makale | Yorumlar: 3 Yorum var.
Makale Örnekleri
Tarih: 27 Eylül 2011 | Bölüm: Makale | Yorumlar: 6 Yorum var.
ÖRNEK 1:
Gazete Makalesi örneği:
TBMM “Türkçe Komisyonu”ndan Basına Yansıyan Bazı Görüşlere Dair
Nurettin Demir
TBMM “Türkçede Bozulma ve Yabancılaşmanın Araştırılması ve Türkçenin Korunması ve Etkin Kullanımı İçin Alınması Gereken önlemlerin Belirlenmesi” amacıyla bir Araştırma Komisyonu kurdu. Türkçe kirlendi, yozlaştı, öldü bitti feryatları göğe yükseldiği için doğrusu böyle bir gelişmede şaşılacak bir şey yok. Dile bu kadar ilgi gösterilmesi elbette sevindirici bir şey. Herhangi bir soruna çözümün komisyonlarda değil, bazen uzun yıllar sürebilecek ciddi, zahmetli, zaman zaman sinir bozucu araştırmalarla bulunabileceğini düşünen birisiyim. Yine de komisyonun yararlı bilgiler ortaya koymasını yürekten arzu ederim. Ne var ki komisyondan, epeyce taraftarı olan “Türkçe yozlaşıyor, kirleniyor, bozuluyor” vb. gibi bir sonucun ortaya çıkma olasılığı da yüksek.
Komisyona yardımcı olabilecek birkaç soru: Hem standart Türkçe hem de yabancı dil öğretiminde neden bu kadar başarısızız? insanlar,Türkçe kelime bulamadıkları için mi işyerlerine yabancı isimler veriyor? Neden dil konuları “ciddi” havasındaki programlarda bile şaşılası bir sığlıkla tartışılır? Türkiye’de satılan malların Türkçe açıklamaları olması için neler yapılmalıdır? Dil zaptiyeliği yapan dernekler, mesela Türkçe kılavuz kelimesini niçin klana biçiminde yazarlar? Türkiye’de üretilen bilgi yabancı dilde yayınlanırsa neden daha itibarlı olur? vb. vb. Soruları çoğaltmak mümkün, ama yazının asıl amacı o değil?
Makale Türleri
Tarih: 27 Eylül 2011 | Bölüm: Makale | Yorumlar: 1 Yorum var.
Makalenin Türk Edebiyatındaki Gelişimi bölümünde de söylediğimiz gibi makaleler, bilimsel ve gazetelerde yayınlananlar olmak üzere iki grupta toplanabilir. Bu gruplandırmanın temel ölçütü makalelerin yayınlandıkları yerlerdir. Bilimsel makaleler genellikle akademik alanda yayınlanan dergilerde, gazete makaleleri ise gazetelerde yer alır. Farklı yerlerde yayımlanmaları, iki grup arasındaki makalelerde kendilerine özgü bazı özelliklerin ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Bilimsel Makaleler
Bilimsel makale, belirli bir alanda uzmanlaşmış bilim adamları tarafından yazılır. Öncelikle makalenin girişinde bir “sorun” ortaya atılır, sınırları çizilir. Burada “sorun” sözcüğü bir engel veya bir çıkmaz anlamında değil daha kapsamlı olarak düşünülmelidir. Herhangi bir durumun tespiti, sonucu, bir şeyin varlığı veya yokluğu makale yazmak için “sorun“u oluşturur. Gelişme bölümünde daha önce o konuda söylenenler değerlendirilir, “sorun” farklı yönleriyle ele alınır, yazar kanıtlar sunarak kendi görüşlerini belirtir, bunları tartışır ve verilerden yola çıkarak bir sonuca ulaşır.