Sayfanıza “Türkçesi Varken” Bölümü
Tarih: 6 Ağustos 2012 | Bölüm: Teknoloji | Yorumlar: 8 Yorum var.
İki gündür “Ajax Tab Menü” yü oluşturabilmek için uğraşıyordum. Aslında bu menüyü çok önceden yapmayı kafama koymuş ve de biraz çalışmıştım; fakat becerememiş vazgeçmiştim. İki gün önce bu menüyü oluşturmak için çalışmalara başladım ve dün gece nihayet bitirebildim. Şu anda sorunsuz çalıştıyor diye biliyorum. Eğer kusuru varsa, yorumla bildirirseniz sevinirim.
Dün ve ondan önceki birkaç gün içerisinde sayfamızdaki “Türkçesi Varken…” bölümünü nasıl oluşturduğumu soran e-postalar aldım. Bunun üzerine her arkadaşa tek tek yanıt vermek yerine, burada bir yazı ile bunu basitçe anlatmak istedim. Aslında bu yazımı dün yazacaktım; fakat bir iki sorundan dolayı yazıyı yazmam biraz gecikti. Bunun için de özür diliyorum ve aceleyle bu yazımı yazmaya başlıyorum. “Basitçe” diyorum ya, zannetmeyin ki zor bir iştir de ben basitçe anlatıyorum. Zaten çok basit bir şey.
Türkçe – Sümerce İlişkisi
Tarih: 4 Ağustos 2012 | Bölüm: Türkçe | Yorumlar: 5 Yorum var.
Türkçenin yaşı konusunda eskiden beri bazı tartışmalar yaşanmaktadır. Bu konu günümüzde bile ortak kabul görecek bir tarihle – bilgiyle açıklığa kavuşmuş değildir. “Türkçenin Yaşı” meselesini çözebilmek için birçok Türkolog çeşitli savlar ileri sürmüştür. Bu konuda yapılan çalışmalarla gelinen noktada kabul gören yaygın görüş, Türkçenin en aşağı 8500 yıllık bir dil olduğudur.
Türkçenin 8500 yıllık bir dil olduğunu kanıtlayabilecek yazılı bir kaynak yoktur. Çünkü Türkler’e ait en eski yazılı metinler, Orhun Yazıtları diye adlandırılan dikili taşlardır. Bunun için Türkçenin yaşını bu kadar geriye götürebilmek için, diğer topluluklarla Türkler arasında bir ilişkiden söz etmek gerekir. Prof. Dr. Osman Nedim Tuna, bu konuda çok güzel bir çalışma yapmış ve Türkçe ile Sümerce arasındaki ilişkiye değinerek, Sümerce’de Türkçe izler bulmuştur. Bu çalışma yıllarca önce yapılmasına rağmen, hâlâ bu savı kanıtlarla eleştirebilecek kimse çıkmamıştır. Bu da ortaya atılan bu düşüncenin, büyük olasılıkla doğru olduğunu göstermektedir.
Prof. Dr. Osman Nedim Tuna, “Sümer ve Türk Dillerinin Tarihi İlgisi ile Türk Dili’nin Yaşı Meselesi” adlı kitabında, bu ilgiyi nasıl keşfettiğini ve yaptığı çalışmalarda nelerle karşılaştığını şöyle anlatıyor:
1947 – 1948 Akademik Yılı’nda İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi Türkoloji Bölümü’nde bir öğrenci iken, elime Sturtevant’ın A.Hittite Glossary ve Supplement to a Hittitie Glossary’sinin Münire B. Çelebi tarafından yapılan Türkçe tercümesi Eti Dili Sözlüğü (Tdk Yayını) geçti. O sıralarda R. Rahmeti Arat’an Eski Türkçe dersleri almakta idim. Kitabı merakla incelerken, gözüme “GUD” [öküz, sığır] kelimesi çarptı.
Bu kelime ile Eski Türkçe “ud” [öküz] arasındaki benzerliği dikkate değer buldum ve şöyle düşündüm: Eğer, bu bir tesadüf değil de Sümer ve Türk dillerinin tarihi bir ilgisinden ileri geliyorsa, o takdirde Sümerce kelime başı “g” lerinin Türkçede sıfıra tekabul etmesi gerekir. (Bilindiği gibi Eski Türkçede kelime başında g yoktur.) Ve şayet bu doğru ise, bir Sümerce sözlüğünün g harfinde Türkçe ile ilgili başka kelimelere tesadüf ihtimali mantıken mümkün olmalıdır.
Noktalama İşaretleri Şiirleri
Tarih: 24 Aralık 2011 | Bölüm: Noktalama İşaretleri | Yorumlar: 11 Yorum var.
Bir gün insan “virgülü ” kaybetti; o zaman zor cümlelerden,
Korkar oldu ve basit ifadeler kullanmaya başladı.
Cümleleri basitleşince, düşünceleri de basitleşti.
Bir başka gün ise, “ünlem ” işaretini kaybetti.
Alçak bir sesle ve ses tonunu değiştirmeden konuşmaya başladı.
Artık ne hiçbir şeye kızıyor ne de bir şeye seviniyordu.
Bir süre sonra “soru ” işaretini kaybetti ve soru sormaz oldu.
Hiçbir şey, ama hiçbir şey onu ilgilendirmiyordu…
Ne kâinat, ne dünya ne de kendisi umurundaydı.
Birkaç sene sonra “iki nokta ” üst üste işaretini kaybetti ve
Davranış sebeplerini başkalarına açıklamaktan vazgeçti.
Ömrünün sonuna doğru elinde yalnız “tırnak” işareti kalmıştı.
Kendine has tek düşüncesi yoktu.
Yalnız başkalarının düşüncelerini tekrarlıyordu.
Sıra “noktaya“geldiğinde, düşünceyi ve,
Okumayı çoktan unutmuş vaziyetteydi.
A. Kanevsky
Noktalama İşaretleri Şiiri
NOKTA .
Benim adım nokta.
Her zaman yerim var cümle sonunda.
2.(ikinci) sırada ve kısaltmalarda,
Sakın beni unutma.
VİRGÜL ,
Adımı sorarsan bana,
Virgül derim.
Sıralanan kelimeler arasında yerim.
Mesela dersen,
Bugün elma, armut, erik yedim.
Görürsün ben nerdeyim.
ÜNLEM !
Bana derler ünlem
Ne zaman üzülsen,
Şaşırsan veya sevinsen,
Beni bulursun cümle sonunda.
Uzun bir çizgiyim, altında noktasıyla
Sakın bunu unutma!
SORU İŞARETİ ?
Aslında bilirsin beni.
Tüm işaretlerin en güzeli.
Biri sorarsa sana,
Bu şekeri kim yedi?
Tanımaz mısın cümle sonunda beni?
KISA ÇİZGİ –
Diyelim ki bir cümle yazdın.
Satırın en sonuna vardın.
Sığmadıysa kelimen,
Telaşlanma hemen.
Kısa bir çizgi çekip,
Devam et cümlene kal-
dığın yerden…
Noktalama İşareti Karikatürü
Tarih: 24 Aralık 2011 | Bölüm: Noktalama İşaretleri | Yorumlar: 2 Yorum var.