İpek Yolunun Güzergâhları / Konu Özeti
Tarih: 31 Temmuz 2012 | Bölüm: İlk Müslüman Türkler | Yorumlar: Yorum yok.
İpek Yolu’nun güzergâhı ile ilgili ilk belgeler Antik Yunan ve Romalılara dayanmaktadır. Tarım Havzası’nın kuzeyinden geçen kuzey rotasını ünlü tarihçi Heredot M.Ö. 450 yılında ayrıntılı bir şekilde tarif etmiş, güzergâh merkezlerine de oradaki yerli halkların isimlerini vermiştir. Heredot’un tarifine göre kuzey rotası Don Nehri ağzından başlayarak ilk olarak kuzeye ve hemen sonra Partların bölgesine doğru doğuya ilerlemekte, oradan da Çin’in batısında bulunan Kansu şehrinde son bulan Tanrı Dağları’nın kuzeyindeki kervan yolu üzerinden geçmektedir.
Güney rotasına ilişkin buna benzer bir tarif bulunmamaktadır. Ancak güney rotası yeniden kurgulandığında, rota Mezopotamya’dan başlamaktadır; fakat bu veri kesin değildir. İpek Yolu Anadolu’da Antakya’da başlayıp, Gaziantep’ten geçerek İran ve Afganistan’ın kuzeyinde Pamir Ovası’na kadar uzanmaktadır. Ayrıca Güneydoğu Bölgesi’nde bulunan Gaziantep ve Malatya’yı geçip, Trakya üzerinden ve Ege kıyılarında İzmir, Karadeniz’de Trabzon ve Sinop, Akdeniz’de ise Alanya ve Antalya gibi önemli limanlar üzerinden Avrupa’ya ulaşmaktadır.
Üçüncü bir yol da Mısır ve Mezopotamya rotalarının birleşmesi ile meydana gelen Narmada Nehrinin Hint Okyanusu’na döküldüğü Hindistan’ın liman kenti Bargyzaga şehrine ulaşan deniz ve kara yollarının birleşimi ile oluşmaktadır. Her üç rota da İpek Yolu’nun yüzyıllar süren gelişmesi sonucu ortaya çıkmıştır.
İlk Müslüman Türk Devletlerinde
Kültür ve Sanat
Tarih: 25 Temmuz 2012 | Bölüm: İlk Müslüman Türkler, Tarih ve Kültür | Yorumlar: Yorum yok.
İslâm dünyasında Türklerin (Etrâk) ortaya çıkması Fergana, Taşkent ve Maveraünnehir’den az sayıda gelen Türklerin, VIII. yüzyılın ikinci yarısında Abbasî halifelerinin hassa askerleri ve inzibat birlikleri arasında yer almaları ile başlamış XI. yy.’da bunların sayıları süratle artarak, Mu’tasım zamanında Hassa ordusunun tamamı Türklerden meydana gelmiştir.
838’de Bağdat’ın kuzeyinde, Dicle kıyısında Mu’tasım tarafından kurulan yeni merkez Samarra’ya Türk muhafız ordusunun ve Türklerin ve evlerin alçı süslemelerinde eğri (yatık) kesim tekniği ile yaş sıvalar üzerine tahta kalıplarla yapılan süslemeler, Türk sanatının İslâm sanatına getirdiği ilk yeniliklerdendir.
Tolunlular ve Ahşitlerle, 95’da IX. yüzyılın ikinci yarısından X. yüzyılın ikinci yarısına kadar kurulan iki Türk devleti ile İslâm sanatında sağlam gelişmeler olmuştur.
Büyük Selçuklularda Kültür ve Medeniyet
Tarih: 25 Temmuz 2012 | Bölüm: İlk Müslüman Türkler | Yorumlar: 1 Yorum var.
Daha önce Göktürklerin temel unsurunu teşkil etmiş olan Oğuzların Kınık oymağından gelen Dakak’ın oğlu Selçuk ve torunları tarafından Horasan’da Selçuklu devleti kurulmuştur (1040). Alp Arslan ve Melikşah Devirlerinde Selçuklu Devleti kısa zamanda bir İmparatorluk haline gelmiştir.
1157’de Sultan Sencer’in ölümünden sonra 1193’e kadar Irak Selçukluları hâkim olmuş, 1193’de Sultan III. Tuğrul’un ölümüne kadar devam etmiştir. Kirman Selçukluları 1211’de son bulmuş, yerlerine Harezmşahlar gelmiştir. Suriye Selçukluları da 1117 den itibaren hâkimiyetlerini kaybetmişlerdir.
Azerbaycan’da Selçuklu Atabekleri Nahcivan’da (İldeniz) hâkimiyeti ise İlhanlıların kuruluşuna kadar sürmüştür.
Devlet Teşkilatı
Selçukluları meydana getiren Oğuzlar, Orta Asya’dan Maveraünnehir ve Horasan’a gelince bütünüyle İslamiyeti kabul ettiler. Müslüman olmalarıyla eski bozkır kültürünün İslama aykırı olmayan müesseselerini sentezleştirdiler. Türk Devlet geleneğinin esasını teşkil ettiği Selçuklu devlet teşkilatı; Karahanlı, Sâmânlı, Gazneli ve Abbasî devletleri teşkilatlarından geniş ölçüde faydalanmış ve bunları kendi bünyesinde mükemmel bir surette uygulamıştır.
Selçuklularda Dil ve Edebiyat
Tarih: 25 Temmuz 2012 | Bölüm: İlk Müslüman Türkler | Yorumlar: Yorum yok.
Türkiye Selçukluları zamanında bilim dili Arapça, devletin resmi dili ve edebiyat dili Farsça idi. Beylikler ise hem edebiyat dili hem de resmi dil olarak Türkçeyi kullanmışlardır. Karamanoğlu Mehmed Bey 1277 tarihinde Konya da yayınladığı fermanla Bu günden sonra divanda, dergahta, mecliste ve meydanda Türkçeden başka dil kullanılmayacaktır diyerek Türkçeyi resmî dil ilan etti.
Selçuklular ve Beylikler dönemindeki edebi akımları, Halk Edebiyatı, Tasavvuf Edebiyatı ve Divan Edebiyatı diye gruplandırabiliriz. Halk edebiyatının önemli ürünlerinden biri destanlarıdır. Bunların başında Battalname Destanı gelir. Bu destan XII. ve XIII. yüzyılda Danişmentli topraklarında söylenen ve yazıya geçirilen Türkçe bir destandır. ikincisi Danişmendname dir. Selçuklu dönemi Türkiye’sinde diğer bir halk edebiyatı ürünü Dede Korkut Hikayeleridir. Bu hikayelerde, Türklerin Gürcüler ve Abazalar ile yaptıkları savaşlar anlatılır.
Ayrıca Türk boylarının yeni vatanlarındaki iç çarpışmaları hikaye edilir. XIV. yüzyılda Türkiye’de Türk dili ile milli bir edebiyat meydana getirildi. Bunda şairlerin büyük rolü oldu. Bu şairlerin başında Kırşehirli şeyh Ahmed Gülşehri ve Aşık Paşa gelir. Gülşehri nin en önemli esere Mantıku t Tayr (Kuşların dili) dir. Aşık Paşa nın en büyük esere Garibname adlı mesnevidir. Hoca Mesud, Aydınoğlu Umur Bey adına Kelile ve Dimne’yi Farsça dan Türkçe ye tercüme etti. Halk edebiyatında fıkralarında ayrı bir yeri vardı.