Hikaye – Öykü
Tarih: 30 Eylül 2011 | Bölüm: Hikaye (Öykü) | Yorumlar: 3 Yorum var.
Hikayenin / Öykünün Unsurları ve Plan
Tarih: 30 Eylül 2011 | Bölüm: Hikaye (Öykü) | Yorumlar: 15 Yorum var.
Hikayeler (öyküler) tıpkı romanlar gibi belli başlı unsurlardan oluşmaktadır. Çünkü hikayeler, genel olarak olaylar üzerine kurulmaktadır. Olaylar da, yer, zaman, kişi, olay örgüsü gibi bir takım unsurların var olması gerekliliğini doğurmaktadır. Romanlarda bu öğelerin sayısı çok daha fazla olduğu hâlde, hikayelerde kısıtlı ve azdır. Bir hikayenin içinde bulunan unsurlar (öğeler) aşağıdaki gibi beş tanedir:
1) Olay: Hikâyede üzerinde söz söylenen yaşantı ya da durumdur
2) Kişiler: Olayın oluşmasında etkili olan ya da olayı yaşayan insanlardır.
3) Yer (mekân): Olayın yaşandığı çevre veya mekândır.
4) Zaman: Olayın yaşandığı dönem, an mevsim ya da gündür.
5) Dil ve Anlatım: Hikâyenin dili açık, akıcı ve günlük konuşma dilinden farklı olarak, etkili sözcük, deyim atasözü ve tamlamalarla zenginleştirilmiş güzel bir dil olmalıdır.
Hikaye / Öykü Türleri
Tarih: 30 Eylül 2011 | Bölüm: Hikaye (Öykü) | Yorumlar: 1 Yorum var.
Hikâye, hayatın bütünü içinde fakat bir bölümü üzerine kurulmuş derinliği olan bir büyüteçtir. Bu büyüteç altında kimi zaman olay bir plan içinde, kişi, zaman, çevre bağlantısı içinde hikaye boyunca irdelenir. Kimi zaman da büyütecin altında incelenen olay değil, hayatın küçük bir kesiti, insan gerçeğinin kendisidir Bu da öykünün çeşitlerini oluşturur. Buna göre öyküler üç türde incelenmektedir:
1) OLAY (KLASİK VAK’A) HİKÂYESİ: Bir olayı ele alarak, serim, düğüm, çözüm plânıyla anlatıp bir sonuca bağlayan öykülerdir. Kahramanlar ve çevrenin tasvirine yer verilir Bir fikir verilmeye çalışılır; okuyucuda merak ve heyecan uyandırılır. Bu tür, Fransız yazar Guy de Maupassant (Guy dö Mopasan) tarafından yaygınlaştırıldığı için “Mopasant Tarzı Hikâye” de denir
Bu tarzın bizdeki en önemli temsilcileri: Ömer Seygettin, Refik Halit Karay, Hüseyin Rahmi Gürpınar ve Reşat Nuri Güntekin’dir.
Hikaye / Öykü Nedir? – Tanımı ve Özellikleri
Tarih: 30 Eylül 2011 | Bölüm: Hikaye (Öykü) | Yorumlar: 15 Yorum var.
Gerçekliği, gündelik hayatı konu eden, yaşanmış ya da tasarlanmış bir olayı, bir durumu anlatan kısa, kurmaca anlatılara öykü (hikâye) denir. Ancak gerçekliği ele alış biçimi, her zaman gerçekçi yöntemlerle değil, kimi zaman tamamen düşsel, fantastik bir bakış açısıyla da olabilir.
19. yüzyıl sonlarında, Türkçede Batılı örneklerinden etkilenerek yazılan ve nouvelle olarak adlandırılan bu tür anlatılara “hikâye” dendi. Fakat, aynı zamanda, Tanzimat döneminde “roman” da “hikâye” olarak adlandırılıyordu. Diğer yandan, anlatı (recit) ve olayların, hatırda kalanların anlatılması (histoire) karşılığı olarak da “hikâye”nin kullanılması, kendine özgü nitelikleri olan bu türü ayırt etmek için 1960 Mardan sonra “öykü” sözcüğünün önerilmesine yol açtı. Bununla birlikte, Türkçede hâlâ “hikâye“nin hem yukarıda belirttiğimiz anlamlarda hem de “öykü” ile eş anlamlı olarak kullanılmaya devam edildiğini unutmamak gerekir.
Türsel niteliklerini kesin çizgileriyle belirleyerek öykünün tanımını yapmak güçtür. Özellikle de türlerin iç içe geçtiği, melezleştiği çağımızda bu daha da güçleşmektedir. Öykünün gelişim tarihine bakıldığında, ayırıcı niteliklerinin çağlara ve her yazarın estetik anlayışına göre değiştiği görülür. Kuşkusuz bu tespit yalnızca öykü için değil, diğer türler, özellikle de roman için geçerlidir. Ancak öykünün, masal, fabl, efsane, anekdot, kıssa gibi diğer kısa anlatı türleriyle arasındaki ince sınırları belirleyebilmek için yalnızca kendine özgü ayırıcı niteliklerini belirlemek gerekir.