Bilgi Kirliliği Nedir?
Tarih: 9 Mayıs 2019 | Bölüm: Bilgisaçar | Yorumlar: 2 Yorum var.
İnsan zekâsının, deneyimlerin ve yüz binlerce yıllık tarihi birikimin meydana getirmiş olduğu mutlak gerçektir bilgi. Gerek günlük hayatta, gerekse bilim ve teknoloji gibi çalışma hayatında bilgi en büyük yol göstericidir. İnsanlar bilgi sayesinde ayakta durabilir, işlerini halledebilir ve yarına bir şeyler bırakma imkânına sahip olabilir. Bugün hayatın işleyen düzeninin temelinde yatan kodların her biri, insanlık tarihi kadar eski olan bilgilerden oluşmaktadır. Yani bilgi, hayattaki en büyük gerçeklerden biridir. Nasıl ki insanın biyolojik yapısını hücreler meydana getiriyorsa, düşünce yapısını da parça parça bilgiler meydana getirmektedir.
Bilginin önemi, insanlığın var oluşundan bugüne söylenegelmiştir. Edebiyat, sanat, spor, bilim vs. her alan bilgi temelleri üzerinde yükselmektedir. Hatta insanın yaratılışında, sonsuz bilginin sırrına erme ve önce kendinden başlamak üzere evreni tanıma merakı vardır. Bu da bilginin aslıdna hem bir araç hem de bir amaç olduğu gerçeğini ortaya çıkarmaktadır. Tüm bunlar, bilginin aslında sadece okullarda öğretilen veya günlük işlerimizi kolaylaştıran bir şey olmanın ötesinde bir değeri bulunduğunu ortaya koymaktadır. Bugün insan yapımı her türlü sistemin, makinelerin temelinde bile bilgi vardır. Felsefe ve mantık, bilgi üzerine kurulur. Düşünmek bile, bilgiye ulaşma veya onu kullanma amacıyla yapılır.
Hayatın pırlantası değerinde olan bilginin kuşaktan kuşağa aktarımı eskiden ezberlenerek, daha sonra yazılı olarak kayıtlara geçilerek, şimdilerde ise teknolojik altyapılı sistemlere yüklenerek yapılmaktadır. Yani gelişen bilim ve teknik; bilgiyi saklama, onu yayma ve onu geleceğe aktarma konusunda çok büyük bir imkân yaratmıştır. Eskiden bilgiler yalnızca yazılı olarak kağıtlarda veya sözlü kültürde saklanırken; şimdilerde görüntülü, sesli, yazılı vs. her boyutta bilgi teknik imkânlar sayesinde bilgisayar hafızalarında depolanabilmektedir. Bu da bilgilerin kolayca saklanabilmesi, onların kısa yoldan milyonlarca insana ulaştırılabilmesi ve asırlar boyunca saklanarak korunabilmesini sağlamıştır.
Bunları Biliyor musunuz? – (8)
Tarih: 15 Kasım 2014 | Bölüm: Bunları Biliyor musunuz | Yorumlar: 1 Yorum var.
Bunları biliyor musunuz başlığı altında sıraladığımız binlerce ilginç bilgi, aklınızı karıştıran, merak ettiğiniz birçok enteresan konular hakkında bilgiler içermektedir. İçerisinde yaşadığımız doğada akıl almaz olayların olduğunu, hayvanların ve bitkilerin insanı hayrete düşüren özelliklerini, günlük hayatımızdaki bazı eşya ve besinlerin hiç bilinmeyen yönlerini bu bilgiler sayesinde öğrenebilirsiniz. Bir insanın dirseğini yalamasının mümkün olmadığını, su aygırlarının sütünün pembe renkte olduğunu, dünyada her saniyede beş bebeğin doğduğunu, limonda çilekten daha çok şeker olduğunu… sizler için derlediğimiz “Bunları biliyor musunuz?” sayfalarımızdan öğrenebilirsiniz.
Aşağıda başka yerde bulamayacağınız, aklınızın sınırlarını zorlayacak bilgiler sıralanmıştır. Okuduğunuzda “Vay be!” diyeceğiniz bilgileri arttırabilmemiz için, siz de bildiklerinizi yorumlarınızla bize iletebilirsiniz.
» Kaju elmanın üstünde yetişir. Her elmadan sadece bir tane kaju fıstığı çıkar.
» Mantarlar genetik olarak insan ve hayvanlara bitkilere göre dağa yakındır.
Sanal Bilgi Kaynaklarına Erişim Sorunları
Tarih: 14 Mart 2013 | Bölüm: Teknoloji | Yorumlar: Yorum yok.
Günümüzde bilgi teknolojisinin gelişmesiyle birlikte bilgi kaynaklarına erişim olanakları farklılaşmış ve genel ağ (internet) üzerinden yapılan bilgi paylaşımları artmıştır. İnternet erişim olanaklarının artmasıyla birlikte, internet üzerinde araştırmacılara sunulan bilgi kaynaklarının kapsamı artmıştır. Bu gelişmelerle birlikte internet, elektronik ansiklopedi olma gibi bir işlev yüklenmiştir. Sanal ortamın e-kütüphane gibi hizmetler sunabilmesiyle, araştırmacıların internet üzerinden elektronik bilgi kaynaklarına ulaşma eğiliminde de artış olmuştur.
Bu gelişmeler özellikle eğitsel – akademik çalışmalara farklı ortamlar sunuyor olmakla birlikte, kuşkusuz ki ciddi bir sistem desteğine gereksinim duymakta, sanal ortamda oluşturulan bilgi merkezlerinin düzenli ve güvenli olarak işleyebilmesi için altyapı çalışmalarıyla sağlıklı bir paylaşım ortamı oluşturmayı gerektirmektedir.
Bilgi kaynaklarına erişim, hem toplumun bilgi teknolojilerini kullanmadaki yetkinliğinden hem de paylaşılan bilgilerin niteliklerinden önemli ölçüde etkilenmektedir. Bu durum, e-kaynakların bireylere sunduğu işlevsel yardımın niteliğini de etkilemektedir. Bilgi kaynaklarına ulaşmada karşılaşılan genel kullanım sorunlarını şu başlıklar altında açıklayabiliriz:
1. Bilgi Sistemlerindeki Çeşitlilik: Elektronik ortamda paylaşılmak üzere hazırlanan bilgi kaynakları, onlara ulaşacak insanlara çok farklı yollarla sunulabilmektedir. Sanal ortam, çok hızlı değişen ve sık sık güncelleştirilmesi gereken dirik bir yapı olduğundan, bilgi kaynağı sunma hizmeti veren kişiler bu konuda duyarlı olmalı ve kullanıcıları bilgiye en kısa yoldan yönlendirebilmelidirler.
Taklitlerimizden Sakının!
Tarih: 9 Ağustos 2012 | Bölüm: Günce | Yorumlar: 11 Yorum var.
Yeryüzündeki birçok üründe olduğu gibi, internet sitelerinde de taklitlere çok sık rastlanabiliniyor. Çoğu kişinin pek uygun görmediği bu durum, ne yazık ki insanları kaliteli çalışmaları paylaşmaktan uzaklaştırıyor. Evet, çalışmaları başka yerlerde kullanılamayacağı biçimlerde yayımlamak mümkün; fakat bu da hem zahmetli oluyor hem de insanda sanki çalışmayı bir yere hapsediyormuş gibi bir his uyandırıyor.
Emeğe saygının kalmadığı şu dönemlerde, açılan birçok ağ kümesinin (web sitesinin) üç beş saat sonra taklidi çıkabiliyor. Günlerce emek çekerek oluşturduğunuz yazılar, resimler veya diğer belgeler, iki saniyelik bir işlemle başka ağ kümelerine taşınıp, kaynak belirtilmeden kullanılıyor. Ne yazık ki Türkiye’de özellikle sanal ortamda kişiler paylaştıkları içeriğin kaynağını belirtmekten kaçınıyorlar.
Hâlbuki kaynak belirtmek, bir bakıma o içeriği oluşturan, onun oluşturulmasında emeği olan kişiye bir teşekkürdür. Fakat birçok kişi bunun bilincinde değil. Bunun dışında bazı kişiler, resmen “aşırıcılık” yapıyorlar. On dakikada kurdukları bir sistemle, sanal ortamdaki bütün yazıları özensizce kendi sitelerine kopyalayıp, sonra da “Paylaşım yaptım!” diye bir köşeye kuruluyorlar. Söz gelimi, birçok öğrencinin isteği üzerine derleyerek sunduğum “… Türünün Tarihi Gelişimi / Temsilcileri” başlıklı yazıların tamamı, en başta bu ağelinde paylaşılmasına rağmen, şu anda en az bin tane sitede bulunmaktadır. Gidip gezin o siteleri, hiçbirinde kaynak bulamazsınız. İşte bunlar, kişileri güzel çalışmalar yapmaktan soğutuyor.