Sabahattin Eyüboğlu
Tarih: 25 Haziran 2014 | Bölüm: S | Yorumlar: Yorum yok.
Cumhuriyet döneminde başka bir kimlik arayan aydınlardan olup, Mavi Anadoluculuk hareketinin, daha çok, sözcülüğünü yapmıştır. Burada esas fikir, bütün tarihiyle Anadolulu olmaktır. Batıcılık, bu akımda bir itici güç idi, ama Sabahattin Eyüboğlu, Batı taklitçiliğine ve hayranlığına da karşıdır. Yahya Kemal “Mektepten memlekete” sloganının etkisiyle Anadolu’ya dönmek gerektiğine inandı. Sabahattin Eyüboğlu, Anadolu’yu fethettiğimiz için bu memleketin bizim olmadığını; daha önce de bir sürü kavmin burayı fethettiklerini, ama sonunda Anadolu’nun onların malı olmayıp, onların Anadolu’nun malı haline geldiğini ileri sürer. Halkımızın tarihinin Anadolu’nun tarihi olduğunu söyleyerek Türk tarihinin bütünlüğünü kabul etmez.
O, bizde Yunan sevgisinin çok daha önce başlayabileceğini; Anadolu’da Hristiyanların yıktığı antik eserlerin yanında bizimkilerin hiç kaldığını, Bizans’ın yıkıp kilise yaptığı antik eserlerin saymakla bitmediğini, bizim kiliseleri cami yaparak koruduğumuzu söyler ve Türkiye’nin asıl köklerinin Türkiye olduğunda ısrar eder. Sabahattin Eyüboğlu, “Yunus Emre Üstüne” kitabının önsözünde, Yunus’u, bu topraklarda yaşamış Hitit, Pagan, Urartu, Hıristiyan, Müslüman bütün yurttaşlarımızın sözcüsü görüyor.
Sabahattin Eyüboğlu, Yunus Emre’yi İslâmî bütün hüviyetinden soymuş, onu emekçi, devrimci yapmıştır. 1972’de İstanbul’da yapılan Milletlerarası Yunus Emre Kongresi’nde Talat Halman’la birlikte, Yunus’u, Türk edebiyatında insanı ilk Tanrı ilan eden kimse olarak tanıtmış; bu fikrin yanlışlığını ifade için Mehmet Kaplan ve H. Ziya Ülken söz almışlardır. Sabahattin Eyüboğlu’nun hümanizminde medeniyet yaratan Türk’ün ve İslâm’ın yeri yoktur. İslâm’ı “Mızraklı İlmihal”den ibaret görüyor. Marx ile mızraklı ilmihali denk tutuyor. Bir taraftan da İslâm’ı öğreten resmî faaliyetlere karşı çıkıyor.