Atatürk’ün Hayatı
Tarih: 21 Temmuz 2013 | Bölüm: Atatürk | Yorumlar: Yorum yok.
Atatürk’ün hayatı, bir kahramanlık destanıdır. O, Türk topraklarından bir Güneş gibi doğarak, milletimizin kurtuluşuna önderlik etmiş eşsiz bir liderdir. Yabancı devlet adamları ve halkların hayranlık duydukları Ulu Önder’in yaşamı bu anlamda çok ayrıntılı incelenmeli, araştırılmalıdır.
O, yüksek bir karaktere sahip olduğu için hem yedi düvelin üstesinden gelmenin askerî sırrına nail olmuş hem de Türk toplumuna çağdaş bir görüntü kazandırmak için ulusumuza ışık olmuştur.
Yüce Önder’in yaşamını ayrıntılı bir şekilde okumak için aşağıdaki bağlantıları kullanabilirsiniz. Ayrıca Atatürk’ün hayatını özet şeklinde kısaca okumak isterseniz “Atatürk’ün Hayatının Özeti” sayfamızdan yararlanabilirsiniz.
Atatürk’ün Kısaca Hayatı / Özet
Tarih: 21 Temmuz 2013 | Bölüm: Atatürk | Yorumlar: 49 Yorum var.
Atatürk’ün hayatını kısaca özetlemek, yüzyılın en büyük şahsiyetini ve Türk ulusunun kurtuluşu örneğiyle tüm emperyalizm düşmanlarına esin kaynağı olan büyük bir dava adamını anlatmak için çok yetersiz kalacaktır. Fakat Atatürk’ün yaşamını bir bütünlük içinde kısaca görmek isteyen kişiler için aşağıdaki biyografi kısmen kâfi olacaktır. Ulu Önder’in yaşamını daha iyi öğrenebilmek için “Atatürk’ün Ayrıntılı Hayatı” sayfamızdan yararlanabilirsiniz.
1881 yılında Selanik’te doğdu. İlk öğrenimini ve askerî öğrenci olarak orta öğreniminin bir kısmını Selanik’te yaptı. Manastır Askerî Lisesi’ni bitirdi. 1902 yılında Kara Harp Okulu’ndan, 1905 yılında Harp Akademisi’nden mezun oldu. Orduda çeşitli vazifeler aldı. 1913 yılında Sofya’da Ataşe Militer olarak bulundu.
Birinci Dünya Harbi sırasında, Çanakkale Muharebelerinde, Tümen Komutanı olarak görev yapıı. 1916 yılından itibaren, Doğu ve Güney cephelerinde Kolordu ve Ordu Komutanlığı yaptı. Bitlis ve Muş’u düşman işgalinden kurtaran kuvvetlerin başındaydı. Filistin ve Suriye cephelerinde görev aldı.
Mondros Mütarekesi’nden sonra Sevr Anlaşması hükümlerine dayanılarak ülkenin yabancılar tarafından işgali üzerine, son Osmanlı padişahı Vahdettin Han tarafından Anadolu’ya gönderildi. 19 Mayıs 1919′da Samsun’a çıkarak Türk millî mücadelesini başlattı. Amasya Genelgesi, Sivas ve Erzurum Kongrelerini topladı.
Askerî görevlerinden istifa ederek 23 Nisan 1920′de Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni topladı. Meclis Başkanı seçildi. 5 Ağustos 1921′de Başkomutanlık görevini üstlenerek Anadolu’nun Yunan işgalinden kurtarılması için mücadeleye devam etti. Sakarya Meydan Savaşı’nı kazandı. 19 Eylül 1921′de Meclis tarafından kendisine Mareşal ve geleneksel Gazi unvanı verildi.
Boğazlara Hareket Edilmesi ve Atatürk
Tarih: 26 Haziran 2013 | Bölüm: Atatürk | Yorumlar: Yorum yok.
Anadolu toprakları, Yunan kuvvetlerinden temizlendikten sonra sıra Boğazların ve Doğu Trakya’nın kurtarılmasına gelmişti. Büyük ölçüde amacına ulaşan Mustafa Kemal Paşa, büyük devletlerle bir çatışmaya girişmeden bu bölgeleri ele geçirmek amacı ile ilgililere gerekli emirleri vermişti. İtalyan ve Fransızların savaşmak niyetleri olmadığı Çanakkale’den 19 Eylül’de çekildiklerinde az çok anlaşılmıştı. İlerleyen Türk birlikleri karşısında İngilizler de savaşa girmekten çekiniyorlardı.
Boğazlar bölgesinde Türk ve İngiliz birlikleri arasında çatışma ihtimalinin artması üzerine 19 Eylül’de İzmir’e gelen General Pelle’nin savaşın sürebileceğine dair uyarıları karşısında kararlılığını sürdüren Mustafa Kemal Paşa, Yunanlıları Edirne’ye kadar takip edeceklerini açık açık belirtti. Bu sırada savaşı devam ettirmek isteyen İngiltere Başbakanı Liloyd George, müttefikleri ve dominyonlarından umduğu desteği bulamadığı için sonuçsuz kalmıştı. 3 Ekim’de taraflar arasında Mudanya’da ateşkes görüşmeleri başladı.
28 Eylül günü Boğazlara doğru ilerleyişini sürdüren Türk birliklerine Gazi Mustafa Kemal Paşa, bulundukları son hatta durmaları emrini verdi. Bu emrin sebebi, 20-23 Eylül günleri Paris’te toplanan müttefiklerin barış yollarını aramak üzere Franklin Bouillon’u Anadolu’ya gitmek üzere görevlendirmiş olmalarıydı. 28 Eylül günü İzmir’de Mustafa Kemal ile görüşen Fransız temsilci, Edirne dahil Meriç’ten itibaren bütün Doğu Trakya’nın Türkiye’ye verileceğini bildirmişti.
Atatürk’e Mareşal Rütbesinin Verilmesi
Tarih: 25 Haziran 2013 | Bölüm: Atatürk | Yorumlar: Yorum yok.
Sakarya Zaferi, bütün yurtta günlerce süren coşkun sevinç gösterileriyle kutlandı. 14-15 Eylûl gecesi, Garp Cephesi Komutanı İsmet Paşa ve Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa’nın, milletvekili sıfatıyla, Meclis Başkanlığı’na telgrafla gönderdikleri önergede, zaferin kazanılmasındaki rolünden dolayı Mustafa Kemal Paşa’ya “Mareşallik” rütbesi ile “Gazilik” unvanının verilmesi teklif edildi.
Sunulan önergede, “Bizzat savaş meydanındaki tedbirleriyle âmil ve müessiri olmuş olan Başkumandan Mustafa Kemal Paşa hazretlerine, Müşirlik rütbesi ve Gazilik unvanı tevcihini teklif ve istirham ederiz. TBMM’nin bu teveccühünün milletimiz tarafından doğrudan doğruya bütün orduya yönelmiş bir eseri takdir ve taltif olacağı kanatinde bulunduğumuzu arz eyleriz” deniliyordu.
Meclis üyelerinin büyük çoğunluğunun da aynı arzuyu taşıması üzerine 19 Eylül günü kabul edilen bir yasa ile Türk milletinin bir şükranı olarak Mareşallik rütbesi ile Gazilik unvanı verildi.
Mustafa Kemal Paşa’ya TBMM’ce verilen Mareşallik, askerlik mesleğinde alınabilecek en yüksek rütbedir. Dünya ordularında genel uygulama, mareşal rütbesinin meydan muharebesi kazanan komutanlara yasal yollardan verilmesi şeklindedir. Nitekim Sakarya Meydan Muharebesi’nden sonra Mustafa Kemal ve Fevzi Çakmak’a, Büyük Millet Meclisi tarafından yasa ile verilmiştir.