Dillerin Doğuşu / Ortaya Çıkması
Tarih: 11 Eylül 2011 | Bölüm: Dilbilim | Yorumlar: 17 Yorum var.
Dilbilimle, dil konusuyla ilgili olalım olmayalım, hemen hepimiz zaman zaman kendi kendimize “Acaba dil nasıl doğmuştur, dünyada en eski dil hangisidir?” diye sormuşuzdur. Çok eskiden beri, pek çok kimsenin zihnini kurcalayan ve günümüze gelinceye kadar birçok araştırıcının üzerinde çaba harcadığı dilin doğuşu sorununun değişik yönleri, aydınlatılması gereken noktalan vardır:
— Acaba konuşan ilk insan ne zaman yaşamıştır; insan dilinin tarihi nereye kadar götürülebilir?
— tik konuşmalar ne biçimde gerçekleşmiş, anlaşma nasıl bir dille sağlanmıştır?
— Diller tek bir kaynaktan mı, yoksa başka başka kaynaklardan mı türemiştir?… gibi.
Birbirleriyle yakından ilgili bu sorunların, bugün de kesinlikle aydınlatılabildiğini söyleyecek durumda değiliz. Ancak bugüne değin birtakım ilerlemeler olmuş, ilgi çekici yargılara varılmış, varsayımlar ileri sürülmüştür. Biz, bütün bunların aydınlatabildikleri noktaları, kabul edilebilecek yönlerini belirteceğiz.
Şurasını özellikle belli etmek gereklidir ki, konumuzun kesinlikle açıklığa kavuşmasını güçleştiren, hatta bunu zaman zaman olanak dışı bir duruma getiren gerçeklerden biri, yazıma ve elimizdeki en eski yazılı belgelerin, çok yeni bir evreye ait olması, insanlık tarihinin ancak çok yakın bir evresini aydınlatabilecek durumda bulunmasıdır, örneğin en eski belgeler sayılan, Sümercenin yazılı metinleri, bundan ancak 5500 yıl öncesine kadar uzanmakta, Türkçenin en eski ürünleri –bir çok dilden daha eski olmalarına karşın– ancak M.S. VII.-VIII. yüzyıla kadar gitmektedir. Halbuki yapılan en son araştırmalar, ilk insanların bundan 1 milyon yıl kadar önce yaşadıklarını ortaya koymaktadır.
Çok Bilmiş Bilge’den Esenlikler
Tarih: 16 Temmuz 2011 | Bölüm: Günce | Yorumlar: 2 Yorum var.
Efendim, bu satırların çok bilmiş güncemizde yayımlanacak ilk ciddi yazı deneyimi olması nedeniyle bendeniz bir heyecan yaşıyorum. İlk cümlemde anlatım bozukluğu yapmamdan da bunu kolaylıkla anlıyorsunuzdur kanımca. İlk yazı; çünkü güncemizin (web sitemizin veya başka bir ifadeyle blogumuzun) tasarımının hâli hazırda bir düzene oturtulmasını tâkiben, ziyaretçilerimize bir “merhaba” demek adettendir.
Kendimi “çok bilmiş bilge” olarak tanımlamıyorum, bu yanlış anlaşılmasın. Yalnızca bilgelik taslayan, özünde evrendeki gerçekliğin milyarda birini öğrenmeye kâbil olamamış bir yaratığın kaleminden çıkıyor bu sözler. Ama olur ya, sözlerimiz başka insanları düşünmeye yönlendirirse, hatta bilgi denizinde boğulma riskiyle karşı karşıya getirirse, işte belki o zaman çok bilmiş denebilir tavrımıza. (:
Güncemiz, Türk dili, edebiyatı, tarihi, kültürü ve Türkoloji alanına giren dil bilimi gibi birçok konuda sizlere temel kaynaklar sunacaktır. Geneli sayılan alanlarla ilgili olmakla birlikte, güncel ve farklı konularda da özgün yazılarla güncemiz canlı tutulacaktır. Sizleri düşündürmek amacıyla, her alanda birçok bilgi-belge sunmak ve nezih bir paylaşım ortamı yaratmak, temel felsefemizdir.