Atatürk’ün Sanat ile İlgili Sözleri
Tarih: 17 Temmuz 2013 | Bölüm: Atatürk | Yorumlar: 46 Yorum var.
» Bir milletin yenileşmesinde ölçü, musikide değişikliği alabilmesi, kavrayabilmesidir.
» Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.
» Yüksek bir insan topluluğu olan Türk Milleti’nin tarihi bir özelliği de, güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir.
» Hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz… Hatta cumhurbaşkanı olabilirsiniz. Fakat sanatkar olamazsınız.
» Sanatkar, toplumda uzun çaba ve çalışmalardan sonra alnında ışığı ilk duyan insandır.
» Bir millet sanattan ve sanatkardan mahrumsa, tam bir hayata sahip olamaz. Bir milletin sanat yeteneği güzel sanatlara verdiği değerle ölçülür.
Atatürk’ün Onuncu Yıl Nutku
Tarih: 17 Temmuz 2013 | Bölüm: Atatürk | Yorumlar: 1 Yorum var.
Türk Milleti!
Kurtuluş savaşına başladığımızın 15′inci yılındayız. Bugün cumhuriyetimizin onuncu yılını doldurduğu en büyük bayramdır. Kutlu olsun! Bu anda büyük Türk milletinin bir ferdi olarak bu kutlu güne kavuşmanın en derin sevinci ve heyecanı içindeyim.
Yurttaşlarım!
Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, Temeli, Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti’dir. Bundaki muvaffakiyeti Türk milletinin ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak azimkara ne yürümesine borçluyuz. Fakat yaptıklarımızı asla kafi göremeyiz. Çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz.
Yurdumuzu dünyanın en mamur ve en medeni memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi en geniş refah, vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız. Milli kültürümüzü muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız. Bunun için, bizce zaman ölçüsü geçmiş asırların gevşetici zihniyetine göre değil, asrımızın sürat ve hareket mefhumuna göre düşünülmelidir.
Geçen zamana nispetle, daha çok çalışacağız. Daha az zamanda, daha büyük işler başaracağız. Bunda da muvaffak olacağımıza şüphem yoktur. Çünkü, Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir. Çünkü Türk milleti milli birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir. Ve çünkü, Türk milletinin yürümekte olduğu terakki ve medeniyet yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müspet ilimdir.
Boğazlara Hareket Edilmesi ve Atatürk
Tarih: 26 Haziran 2013 | Bölüm: Atatürk | Yorumlar: Yorum yok.
Anadolu toprakları, Yunan kuvvetlerinden temizlendikten sonra sıra Boğazların ve Doğu Trakya’nın kurtarılmasına gelmişti. Büyük ölçüde amacına ulaşan Mustafa Kemal Paşa, büyük devletlerle bir çatışmaya girişmeden bu bölgeleri ele geçirmek amacı ile ilgililere gerekli emirleri vermişti. İtalyan ve Fransızların savaşmak niyetleri olmadığı Çanakkale’den 19 Eylül’de çekildiklerinde az çok anlaşılmıştı. İlerleyen Türk birlikleri karşısında İngilizler de savaşa girmekten çekiniyorlardı.
Boğazlar bölgesinde Türk ve İngiliz birlikleri arasında çatışma ihtimalinin artması üzerine 19 Eylül’de İzmir’e gelen General Pelle’nin savaşın sürebileceğine dair uyarıları karşısında kararlılığını sürdüren Mustafa Kemal Paşa, Yunanlıları Edirne’ye kadar takip edeceklerini açık açık belirtti. Bu sırada savaşı devam ettirmek isteyen İngiltere Başbakanı Liloyd George, müttefikleri ve dominyonlarından umduğu desteği bulamadığı için sonuçsuz kalmıştı. 3 Ekim’de taraflar arasında Mudanya’da ateşkes görüşmeleri başladı.
28 Eylül günü Boğazlara doğru ilerleyişini sürdüren Türk birliklerine Gazi Mustafa Kemal Paşa, bulundukları son hatta durmaları emrini verdi. Bu emrin sebebi, 20-23 Eylül günleri Paris’te toplanan müttefiklerin barış yollarını aramak üzere Franklin Bouillon’u Anadolu’ya gitmek üzere görevlendirmiş olmalarıydı. 28 Eylül günü İzmir’de Mustafa Kemal ile görüşen Fransız temsilci, Edirne dahil Meriç’ten itibaren bütün Doğu Trakya’nın Türkiye’ye verileceğini bildirmişti.
Atatürk’e Mareşal Rütbesinin Verilmesi
Tarih: 25 Haziran 2013 | Bölüm: Atatürk | Yorumlar: Yorum yok.
Sakarya Zaferi, bütün yurtta günlerce süren coşkun sevinç gösterileriyle kutlandı. 14-15 Eylûl gecesi, Garp Cephesi Komutanı İsmet Paşa ve Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa’nın, milletvekili sıfatıyla, Meclis Başkanlığı’na telgrafla gönderdikleri önergede, zaferin kazanılmasındaki rolünden dolayı Mustafa Kemal Paşa’ya “Mareşallik” rütbesi ile “Gazilik” unvanının verilmesi teklif edildi.
Sunulan önergede, “Bizzat savaş meydanındaki tedbirleriyle âmil ve müessiri olmuş olan Başkumandan Mustafa Kemal Paşa hazretlerine, Müşirlik rütbesi ve Gazilik unvanı tevcihini teklif ve istirham ederiz. TBMM’nin bu teveccühünün milletimiz tarafından doğrudan doğruya bütün orduya yönelmiş bir eseri takdir ve taltif olacağı kanatinde bulunduğumuzu arz eyleriz” deniliyordu.
Meclis üyelerinin büyük çoğunluğunun da aynı arzuyu taşıması üzerine 19 Eylül günü kabul edilen bir yasa ile Türk milletinin bir şükranı olarak Mareşallik rütbesi ile Gazilik unvanı verildi.
Mustafa Kemal Paşa’ya TBMM’ce verilen Mareşallik, askerlik mesleğinde alınabilecek en yüksek rütbedir. Dünya ordularında genel uygulama, mareşal rütbesinin meydan muharebesi kazanan komutanlara yasal yollardan verilmesi şeklindedir. Nitekim Sakarya Meydan Muharebesi’nden sonra Mustafa Kemal ve Fevzi Çakmak’a, Büyük Millet Meclisi tarafından yasa ile verilmiştir.