Tecahül-i Arif – Bilmezlikten Gelme Sanatı
Tarih: 16 Ekim 2011 | Bölüm: Söz Sanatları | Yorumlar: 2 Yorum var.
Anlam inceliği oluşturmak için herkesçe bilinen bir gerçeği bilmiyormuş gibi aktarmalıdır. Bilinen bir gerçeği bir nükteye dayanarak bilmiyormuş gibi söylemektir. Bir anlam inceliği yaratmak ya da nükte yapmak için, şairin, çok iyi bildiği bir şeyi bilmiyor görünerek söz söylemesine tecâhül -i ârif denir.
– Sular mı yandı, neden tunca benziyor mermer? / Geç fark ettim taşın sert olduğunu.
– Gökyüzünün başka rengi de varmış, / Su insanı boğar, ateş yakarmış.
– Şu karşıma göğüs geren, / Taş bağırlı dağlar mısın?
– Saçların dalgalı, boya mı sürdün? / Gelmiyorsun artık, bana mı küstün?
– İçimde kar donar, buzlar tutuşur, / Yağan ateş midir, kar mıdır bilmem.
Göz gördü gönül sevdi seni ey yüzü mâhım, / Kurbanın olam var mı benim bunda günahım
Nahifi
Ey şuh Nedima ile bir seyrin işittik, / Tenhaca varıp Göksu’ya işret var içinde
Nedim
Yukarıdaki dizelerde şairler kendi yaşadıkları olayları bilmiyormuş gibi sorarak tecahül-i arif sanatı yapmışlardır.