Dadaizm / Kuralsızlık
Tarih: 14 Temmuz 2014 | Bölüm: Edebi Akımlar | Yorumlar: Yorum yok.
Dadaizm edebiyat akımı, Fransızcadaki oyuncak tahta at anlamına gelen “dada”dan türemiştir. Savaş karşıtıdır. Dünyanın ve insanların yıkılışından umutsuzluğa düşmüş, hiçbir şeyin sağlam ve sürekli olduğuna inanmayan bir felsefi yapıdan etkilenmişlerdir. 1. Dünya savaşından sonra gelen boğuntu ve dengesizliğin akımıdır. Dadacılar, kamuoyunu şaşkınlığa düşürmek ve sarsmak istemişlerdir. Alışılmış estetikçiliğe karşı çıkıp, burjuva değerlerinin kötülüğünü vurgulamışlardır. Toplumda yerleşmiş anlam ve düzen kavramlarına karşı çıkarak dil ve biçimde yeni deneylere gitmişlerdir. Andre Breton, Louis Aragon, Philippe Soupauld, Paul Eluard, Georges Ribemont, Dessaignes öncülüğünde gelişmiştir.
Kişiyi aklın tutsaklığından ve aklın kurduğu düzenden; sanatı dil, vezin, kafiye, biçim, anlam kaygılarından kurtarmak; kelimeleri bilinen anlamları ve alışılmış estetik kurallaı dışında bir düzenle birleştirmek; kalıplaşmış bütün sistemleri, kuralları, gelenekleri inkâr etmek, yıkmak; kuralsızlığı kural olarak benimsemek temeli üzerine kurulmuştur. Birinci Dünya Savaşı sırasında ve savaşı izleyen yıllarda baş gösteren karışıklık ve karamsarlık, kişi ve toplum ahlâkının yozlaşması, inançların sarsılması, değer yargılarının alt üst olması; derin bir umutsuzluğa kapılan, her şeyi kuşkuyla karşılayan genç kuşağı toplumda ve sanatta alışılmış her şeyi inkâra ve yıkmaya yöneltmiştir.
Tristan Tzara adlı genç bir şairin Larousse sözlüğünden gelişigüzel açtığı bir sayfada rastladığı “dada” kelimesinin benimsenmesiyle ortaya atılan (şubat 1916) Dadaizm, şiddetli tepkiyle karşılanmıştır. Dada isminin nereden geldiği konusunda kesin bilgi olmamakla beraber Fransızca’da “oyuncak tahta at” anlamına gelen “Dada” bu kişilerin yarattığı edebi akımın ismi olarak seçildiği yönünde bir görüş vardır. Savaş içinde İsviçre’de doğup 1919-1920 yıllarında Fransa’da en ateşli dönemini yaşayan, zihinleri ön yargılardan kurtarma bakımından olumlu bir yanı da bulunan bu anarşist akım, 1922’de durulmuş, daha sonra yerini sürrealizme bırakmıştır. Bu anlamda dadaizm, iki türlü nitelik gösterir: