Atatürk’ün Subaylık Dönemi Hayatı
Tarih: 9 Haziran 2013 | Bölüm: Atatürk | Yorumlar: Yorum yok.
Mustafa Kemal, atama emrini beklerken siyasal çalışmalarını sürdürüyordu. Arkadaşları ile tuttukları bir evde düzenledikleri toplantılarda, kendi aralarında ülkenin siyasi geleceğini tartışıyor, yasak yayınları okuyorlardı. Eski bir arkadaşlarının ihbarı üzerine yakalanarak tutuklandılar. Fakat birkaç ay tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakıldılar. Salıverildikten sonra sarayda oluşan kuşkular etkili olur ve Mustafa Kemal İstanbul’dan çok uzaklara Şam’da bulunan 5. orduya atanır. Meslek hayatına Şam’da 30. Süvari Alayı’nda stajyer olarak başlar.
Suriye’deki kıta hayatı, daha sonraki askerî ve siyasî hayatı için değerli gözlemlerle geçti. Devlet yönetiminin kötülüğünü, sistemin çürümüşlüğünü, ordunun yetiştirilmesindeki eksikliği, kötü yönetim yüzünden halkın çektiği zorlukları ve sıkıntıları burada yakından görme fırsatı buldu. Mustafa Kemal’in Şam’a ulaşmasından bir süre sonra Havran’da çıkan Dürzi ayaklanmasının bastırılmasında görev aldı. Ayaklanmalar Çerkeslerin yerleştirilmiş olduğu Kuneytra bölgesinde de sürüyordu. Mustafa Kemal’in, görev yaptığı alay bu ayaklanmaları bastırmakla uğraşıyordu. Bazı yerleşim birimlerindeki ayaklanmalar onun uzlaştırıcılığı sayesinde kan dökülmeden bastırıldı.
1906 yılı Ekimi’nde birkaç arkadaşı ile Şam’da Vatan ve Hürriyet Cemiyeti’ni kurdu. Bu derneği geliştirmek için Makedonya’ya gitmek istiyordu. Arkadaşlarının temin ettiği bir izin kağıdından yararlanarak Selanik’e gitti. Burada dört ay kalan Mustafa Kemal, cemiyetin bir şubesini kurdu. Birliğinden ayrıldığı öğrenilince ve tutuklama emri çıkması üzerine Yafa’ya dönmek zorunda kaldı. Daha sonra 14 Kasım 1906’da topçu sınıfında staj yapmak üzere Şam’a geldi.
Bu stajı tamamladıktan sonra 20 Haziran 1907’de Kolağası rütbesi ile Şam’da bulunan 5. ordunun kurmaylığına atandı. Memleketin kaderi ile yakından ilgilenmek isteyen Mustafa Kemal Selanik’e gitmeyi arzuluyordu. Dostlarının yardımı ile 16 Eylül 1907’de 3. orduya atanarak Selanik’te ordu müşirlik kurmayına memur edildi. Bu görevine ek olarak Selanik-Üsküp demiryolu müfettişliği de ona verildi.
Mustafa Kemal, 1908 yılı Eylül ayı sonlarında Meşrutiyet’in ilanına karşı başlayan ayaklanmayı bastırmak üzere Trablusgarp’a gönderildi. Önce İbrahim Paşa ile görüşen Mustafa Kemal, askeri birliklerin ayaklanmacılara karşı bir tedbir almak niyetinde olmadıklarını anladı. Ayaklanmacıların elebaşıları ile Büyük Cami’ye gittiğinde bunların görevlerinden atılmaktan korkan memurlar olduklarını anladı. Onlara teminat verdikten sonra ayaklananların elebaşılarından bir şeyh ile görüştü.
Atatürk’ün Askeri Öğrencilik Yılları
Tarih: 8 Haziran 2013 | Bölüm: Atatürk | Yorumlar: 1 Yorum var.
Öğrenim hayatına sivil öğretim kurumlarında başlayan Mustafa Kemal, çocukluğundan itibaren askerlik mesleğine duyduğu büyük ilginin de yönlendirmesiyle asker olmak istiyordu. Anılarında anlattıklarına göre, Askeri Rüştiye öğrencisi olan komşu çocuğu Ahmet’in üniformalı görüntüsü ve sokakta rastladığı subayların üniformalarının onun üzerindeki etkisi, askerlikle ilgili heveslerini kamçılıyordu.
Yüreği askerlik mesleğine karşı ilgi ve sevgi ile dolan Mustafa Kemal, asker olmasını istemeyen annesine haber vermeden Selanik Askeri Rüşdiyesi’nin sınavlarına girer ve başarılı olur. 1894’te bu okulun ikinci sınıf öğrencilerinden birisi olarak askeri öğrenime başlar. Daha çocuk yaşta böylesine önemli bir kararı tek başına vermesi, onun kararlılığının, kuvvetli kişiliğinin ilk belirtileridir.
Askeri Rüşdiye’de en çok matematik dersine meraklıdır. Bu dersin öğretmeni Yüzbaşı Mustafa Sabri Bey, O’nun yetenek ve yaratıcılığını takdir eder ve O’ndan gördüğü bu değerleri ifade etmek için “Kemal” adını verir. Bundan sonra adı, Mustafa Kemal olarak anılmaya başlar. Mustafa Sabri Bey, yirminci asrın dâhisi olarak kabul edilen Mustafa Kemal’in sahip olduğu üstün yeteneği ilk defa gören ve takdir eden kişi olmuştur. 1895 yılı sonu veya 1896 yılı Ocak ayında on beş yaşındaki Mustafa Kemal, Askeri Rüşdiye’nin son sınıfını dördüncü olarak bitirir.
Askeri Rüştiye’yi bitiren Mustafa Kemal, idadî öğrenimine İstanbul’da devam etmeyi düşünür. Ancak değerli bir kurmay subay olan Hasan Bey, O’nu bu fikrinden vazgeçirmek için Manastır Askeri İdadisi’ne girmesini tavsiye eder. 1896 yılı Mart ayında bu okulda öğrencilik hayatı başlar.