- Çokbilgi.com - https://www.cokbilgi.com -

Orhun Abideleri / Göktürk Yazıtları

orhun abideleri hakkında bilgi, göktürk yazıtlarıTürkçenin bilinen ilk yazılı belgeleri olan Orhun Abideleridiğer adıyla Göktürk Yazıtları– hakkında bilgi vermeye, yazıtların özelliklerini kısaca açıklamaya çalışacağız. Bu yazıtlar Türk dilinin köklerine ışık tutan, milli alfabemizle yazılmış olan ve dönemin hükümdarlarının halkına seslenişi şeklinde kaleme alınan bir hazinedir. Yazıldığı dönemin dil, tarih, sanat, kültür ve yaşayışı hakkında muazzam bilgiler edinmemizi sağlayan bu tarihi kitabeler, Türk dili ve tarihi için inanılmaz önemli kaynaklardır.

Orhun Abideleri, yaklaşık olarak 6-8. yüzyıllar arasında hüküm sürmüş olan Göktürkler tarafından yazdırılmış ve günümüze kadar varlığını korumuştur. Göktürk Devleti’nin kağanlarının, hem kendi halkına hem de gelecek nesillere bir uyarısı niteliğinde olan bu yazıtlar, söylev özelliği taşımaktadır. Bilge Kağan, Kül Tigin ve Tonyukuk tarafından Orta Asya’da dikili taşlar üzerine yazdırılmıştır. Yazıtların yabancı Türkologlar tarafından bulunması ve okunması ne yazık ki 19. yüzyılı bulmuştur. Türk tarihinin bilinen en eski dönemlerine ışık tutan abideler, Türk dilinin bilinen ilk örnekleri olmakla da eşsiz eserlerdir.

Bugün Moğolistan sınırları içerisinde yer alan Orhun Yazıtları’nın üç büyük abide olan “Bilge Kağan, Kül Tigin ve Tonyukuk” şeklinde üç kitabeden meydana geldiği bilinir. Buna rağmen gerek Kazakistan ve Kırgızistan‘da, gerekse de Rusya bozkırlarını içine alan Orta Asya’nın muhtelif bölgelerinde Göktürk yazılı çok sayıda yazıt bulunmuştur ve bulunmaya devam etmektedir. Fakat bunların bir kısmı mezar taşı gibi bilgi içermeyen yazıtlar olduğu için, özellikle üç büyük kitabenin adı ve içeriği üzerinde çalışmalar yapılmıştır. Bu yazıtlarda Bilge Kağan, Türk budununa seslenerek onlara ders vermekte, devletin işleyişini, halkın yaptığı hataları ve gelecekte dikkat edilmesi gereken hususları hatırlatmaktadır.



Orhun Yazıtları’nın bulunuşu çok yakın tarihlerde olmuştur. Sibirya bölgesinde incelemeler yapan yabancı bilim adamları, üzerinde runik harflerin olduğu yazıtlar gördüklerini söylemişlerdir. Bunun üzerine Alman asıllı W. Radloff ve Danimarkalı bilim insanı V. Thomsen, yazıtlar üzerinde ilk çalışmaları yapmaya başlamışlardır. Önce bu yazıtların kendi atalarının dili olduğunu düşünmüşler; fakat yazıtlardaki Çince metni okuduktan sonra bunların Türklere ait olduğunu anlayarak kelimeleri çözmeye başlamışlardır. Sık tekrarlanan kelimeler üzerinden hareket ederek alfabeyi belirlemiş ve Orhun Yazıtları’nı 1893 yılında okumayı başarmışlardır.

Abideler okunduktan sonra gerek Batı gerekse de Türk dünyasında yaklaşık bin yıllık tarihi bulunan bu yazılı taşlar ilgi odağı olmuştur. Türkiye’de yazıtlar üzerinde ilk çalışmayı Necip Asım yapmış, daha sonra Şemseddin Sami, Fuat Köprülü, Ziya Gökalp, Hüseyin Namık Orkun gibi büyük Türkologlar tarafından çeşitli yayınlarda işlenmiştir. Yazıtlardaki bazı kelimelerin etimolojisi üzerinden hareket etmek gerektiği için, Türklerin yapmış olduğu incelemeler uzun yıllar devam ederek Talat Tekin, Muharrem Ergin ve Ahmet Bican Ercilasun gibi Türklük bilimciler tarafından en doğru şekilde anlamlandırılmış, yorumlanmıştır.

Kitabeler, yaklaşık 3-4 metre yüksekliğinde ve dört cephesi olan taşlara Yolluġ Tigin tarafından yazılmıştır. Bazı yazıtların bir yüzünde Çince metinlere de yer verilmiştir. Abideler genellikle bir kaplumbağa kaidesi içerisine oturtulmuş, bazılarının üzerinde kurttan süt emen çocuk gibi tasvirlere de yer verilmiştir. Tonyukuk abidesi dışındaki iki abideyi de Bilge Kağan yazdırmıştır. Bu abidelerde çoğunlukla yapılan savaşlar, düşmanlarla mücadeleler, fedakarlıklar ve kahramanlıklar yer almaktadır. Bununla birlikte dönemin tarihine, yaşayışına, kültürüne ait özellikler de görebildiğimiz bilgilere de yer verilmiştir. Örnek olması için Köl Tigin Yazıtı’nın doğu yüzündeki bir bölümü aşağıya aktarıyorum:

Göktürkçe: “Üze kök Teñri asra yaġız yir kılındukda ikin ara kişi oġlı kılınmış. Kişi oġlınta üze eçüm apam Bumın Kaġan, İstemi Kaġan olurmış. Olurupan Türk buduñu ilin törüsin tuta birmiş, iti birmiş. Tört buluñ kōp yaġı ermiş. Sü sülepen tört buluñdaki budunuġ kōp almış, kōp baz kılmış. Başlıġıg yükündürmüş, tizliġig sökürmiş.”

Türkiye Türkçesi: “Üstte mavi gök, altta yağız yer yaratıldığında, ikisinin arasında insanoğlu yaratılmış. İnsanoğlunun üzerinde atalarım, dedelerim Bumin Kağan ve İstemi Kağan tahta oturmuş. Tahta oturarak Türk milletinin devletini ve töresini yönetivermiş, düzenleyivermiş. Dört taraf hep düşman imiş. Ordu sevk edip dört yandaki milleti hep himayesine almış, hep kendisine bağlı kılmış. Başlıya baş eğdirmiş, dizliye diz çöktürmüş.”

Orhun Abideleri, birbirine çok yakın olmamakla Koço Çaydam Gölü ile Orhun Irmağı civarında bulunmaktadır. İsimlerini de Orhun Irmağı’ndan almaktadır. Abideler genellikle bir külliye içerisinde bulunmaktadır. Bu külliyenin içerisinde hayvan ve insan tasvirlerinin olduğu duvarlar, balballar, heykeller ve betizlerle bezenmiş barklar bulunmaktadır. Çalışmalar hâlâ devam etmekte, her yıl Orta Asya‘nın çeşitli bölgelerinde Göktürk yazılı taşlar, mezarlıklar vs. bulunmaktadır. Yakın tarihte TİKA işbirliği ile Köl Tigin Abidesi civarında bir müze yapılmış ve abideler koruma altına alınmıştır. Haritadan Orhun Yazıtları’nın bulunduğu yeri görmek isterseniz “buraya” dokunarak müzenin bulunduğu konuma erişebilir ve civarındaki abideleri görebilirsiniz.

Kitabelerin kuşkusuz en büyük önemi, dünya üzerindeki milletler henüz barbarlıkla yaşıyorken, Türk milletinin temizliğe önem verdiğini, kadınları başlar üstünde yücelttiğini, ceplerinde ipek ütülü mendille gezdiklerini, güzel giyindiklerini, sadece avcı olmayıp ürettiklerini, savaşçı ve kahraman bir millet olduklarını, devlet geleneklerine bağlı yaşadıklarını, töreye ve ahlâka ciddi düzeyde önem verdiklerini, en ciddi kültür belirtisi olan okuma yazma bildiklerini, putlara tapmayıp tek bir yaratıcı olan Gök Tanrı‘ya inandıklarını, atalar ruhuna saygı duyduklarını, yeri geldiğinde kağanlarının bile halkına hesap verdiğini, askerlikte çok yetenekli olduklarını, mükemmel bir doğal güzelliğe sahip olan kutlu Ötüken‘de devlet kurduklarını, ölümden sonra hayatın olduğuna inandıklarını, kaliteli beslendiklerini… çeşitli yerlerdeki bilgilerden anlıyor olmamızdır. Bu Türk milleti için bugün büyük bir gurur ve ilhâm kaynağıdır.

Göktürk Yazıtları’nı anlatmak için çok uzun yazılar kaleme almak gerekir. Fakat onları en kısa, özlü ve sanatlı bir şekilde ifade etmeyi hocamız Muharrem ERGİN başarmıştır. Onun bu güzel sözlerini daha önce “Orhun Yazıtları” hakkında yazmış olduğum yazının ikinci paragrafında bulabilirsiniz. Ayrıca Göktürk yazısı hakkında ayrıntılı bilgi için “Göktürkçe” hakkındaki bilgilendirici yazıya göz atabilirsiniz. Her Türk evladı, bu abideleri okumalı, anlamalı ve onların ışığında milli bilinçle yaşamalıdır.

Orkun KUTLU

Orkun Kutlu