- Çokbilgi.com - https://www.cokbilgi.com -

Türkçeden İngilizceye Verinti Sözcükler

ingilizcedeki türkçe kelimeler1579’dan sonraki dönemde, Türkiye ve İngiltere arasında dostluk ilişkileri kurulmuştur. Türkiye’deki ilk İngiltere elçisi olan William Harnbourn, Türkçe kelimelerin doğrudan İngilizceye nasıl geçirileceği hususunda çalışmalar başlatmıştır. Bu dönemde, pek çok İngiliz tüccarı Türkiye’ye yönelmiştir. Buralarda, İngiliz kolonileri ve Anglikan kiliseleri kurulmuştur. Türkiye’de yaşayan ve çalışan İngilizler, mektup, günlük ve raporlarında Türkiye’nin gümrük, maddi olanakları ve siyasi sistemi hakkında detaylı bilgilere yer vermişlerdir.

İngiliz yazarlar, Doğu kültürüyle ilgili eserlerinde sıkça Türkçe kökenli sözcükler kullanmaya başlamışlardır. Christopher Marlow, Shakespeare, Byron, ve Scott Türkçe kökenli sözcükler kullanan yazarların başında gelmiştir.

19. yy.’da Türkçe kökenli sözcükler, yalnızca gezgin, diplomat ve tüccarların yazılarında ya da etimolojik ve tarihi eserlerde değil, aynı zamanda basında da kullanılmaya başlanmıştır. 1847 yılına gelindiğinde, bu dönemde İstanbul’da yayımlanan iki İngiliz -The Levant Herald and The Levant Times-, yedi Fransız, bir Alman ve 37 Türk gazetesi olduğu görülmektedir.

Türkçe; Türkçe kökenli sözcüklerin İngilizceye doğrudan girmelerinde en büyük hisseye sahip olan dildir. Bu durum, Türkiye’nin İngiltere ile olan sıkı ve yoğun ilişkileriyle açıklanabilir. Buna karşın, İngilizceye farklı Türk kavimlerinden (Azeriler, Tatarlar, Özbekler ve Kazaklar) geçen Türkçe kökenli sözcüklerin sayısı da oldukça fazladır.

1558-59 yılları arasında İngilizler; Hindistan üzerinden İran’a ulaşabilmek için, o dönemde Moskova Devleti’nin elinde bulunan İdil ticaret yolunu kullanma

yı denemişlerdir. 1558 yılında, İngiliz tüccarlarından biri olan Anthony Jenkinson, beraberinde asistanları Richard ve Robert Johnsons ile Rus Çarı IV. Ivan’ın mektupları verilen Tatar bir çevirmen bulunduğu halde, İdil kıyılarına gitmiştir. Bu grup; Kazan, Astragan, Mangışlak yarımadası ile Baku, Buhara ve Semerkant’ı gezmiştir. Jenkinson’dan sonra, pek çok İngiliz gezgini de İdil bölgesini ziyaret etmiştir. 1601 yılında, Sir Anthony Sherly; asistanı William Paris ile birlikte, Hazar Denizi’ne bir gezi düzenlemiştir. 1625’te bu gezi hakkındaki izlenimlerini içeren eserini yayımlamıştır.

1858 yılında Kazakistan’ı gezen Thomas Atkinson’ın gezi kitabı yayımlanmıştır.20 Gezgin, diplomat ve tüccarlardan sonra, birkaç İngiliz istihbarat uzmanı da 19. yy.’da Orta Asya’ya yerleşmiştir. 1824 yılında, Yüzbaşı Connolly ve Albay Stotgardt, Türkistan’a Hintli Müslümanlar kılığında girmekten suçlu bulunarak Hokant’ta idam edilmişlerdir. 20. yy.’ın başlarından itibaren, Modern Kazakistan toprakları üzerindeki tüm bakır, polimetal ve kömür madenleri, Büyük Britanya’dan az sayıda kalifiye işçi getiren İngiliz tüccarlarının eline geçmiştir. İdil bölgesi ile Güney Kafkasya, Orta Asya ve Sibirya’da yaşayan İngilizlerin yazmış olduğu mektup, günlük ve raporlar bugüne dek İngilizcede bilinmeyen ve karşılıkları olmayan kavram ve hususları yansıtan Türkçe kökenli kelimelerle doludur: “astracan, aul, batman, carbuse, jougara, pul, saigak, toman, turquoise (yarı yarıya değerli taş anlamına gelen”) vb.



19. yy.’a kadar İngilizceye Türkçeden geçen sözcüklerin pek çoğu şu anda kullanılmamaktadır. İngilizcedeki Türkçe kökenli kelimelerin çoğu, egzotik ya da etnografik çağrışımlar içermektedir. Bunların İngilizcede karşılıkları ya da ilkel kelimelerle eşanlamlılık ilişkileri yoktur ve bu kelimeler, genelde, Türk kavimlerinin faunalarının, floralarının, yaşamsal yapılarının, siyasi ve sosyal hayatları ile idari-memleket yönetimi yapılarının tanımlanmasında kullanılmışlardır. Yine de, İngilizcede halen sözcük dağarcığında sıkça kullanılan pek çok Türkçe kökenli sözcük bulunmaktadır. “Bosh, caviare, coach, horde, jackal, kiosk”, vb. gibi Türkçe kökenli sözcüklerin bazıları kök anlamlarının dışında yeni anlamlar kazanmıştır.

İngilizceye Türkçeden giren “Bosh” kelimesi; başlangıçta “saçma, anlamsız, boş sohbet” anlamına gelirken; sonrasında bu kelimenin anlamı “bir şeyi bozmak, aptalca davranmak” olarak değişmiştir.

Orijinal anlamı “büyük bir balığın yumurtasının kazınması” olan “caviare” kelimesi, 19. yy.’ın sonlarında “sansürlenen ya da geri alınan paragraf ya da satırlar” anlamında kullanılmaya başlanmıştır. Sonrasında, bu kelime, sansür bağlamında “makaslamak, çıkarmak, geri almak” anlamında kullanılmıştır.

İngilizceye girdiğinde yalnızca “üstü örtülü geniş vagon” anlamında kullanılan “coach” kelimesi zaman içerisinde bu anlamının dışında farklı anlamlar da taşımaya başlamıştır: Örneğin; “koç, el arabası, vagon, turist otobüsü, eğitimci, öğretmen, antrenör” vb.

İngilizceye ilk girdiğinde, “Türk göçmenlerin yurdu” anlamında kullanılan “horde” kelimesi sonrasında “kaba, sert insanlar grubu” anlamında kullanılmaya başlamıştır.

Jackal” kelimesi asıl anlamının yanında “birinin taslak hazırlama işini yapan kişi” anlamında kullanılmaya başlanmış, sonrasında bu kelimeden “hazırlık çalışması yapmak” anlamına gelen “to jackal” fiili türetilmiştir.

Türkçede “kule, gemi kabini, villa, yazlık” anlamına gelen “kiosk” kelimesi, İngilizceye “villa, yazlık” anlamlarıyla girmiş ve sonrasında “gazete satış yeri, nosyon dükkanı, telefon kulübesi, metro girişi ve araç gereç deposu” anlamlarında kullanılmaya başlamıştır.

Tanrı’nın Kamçısı” olarak bilinen Atilla, Cengiz Kağan, Babür, Timur gibi büyük Türk fetihçilerinin adları, anlamlarının dışında topluluk adı haline gelmişlerdir. Aynı durum, aşağıdaki kelimelerde de söz konusu olmuştur: Hun, Saraken, Tatar, Türk vb. İngilizler, kimi zaman, inatçı ve yaramaz bir çocuğu tanımlamak için “genç Tatar” yapısını kullanmaktadırlar. İngilizcede “güçlü bir rakibi yakalamak” söz öbeği “bir Tatar yakalamak” ile aynı anlama gelebilmektedir.

Sonuç olarak, Türkçe kökenli kelimelerin İngilizceye girmeleri, Modern İngilizlerin atalarının -Angller, Saksonlar ve Jütler- Avrupa kıtasına yerleştikleri M.Ö. 4. yy.’a kadar uzanmaktadır. Orta Çağda, Türkçe kökenli kelimeler diğer dillerin özellikle de Fransızcanın yardımıyla İngilizceye girmişlerdir. 16. yy.’dan itibaren, İngiltere, Türkiye ve Rusya arasında doğrudan temasın başlamasıyla, İngilizceye pek çok yeni Türkçe kökenli kelime girmiştir.

Başta Almanca, Lehçe, Rusça, Sırpça-Hırvatça, Fransızca, Arapça, Ermenice, Afrika dilleri, Macarca, İbranice, Hintçe, İspanyolca, İtalyanca, Latince ve Malaya dili olmak üzere pek çok dil, Türkçe kelimelerin İngilizceye yerleşme sürecinde yer almıştır. Ancak, alıntıların yapıldığı ana dil her zaman için Türkçe olmuştur.

Önceki Sayfa «|