- Çokbilgi.com - https://www.cokbilgi.com -

Zeki Velidi Togan’ın Hayatı ve Eserleri

zeki velidi toganOrd. Prof. Zeki Velidî Togan, Başkırdistan’dan olup, orada cumhurbaşkanlığı yapmıştır. Kendisi, Türk bilimini ve tarihçiliğini dünya çapında temsil etmiş bir âlimdir. Muhtelif eserleri olmakla beraber en önemlileri “Umumî Türk Tarihine Giriş”, “Tarihte Usûl” ve “Hatıralar”dır. Zeki Velidî’nin şahsiyetinin ve ilim-fikir hayatının gelişmesinde önce, Türk töresi, büyük rol oynamıştır. Ondan sonra onu en çok etkileyen âmil, İslâmîyet’tir. Bunları zaten Hatıralar’ında belirtilmiştir. O, İslâm’ın tasavvuf cephesiyle ilgilenmemiştir. Kendisine yapılan tavsiye üzerine İslamîyet’in, Türkü fenalıklardan koruyan en önemli kültür bağı olduğunu ve ona sarılmak gerektiğini idrak eder. O, İslâm’a şüpheye yer vermeden inanır, ama İslâm’ın ilim alanında savunmasını yapar; İslâm’ın sosyal yönüyle kişilerin ezilmesine razı olmaması, onu çok etkilemiştir.

Zeki Velidî, aynı zamanda sosyalizmin de tesiri altında kalmıştır. Ama sosyalist yayınlar ve fikirler onu tatmin etmemiştir. Sosyalizmin ona etkisi, Türk örfüne ve inançlarına uyan tarafı çerçevesinde olmuştur. Zeki Velidî, bir milliyetçi olarak önce kendi çevresini ve milletini, sonra da başka milletleri ve bütün insanları sevmiştir; onlara saygı duymuştur. Ona göre, insan ve insanlığı sevmenin yolu kendi milletinden geçer. Zeki Velidî, “Tarihte Usûl”de tarih metodolojisi yapmış, tarih felsefelerini ele alıp onların tarih anlayışlarını kısaca eleştirmiştir; kendi tarih anlayışını da ortaya koymuştur. O, tarihî olaylarda en çok “tabiî ve iktisadî âmillerin ve bizzat beşer hayatının kendisinin müessir (etkili) olduğuna kâni”dir.

Bununla beraber “ruhî âmîlleri” (etkenleri) de bağımsız neden olarak kabul ediyor. Zeki Velidî, tarih tetkiklerinde en iyi yol olarak tam tarafsız kalarak, olayların hangilerinde ne gibi âmillerin etkili olduğunu, önyargısız, tespit etmeyi görmektedir. Zeki Velidî, tarihî olayları incelerken tarihçi okulların, doktrinlerin fikirlerine kapılmamayı tavsiye etmeyi unutmaz. Zeki Velidî’nin tarih araştırmalarında tabiî, iktisadî gibi maddî âmillerin yanında insan hayatını ve ruhsal âmilleri (yani insanın içinden gelen motivasyonları) heseba katması ve tarih felsefesi içinde, bu bakımdan hümanist tarih anlayışını yakın bulması, onun tarihe nasıl baktığını ortaya koymaktadır.

Zeki Velidi Togan, Türk tarih kongresinde ileri sürülen bazı tezlere muhalefeti yüzünden tepkilerin hedefi olmuş ve ülkeyi terk etmek zorunda kalmıştır. Eleştirdiği tez, orta asya’daki büyük kuraklık tezidir. Zeki velidi, basitçe, böyle bir kuraklığın yaşanmadığını söylemiştir. Karşı çıktığı şey, Orta Asya‘dan anadolu’ya bir göç yaşandığı iddiası değil; bu göçün nedeni konusunda ortaya atılan iddiadır. Togan’ın da, diğer bütün saygın tarihçilerin de kabul ettiği biçimde, türk göçlerinin nedeni kuraklık değil, yükselen Moğol gücü ve yayılan Moğollardır. Böylece, zeki velidi’nin fikirlerini göçün varlığına karşı bir argüman olarak kullanmayı da dezenformasyon olarak niteleyebiliyoruz.



Zeki Velidi’nin ülkeyi terk etmek zorunda kaldığı bu süreçte kendisine destek veren kişiler arasında nihâl atsız’ın bulunması garip bir olay değildir. O dönemlerdeki Türkçülük, cumhuriyetin ilk tarih ve dil tezlerini şiddetle reddetmiş ve bu tezlerin hakikatle ilgili olmadığı hususunda ısrar etmiştir. Bu olayı atsız şu şekilde anlatıyor:

1932 Temmuzunda ankara’da toplanan birinci tarih kongresi aklın ve ilmin asla kabul edemiyeceği bir hava içinde bocalar, bayan Afet’in, Köprülü Fuat gibi tanınmış bir profesöre ders vermesi gibi hârikalara şahit olur ve sözüm ona yeni yeni ilim ufukları açıp yeni keşifler yaparken bir halk partili, ünlü profesör zeki velidi’yi hiçbir şey bilmemekle suçlandırdı ve “Zeki Velidi beyin darülfünundaki kürsüsü önünde talebe olarak bulunmadığıma çok şükrediyorum.” dedi. Türk tarihi üzerindeki otoritesi bütün dünyada tanınmış olan Zeki Velidi’yi teçhil eden bu nevzuhur bilgin, doktor Reşid Galip’ti. Kırkından sonra saz çalmağa başlayanların notaya ve usule pek aldırış etmiyeceği muhakkak olmakla beraber doktor fazla ileri gitmiş, beni ve zeki velidi’nin diğer talebelerini, hatta talebesi olmıyanları öfkelendirmişti. Diğer yedi kişiyle birlikte ona derhal bir telgraf çektim:

“Biz ise zeki velidi’nin talebesi olmakla iftihar ederiz.
Bir de zeki velidi’ye yolladık:
“Tebrik ederiz.”

Reşit galip’e çekilen telgraf, kongrede bulunanların tabirince bomba gibi patladı. Belliydi ki halk partisi küçük sesleri bomba gürültüsü sanacak kadar ödlekti.

Kim Kimdir? sayfasına dön! «|