Yabancı Dillerin Türkçeye Etkisi
Tarihin her döneminde, bütün dillerde olduğu gibi Türkçede de yabancı dillerin etkisi olmuştur. Bu etki her yüzyılda farklı düzeyde ve şekilde gerçekleşmiştir. Özellikle çokça etkileşimde bulunduğumuz milletlerin dilleri ile Türkçe arasında ciddi söz varlığı alıntıları yaşanmıştır. Türk dilinin yazılı kaynaklarla takip edilebilen ilk zamanları olan Göktürkler çağında Çince, Sanskritçe ve Moğolca; Selçuklu, Karahanlı ve takiben Osmanlı döneminde Arapça ve Farsça; Tanzimat döneminde Fransızca; yirmi birinci yüzyıl Türkiye’sinde ise genellikle İngilizce, dilimiz üzerinde büyük etki yapmıştır.
Türklerin binlerce yıllık tarihsel süreçte geniş bir coğrafyaya yayılıp nice ulusla iletişim kurmuş olması, kuşkusuz ki tek taraflı bir etkilenmeye neden olmamıştır. Türkçe yabancı dilleri etkilediği kadar, o dillerden de söz varlığı ve dil bilgisi alıntıları yapmıştır. Bunlar sırasıyla Fransızca, Arapça ve Farsça diye gitmektedir.
Türk ulusunun yaşamında meydana gelen bazı değişiklikler, yeni sözcükler kullanmayı gerekli kılmıştır. Din değişiklikleri, yerleşik yaşama geçme, teknolojik gelişmeler veya ticaret gibi yaşantı değişiklikleri, Türkçenin söz varlığında bu alana ilişkin sözcük gereksinimini doğurmuştur. Bu ihtiyaç kısmen Türkçe kökenli sözcüklerden yeni türetmeler yapılarak karşılanmıştır. Fakat çoklukla o alana ilişkin hazır bulunan sözcükler Türkçenin ses yapısına uydurularak ödünçlenmiştir.
Türkçenin Çinceden “kunçuy” (prenses), “señün” (general) ve “taluy” (deniz); Moğolcadan “ulus”, “maral” (dişi geyik) ve “kurultay” örneklerinde görülen alıntıları (Aksan, 2004: 132), ilk dönemlerde gerçekleşmiştir. Soğdca ve Sanskritçe etkileri de çoklukla dinsel alana ait sözcüklerdir; ancak Türkçeye bu dillerden geçen sözcüklerin oranı oldukça düşüktür.
Din dairesindeki değişiklikler, Türkçenin tarihsel dönemlerde incelenişini etkileyecek kadar önemlidir. Türklerin İslamiyet’i benimsemesinden sonra Arapça ve Farsça sözcüklerin dilimizi çok yoğun bir etki altına aldığı görülmektedir. “Namaz”, “abdest” ve “oruç” gibi Farsça kökenli sözcüklerin yanında, “ibadet”, “ilah” ve “kader” gibi Arapça kökenli sözcükler de Türkçeye girmiştir. Alıntılar yalnızca dinî kavramlarda kalmamış; sosyal, kültürel ve edebî alana ait bazı kavram ve terimler de ödünçlenmiştir. Yalnızca söz varlığı ögelerinin değil, dil bilgisi ögelerinin de Arapça ve Farsçadan Türkçeye alındığını belirtmek de yararlı olacaktır. Bu nedenle, bugün de bu oran korunduğu üzere Türkçedeki yabancı sözcükler içindeki en büyük oran Arapça ve Farsçaya aittir.
Türkçenin söz varlığını Arapça ve Farsçadan sonra en çok etkileyen yabancı dil, Türkiye Türkçesi açısından düşünüldüğünde Fransızca, genel Türkçe için düşünüldüğünde ise Rusça olmuştur. Tanzimat döneminde Fransızca ile etkileşimin doruğa ulaşması nedeniyle, sosyal ve yazınsal alana ait birçok kavram veya terimin Fransızcası kullanılır hâle gelmiştir. Söz gelimi “büfe” (Fr. Buffet), “kürdan” (Fr. cure-dent), “bagaj” (Fr. bagage), “konserve” (Fr. conserve) veya “makyaj” (Fr. maquillage) sözcükleri, Tanzimat Fermanı’ndan sonra Türkçeye giren alıntı sözcüklerdir.
Diller arası ilişkilerde alıntının yönü, genellikle, üst kültürden alt kültüre, yönetenden yönetilene, merkezden taşraya, üretenden tüketene doğrudur. Bu durum Türkçenin Rusça ile olan ilişkileri konu edildiğinde de böyledir. Belli bir dönem yönetimi, merkezi ve üst kültürü temsil eden Rusça, sosyo-psikolojik ve siyasal nedenlerle Türk lehçelerine çok sayıda söz ve önemli ölçüde de kavram tercümeleri vermiştir. Dolayısıyla Türkçe Rusçadan önemli ölçüde ödünçleme yapmıştır.
Türkler nasıl ki tüm dünyadaki askerlik sistemini değiştirecek bir orduya sahip oldukları için, dünya dillerine ordu terimleri vermişlerse; eksik oldukları alanlara ait sözcükleri de Türkçeye almışlardır. Örneğin Anadolu’ya göç eden Oğuz Türkleri, balıkçılığı ustaca yapabilmeyi Rumlardan öğrenmişlerdir. Bu nedenle Türkçedeki balık adları ve balıkçılık terimleri çoklukla Rumcadır. “Kefal, palamut, barbunya, levrek, çinekop, istavrit, uskumru, orkinos, istiridye, kerevit, lüfer, sardalya, çipura, barbunya” gibi sözcüklerin tümü, Rumcadan ödünçlenmiş sözcüklere örnektir.
Türkçeye giren ve işlek olarak kullanılan yabancı kökenli sözcüklere üretilen Türkçe karşılıkları görmek için “Yabancı Sözcüklere Türkçe Karşılıklar” sayfamıza bakabilirsiniz.
|» “Söz Varlığı” sayfasına dön! «|
Yavuz TANYERİ
BENZER KONULAR
- Yazının Bağlantısı: Yabancı Dillerin Türkçeye Etkisi
- Yazının Bölümü: Söz Varlığı
- Diğer kaynaklarda arayın:
- Etiketler: Arapça, Çince, En Çok Kullandığımız Yabancı Kelimeler, Farsça, Fransızca, Hint-Avrupa Dilleri, İngilizce, Kelime, Moğolca, Rusça, Sanskritçe, Soğdca, Türk Dili, Türkçe, Türkçe ve Yabancı Diller, Türkçedeki Yabancı Kelimeler, Türkçedeki Yabancı Kelimeler Nelerdir, Türkçedeki Yabancı Sözcükler, Türkçenin Yabancı Dillerle Etkileşimi, Türkçeye Etki Eden Diller, Yabancı Diller, Yabancı Dillerin Türkçeye Etkisi, Yabancı Kelimeler, Yabancı Kelimelere Örnekler, Yabancı Sözcükler, Yabancı Sözcükler Üzerine
- Rastgele 10 Yazı:
- Annemarie von Gabain
- Tariz – İğneleme Sanatı / Edebi Sanatlar
- Çok Bilmiş Bilge’den Esenlikler
- Akrostiş Sanatı – Şiir Örnekleri
- Atatürk’ün Kadınlar Hakkındaki Sözleri
- Türkçenin Bugünkü Durumu
ve Yapılması Gerekenler - Nişan Töreni Nasıl Yapılır?
- Çekimli Fiil Nedir?
- Mehmet Fuat Köprülü’nün Hayatı ve Eserleri
- Mecalis-i Seba / Mevlana Celaleddin-i Rumi
Çok işime yaradı fakat daha kısa bir şekilde özet şeklinde yazabilirsininz.
Daha kısa ve öz olabilirdi.
Çok güzel olmuş ama daha kısa olabilirdi. Hepinizin elinize, yüreğinize sağlık.
Çok işime yaradı gerçekten.
Sağolun konuyu öğrendim, mükemmel olmuş ALLAH RAZI OLSUN.
Daha kısa ve öz olabilirdi.
Teşekkürler gerçekten çok yardımcı oldu.
Ya biraz daha tanık gösterme yöntemiyle yazarmısınız lutfenn.