- Çokbilgi.com - https://www.cokbilgi.com -

Türkçede Eş Anlamlılık

türkçede eş anlamlılıkBir sözcüğün gösterdiği kavram veya nesneyi, aynı dildeki başka bir sözcüğün göstermesi durumunda eş anlamlılıktan söz etmek mümkündür. Fakat yapılan dil bilimsel çalışmalar göstermiştir ki, bir dilde aynı kavramı karşılamak için birden fazla gösteren bulunmamaktadır. Farklı sözcükler, zaman içinde aynı kavramı karşılayınca “eş anlamlılık” ortaya çıkmaktadır.

Dünyadaki dillerin çoğunda bulunan eş anlamlılık (İng. synonym, Fr. synonyme) aslında eski zamanlarda aralarında küçük de olsa farklılıklar bulunan kavramları karşılamak üzere kullanılan birden fazla sözcüğün, bugün aynı kavramı karşılar hâle gelmesidir. Türkçede tam eş anlamlı olduğu düşünülen “yollamak” ve “göndermek” fiilleri de, Eski Türkçedeki anlamlarına bakılırsa bu eş anlamlı olma durumunu sonradan kazandıkları görülecektir. Uygur ve Eski Anadolu Türkçesinde bulunan ve Divan’da “köndgermek” biçiminde kullanılan “göndermek” eylemi, o dönemlerde “gerçeğe yönelmek, doğrulmak” anlamlarında kullanılmıştır. “Yollamak” sözcüğü de ilk olarak “uğurlamak” anlamında kullanılmıştır. Günümüzde ise bu eylemler, aynı eylemi karşılıyor gibi görünmektedirler.

Türkçe tarihi gelişim dönemlerinde de görüldüğü üzere, eş anlamlı sözcükler açısından oldukça zengin bir dildir. Yalnızca bir kişinin söz ve davranışlarından olumsuz etkilenme ve üzüntü duyma durumunu ifade etmek için bile “darılmak, küsmek, gücenmek, kırılmak, incinmek, alınmak” gibi birçok eş anlamlı sözcük bulunmaktadır. Türkçedeki eş anlamlı sözcüklerin çokluğu, Türkçenin söz varlığındaki zenginliği göstermekle birlikte, Türk dilinin ne kadar köklü bir dil olduğuna da işaret etmektedir. Çünkü bir dilde eş anlamlı sözcüklerin oluşabilmesi için, o dilin söz varlığındaki ögelerin uzun zaman içinde bilim, teknik, edebiyat ve sanat gibi çeşitli uğraşılar içinde kullanılması ve farklı anlamlar yüklenmesi gerekmektedir. Anlam değişmeleri yüzyıllar alan bir süreç istediği için, Göktürkçede bile görülen eş anlamlı sözcüklerin varlığı Türkçenin çok eski dönemlerde yaşadığının kanıtıdır.



Eş anlamlı sözcükler her ne kadar aynı kavramı karşılıyor olsalar da, genellikle birbirlerini yerine kullanılmazlar. “Karalar bağlamak” deyimini “siyahlar bağlamak”  veya “Lokman Hekim” yerine “Lokman Doktor” denilemeyeceğinden, özellikle deyim ve atasözlerinde görülen bu durum, eş anlamlı sözcüklerin tam anlamıyla eş anlamlı olmadıklarını da göstermektedir.

Türkiye Türkçesinin dışındaki yaşayan Türk lehçelerinde de eş anlamlı sözcükler bulunmaktadır. Azerbaycan Türkçesinde “goca” ile “yaşlı” sözcükleri; Kazak Türkçesinde “kepter” (Far. güvercin) ve “kögerşin” sözcükleri; Tatar Türkçesinde “kut” ve “baht” sözcükleri eş anlamlı kullanımlara örnektir. Ayrıca eski zamanlarda eş anlamlı olarak kullanıldığı hâlde, sonradan unutulan bazı sözcükler ancak “ev bark”, “od ocak” ve “evirmek çevirmek” örneklerindeki gibi ikilemelerde karşımıza çıkmaktadır.

Yavuz TANYERİ

Söz Varlığısayfasına dön! «|