- Çokbilgi.com - https://www.cokbilgi.com -

Tanrısal Bakış Açısı Nedir?

tanrısal bakış açısı nedirEdebi metinlerde, anlatıcının olayın ne kadar içinde ve anlatılanlara ne kadar hâkim olduğu ile ilgili bakış açıları vardır. İlahi veya tanrısal bakış açısı da bunlardan biridir. Bu bakış açısında yazar olayı yaşayan değil, dışarıdan gözlemleyen kişidir. Yani bu bakış açısında anlatıcı vardır ve bu tür edebi metinler üçüncü ağızla yazılır.

Tanrısal bakış açısında yazar (yani anlatıcı), metindeki yaşanmış veya yaşanacak olan her şeye hâkimdir. Tıpkı Yaratıcı gibi her şeyi bilir, görür ve hatta olaydaki kahramanların iç dünyasına bile girebilir. Kahramanların davranışlarının sebeplerini, hangi duygu ve düşünceler içinde olduklarını da cümlelerine yansıtır.

İlahi veya Tanrısal bakış açısı, adından da anlaşılabileceği üzere insan gücünü ve yeteneklerini aşan bir bilgelikle ele alınan metinlerde kullanılır. Bu bakış açısında yazar, anlatılan olayların içinde yoktur. Yani başka insanların başından geçen olaylar kaleme alınır. Bununla birlikte yazar, kahramanların tamamının iç dünyasını ve psikolojilerini bilir, neler yapmak istediklerini açıklar. Zaman ve mekân bu bakış açısında sınırsızdır. Yazar sonsuz bir bilgi ve deneyime sahiptir.



Hakim bakış açısı” da denilen bu bakış açısında yazar; yaşanmış, yaşanan ve yaşanacak olan her şeyi bilir, anlar, görür ve duyar. Bu bilgelik, kahramanların aklından geçenleri bilmeye, niyetlerini ve iç seslerini okumaya kadar gider. Bu bakış açısında cümleler “yaptı, dışarı çıktı, gördüler, yürüdü” gibi üçüncü tekil / çoğul şahıs ekleriyle çekimlenen yüklemlerle kurulur. Bu metinde olaylar, insan ömrüyle sınırlandırılamaz. Ayrıca yazar, kahramanların bilmediği kadar bilgiye, duygu ve düşünceye sahiptir.

Tanrısal bakış açısının en belirgin özelliği, üçüncü ağızdan anlatım yapılması ve yazarın olaydaki kahramanlar hakkında insan bilgi ve becerisinin sınırları dışında, zaman ve mekân sınırlarının ötesinde bir bilgiye sahip olmasıdır. Destandan romana geçmiş olan bu bakış açısı, özellikle klasik romanlarda çok kullanılmıştır.

“Duyduğu sözler karşısında yıkılan Bahadır, önce sözleri umursamıyormuş gibi bir tavır takınmak istedi. Orada olmamak, karşılaştığı muameleyi hiç görmemek için neler vermezdi ki? Hemen kendine gelmeli ve pişman olmayacağı sözler söylemeliydi. Sakin olmaya çalıştı, derin bir nefes alarak durağa iki adım daha yaklaştı. O konuşmaya başlamadan kendisine yöneltilecek bir soruyla karşılaşmaktan korktu. Aniden elini paltosunun cebine daldırdı ve çıkardığı mektubu tek eliyle açtı.”

Yukarıdaki örnek metinde Bahadır’ın duyduğu sözlerden nasıl etkilendiğini ve iç sesini okuyabilmek ancak tanrısal bakış açısıyla mümkündür. Kendisine bir soru sorulmasından korktuğunu ilahi bakış açısısı dışında metinde yansıtmak mümkün değildir. Buradan anladığımız üzere bu bakış açısının en temel özelliği, kişinin iç sesini duyabilmek yani onun düşüncelerini okuyabilmektir.

Örnek Metinler

Razumihin, Raskolnikov’un düşüncesizce ağzından çıkan sözlerini çürütmek ve işi şakaya vurmak için bir sürü şeyler söyledikten sonra: “İnanmıyorum, inanmıyorum!” diye bağırdı.
Alexandrovna ile Dunya’nın uzun süredir onları bekledikleri Bakaleyev’in evine epeyce yaklaşmışlardı. Razumihin çok heyecanlıydı. İlk defa, açıkça bu konudan söz ediyorlardı. Yol boyunca durdu, düşündü ve düşündüklerini söyledi. Raskolvnikov, aldırmaz ve soğuk bir gülüşle: “İnanma öyleyse. Sen her zamanki gibi bir şeyin farkına varmadın ama ben her kelimeye dikkat ediyorum.”

(Suç ve Ceza, Dostoyevski)

———

Boxer’in yarılan toynağının iyileşmesi uzun sürdü. Zafer kutlamaları sona erdikten bir gün sonra yel değirmenini yeniden yapmaya başlamışlardı. Boxer bir gün bile izin almaya yanaşmamıştı; acı çektiğini kimseye belli etmemeyi bir onur sorunu olarak görüyor, toynağının çok ağrıdığını akşamları yalnızca Clovver’a itiraf ediyordu. Clover, Boxer’in yarasını, çeşitli otları çiğneyerek hazırladığı lapalarla iyileştirmeye çalışıyordu. Clover ile Benjamin, kendini fazla yormaması için Boxer’a yalvarıyorlardı. Clover “Atlar da yorulur.” Diyor, ama Boxer kulak asmıyordu. Artık tek bir amacı kalmıştı, o da emekliye ayrılmadan yel değirmeninin çalışmaya başladığını görmekti.

(Hayvan Çiftliği, George Orwell)

Tanrısal bakış açısının en belirgin birkaç özelliğini şöyle sıralayabiliriz:

– Anlatıcı metindeki olan bitene tamamen hakimdir.
– Üçüncü ağızdan anlatım vardır, yazar olayın içinde değildir.
Yazar, olaydaki kahramanlardan bile daha çok şey bilir.
– Anlatıcı, kahramanların iç sesini duyar, düşüncelerini okur.
– Yazar kesinlikle olaylara müdahale etmez, gelişmeleri gözlemler.

Orkun KUTLU

Orkun Kutlu