1. Soru bildiren cümle veya sözlerin sonuna konur.
Örnek: Yalnız Tanrılar mı akla gelmez cezalar uygulayacak? (Ayla Kutlu)
– Beni avutmak için daha derli toplu bir yalan bulamadın mı? (Cenap Şehabeddin)
Gümrükteki memur başını kaldırdı:
— Adınız?
– Nereye doğru gidiyorsun?
Not: İçinde soru eki olduğu halde soru anlamı vermeyen cümlelerde bu işaret kullanılmaz.
– Bu semtin güzel mi çirkin mi olduğuna bir türlü karar veremedim.
2. Bazen çekimlenmediği hâlde, konuşma cümlesi olarak kullanılabilen –yani bir yargı ifade eden– sözcüklerin sonuna soru işareti gelebilir.
Örnek: – Kim var orada?
– Asteğmen Orkun.
– Parola?
– Bora…
Not: Bazı kelimeler ve cümlelerde soru bildiren kelime olmadığı halde soru anlamı vardır. O zaman soru işareti kullanılır.
– Adınız? Doğduğunuz yer?
3. Bilinmeyen, kesin olmayan veya şüpheyle karşılanan yer, tarih vb. durumlar için kullanılır.
Örnek: Yunus Emre (1240?-1320), (Doğumyeri: ?).
– Türk halk felsefesinin, Türk nükteciliğinin ve mizah dehasının büyük mümessili Nasreddin Hoca da (Hâce Nasirüddin) bu asırda yaşa¬mıştır (1208?-1284).
4. Bir söze inanılmadığını, sözün şüphe ile karşılandığım bildirmek için sözden sonra veya cümle sonunda soru işareti parantez içinde konur.
Örnek: Öğrenci çok çalıştığını(?) söylüyordu.
– Çok yoruldum dedi(?).
5. Cevabı zaten içinde olan soru cümlelerinde de soru işareti kullanılır.
Örnek: Haksız mıyım? Liderler içinde Atatürk gibisi var mı?