- Çokbilgi.com - https://www.cokbilgi.com -

Realizm / Gerçekçilik

realizm, gerçekçilikRealizm sanat akımı, Fransa’da estetik bir kavram olarak ortaya çıkmıştır. Hem klasizme hem de romantizme tepkidir. Bu akımda amaç, sanatı klasik ve romantik akımların yapaylığından kurtarmak, çağdaş eserler üretmek ve konularını öncelikle yüksek sınıflar ve temalarla ilgili değil, sosyal sınıflar ve temalar arasından seçmektir. Günlük yaşamın önyargısız, bilimsel bir tutumla incelenmesi ve klinik bulgularına benzer edebiyat ürünleri ortaya koymaya çalışmıştır.

19. yüzyılın ikinci yarısında romantizmin aşırı duygusallığına tepki olarak ortaya çıkmış bir akımdır. 1857 yılında Gustave Flaubert’in “Madame Bovary” adlı romanıyla, realizmin, romantizm karşısında üstünlük sağladığı kabul edilmektedir. Realizmde, duygu ve hayaller yerini, toplum ve insan gerçeklerine bırakır. Konular gerçekten alınır. Yaşanan ve gözlenen gerçek bütün çıplaklığıyla anlatılır. Bunun sağlanması için gerektiğinde anket gibi bazı sanat dışı yöntemlere bile başvurulmuştur.

Bir estetik kavram olarak 19. yüzyıl ortalarında Fransa’da ortaya çıkmıştır. Nasıl ki romantizm klasizme bir başkaldırı niteliğinde ise gerçekçilik yani realizm, hem klasizme hem de romantizme bir başkaldırıdır. Amaç, sanatı klasik ve romantik akımların yapaylığından kurtarmak, çağdaş eserler üretmek ve konularını öncelikle yüksek sınıflar ve temalarla ilgili değil, toplumsal sınıflar ve temalar arasından seçmekti.



Bu akımda, gerçeğin anlatılması için kişilerin psikolojileri, onların kişiliklerini etkileyen çevrelerinin tanıtımı, içinde bulundukları ortam ayrıntılarıyla verilir. Onun için de betimleme, realist yazarlarda en önemli anlatım biçimi olarak dikkat çeker. Yalnızca yaşananın anlatılmasına yönelen gerçekçiler, olaylar ve kişiler karşısında tarafsız davranırlar. Eserlerine kendi duygu, düşünce ve yorumlarını katmazlar. Yine, gerçek hayatın anlatılması esas olduğu için eserlerinde toplumun sıradan insanlarına rastlanır. Eserlerinde daha çok yaşamın olağan olaylarına yöneldikleri için çok basit bir konu bile ele alınıp işlenir.Gerçekçi yazarların okuyucuyu eğitme gibi bir amaçları yoktur. Gözlem, araştırma ve belgelere dayanarak, yaşananı nesnel bir şekilde aktarmayı amaçlarlar.   Gerçekçi yazarlar, biçim güzelliğine çok önem vermişler, dilde ve anlatımda süsten, özentiden kaçınmışlardır.

Realizmin amacı, günlük yaşamın önyargısız, bilimsel bir tutumla incelenmesi ve edebi eserlerin bir bilim adamının klinik bulgularına benzer nesnel bir bakış açısıyla ortaya konmasıdır. Örneğin, realizmin iki güçlü temsilcisi Gustave Flaubert’in Madame Bovary adlı romanı ile Emile Zola’nın Nana adlı romanında cinsellik ve şiddet edebi bir mikroskop altında incelenerek olanca çıplaklığıyla ortaya konulmuştur. Realizm felsefesinin altında güçlü bir felsefi belirlenimcilik yatar. Fransız edebiyatında Flaubert ile Zola’nın yanısıra Honore de Balzac, Stendhal, Rusya’da Lev Tolstoy, Ivan Turgenyev, Fyodor Dostoyevski, İngiltere’de Charles Dickens ve Anthony Trollope, Amerika’da Theodore Dreiser, İrlanda’da James Joyce realizmin önemli temsilcileridir. Realizm, 20. yüzyıl romanının gelişimini de önemli ölçüde etkilemiştir.

Realizm’de, sanatçı eserle okuru başbaşa bırakmak için kendini gizler. Bu yönüyle Klasisizm’e benzer. Olaylan yan tutmayan, nesnel bir bakışla inceler sanatçı. Eserde biçim kusursuzluğu çok önemlidir. Kılı kırk yaramasına yapılan gözlemin aynı titizlikle anlatılmasına, üslubun açık, sağlam, yapmacıksız, söz oyunlarından uzak olmasına önem verilir. “Söylenmek istenen şey ne olursa olsun, elbette onu anlatacak tek bir sözcük, canlandıracak tek bir fiil, nitelendirecek tek bir sıfat vardır. İşte yazar bunu buluncaya kadar uğraşacak, yaklaşık olanla yetinmeyecektir.” sözleri realistlerin anlayışını ortaya koyar.

Realizmde Roman Anlayışı: Her şey görmekten ibarettir. Üstatların gözüyle değil, kendi gözlerinle doğruyu görebilirsin. Bunun için de biraz beklemen lazım. Kendi duygu ve görüşlerini de eserlerine katma. Bir sanatçının orijinalliği, “büyük şeyler“de değil, önce “küçük şeyler“de görülür. Şaheserler, basit konular üzerindeki önemsiz ayrıntılardan meydana gelmiştir.

Edebi Akımlar sayfasına dön! «|