Osman Gazi – Sultan I. Osman
1258’de Söğüt’te doğan I. Osman’ın babasının Kayı boyunun beyi Ertuğrul (Erdoğdu) Bey, annesinin de Hayma Hatun olduğu rivayet edilir. Osmanlı Devletinin kurucusu I. Osman, Türkçe kaynaklarda Osmancık, Kara Osman, Osman Gazi, Osman-ı Evvel olarak, yabancı kaynaklarda ise Ottoman ve kurduğu devlet de “Ottoman Empire” olarak geçer.
Neşrî’nin Cihannümâ’sındaki rivayete göre, kendisine bağışladığı köy için berat isteyen Derviş Turgut’a okuma yazma bilmediğini söyleyerek nişan olmak üzere kılıç ve maşraba verir, iradesi, kabiliyeti, zekâsı ve sağlam karakteriyle hâlis bir Türk kahramanı olarak bir devlet kurucusu için lâzım olan bütün vasıfları kendisinde toplamış bir hükümdardır.
Osman Gazinin boyuna ve soyuna ait bilgiler rivayetlere dayalı olarak gelenekseldir. Onunla ilgili bilgiler ölümünden ancak yüz yıl sonra ağızlardan yazılı belgelere geçirilmiştir. Osman Gazi’den söz eden ilk kaynak Ahmedînin (Ö.1407) Dâstân u Tevarih-i Mülûk-i Âl-i Osman adlı manzum eseridir.
Şükrullah’ın (Ö.1464) Behcetü’t Tevarih, Âşıkpaşaoğlu’nun (Ö.1481) Tevarih-i Âl-i Osman adlı eserlerinde ve başkakaynaklarda onun yaşamı ve savaşlan, destansı bir anlatımla, halk rivayetleri, kerametler ve mitolojik unsurlarla renklendirilerek şiirsel ve sade bir dille aktanlmıştır. İlk kaynaklar bu anlatım tarzını Fatih Sultan Mehmed’e kadar gelen padişahlar için de kullanmışlardır. Hayatlarıyla ilgili birçok rivayet bulunan bu padişahlar da kaynaklarda Osman Gazinin bu ermiş ve gazi kimliği ile karşımıza çıkıyorlar.
Osman Bey’in Söğüt’te ilân ettiği küçük devlet, bir asır içinde cihanşümul bir imparatorluk halini almıştır. 41 yaşında padişah olan Osman Gazi ordulannın başında bizzat harp sahasına gitmiştir.
Ahmedî’nin (Ö.1407) Dâstân u Tevarih-i Mülûk-i Âl-i Osman adlı manzumeserinde Beyliğin durumu 12 dizede yalın bir söyleyişle şöyle özetlenmiştir:
Oldı Osman bir ulu gazi ki
Nereye ki vardı ise buldı yol
Her yana virürdi bir bölük çeri
K’el vuralar kati ideler kâfiri
Bileciki feth itdii ol nâmdâr
İnegöl ile dahi Köprühisar
Durmadı her yana leşker saldı ol
Az zamanda çok vilâyet aldı ol
Kâfir yıkıp yakıp ol nâmdâr
Bursa ve İzniki eyledi hisar
Öyle takdir itdi Hak azze ve celi
Ki ol (..)ikiyi aldı ecel
Ahmedî’nin bu sade anlatımının yanında Âşıkpoşaoğlünun, Tevarih-i Âl-i Osman’ında, İdris-i Bitlisî’nİn Heşt Behişt ‘inde, tbn-i Kemal’in Tevarih-i Âl-i Osman’ında I. Osman’ın yaşamını oldukça uzun, süslü ve destansı anlatılmıştır.
Tarih araştırmacılarının ortak görüşlerine göre Ertuğrul Bey’in ölümünden sonra (1281?) amcası Dündar Bey ile mücadeleye girişerek başarılı oldu. Oğuz töresince Kayılara 1299’da “baş ve buğ” olmuştur. Osmanlı Devleti’nin kuruluş yılı olarak kabul edilen bu tarihin kimi tarih araştırmacıları, Anadolu Selçuklu Devleti’nin yıkılışıyla ya da Osman Gaziye bayrak ve tabi gelişiyle ilgili olduğunu söylerler.
Osman Bey’in fetih mücadelesi Nikris hastalığına yakalanmasıyla 1320’de sona ermişir. Bu tarihten sonra yönetimi oğlu Orhan Bey’e bıraktığı rivayet edilir. Osman Bey’in bundan sonra ne kadar yaşadığı bilinmemektedir. Osman Gazi öldüğü zaman bir rivayete göre, Söğüt’te babasının yanına gömülmüş ve güya “Bursa fethedilirse oraya gömülmesini” vasiyet etmiştir. Bu nedenle Bursa alındıktan sonra vasiyeti yerine getirilerek naşı Bursa’ya nakledilip Hisar’da Gümüşlü Künbed’e defnedilmiştir. Fakat ilgili belgelerden Osman Bey’in ölümünün Bursa’nın fethinden sonra olduğu anlaşılmaktadır. Bugün Bursa’da Tophane olarak bilinen yerde kendi adıyla anılan türbede medfundur.
Osmanlı sülâlesinin ilk yöneticisi olan I. Osman’ın şiiri ve şairliği tartışma konusudur. Bazı araştırmacılara göre bazı padişahlara şiirler atfedilmiş ve bunlar mecmuadan mecmuaya aktarılmak suretiyle günümüze kadar gelmiştir. İşte I. Osman’ın şiirleri de bu cinsten sayılmakla beraber bir şüphe arzetmektedir. Bu hususta elimizde sağlam ve güvenilir bir kaynağın olmayışı bu tartışmaları sonuçsuz bırakmaktadır. Bilhassa tarih kitapları, tezkire ve mecmualara dayanarak zeki, iradeli ve kabiliyetli gösterilen I. Osman‘ın okuma yazmasının olmamasına rağmen türkü ve koşma mahiyetinde, hece vezniyle şiirler söyleyebileceği akla uygun gelmektedir.
Oğlu Orhan Gaziye nasihatleri, kaynaklarda manzum olarak aktanlmıştır. Kendisine ait olduğu kaydedilen tek şiir sade bir şekilde hece vezniyle yazılmış manzum vasiyetnamedir. Manzume I. Osman’ın aşiretinin geleceği ile ilgili düşüncelerini ihtiva etmekte, oğluna öğüt veren ve onun geleceğini garanti altına almak isteyen bir babanın endişelerini yansıtmaktadır.
Gönül kerestesiyle bin
Yenişehir ü bâzâr yap
Zulm eyleme rençberlere
Her ne idersen var yap
Eski Yenişehri bari
İnegöle dek hep varı
Kırup geçürüp agyârı
Bursaya dek yık tekrar yap
Kurt olup girme süriye
Arslan ol bakma girüye
Çâr idüp haydi çeriye
Dilgeçidini hisar yap
|» “Kim Kimdir?“ sayfasına dön! «|
BENZER KONULAR
Yorum Yaz! | Görüş Bildir!
- Yazının Bağlantısı: Osman Gazi – Sultan I. Osman
- Yazının Bölümü: O
- Diğer kaynaklarda arayın:
- Etiketler: I. Osman, Önemli Türklük Bilimciler, Önemli Türkologlar, Osman Gazi, Osman Gazi Biyografisi, Osman Gazi Eserleri, Osman Gazi Hayatı, Osman Gazi Kimdir, Osman Gazi Kişiliği, Osman Gazi Yaşamı, Sair, Şair OSman Gazi, Sultan I. Osman, Sultan Osman, Türklük Bilimi, Türkolog, Türkologlar, Türkoloji
- Rastgele 10 Yazı: