- Çokbilgi.com - https://www.cokbilgi.com -

On İki Hayvanlı Türk Takviminin Kökeni

on iki hayvanlı Türk takvimi kökeniKaşgarlı Mahmud’un on iki hayvanlı Türk takviminin ortaya çıkışı (kökeni) ile ilgili Divan-ü Lügati’t Türk’te aktarmış olduğu bir Uygur rivayeti ile konuya başlayalım: Türk Hakanlarından biri, kendisinden birkaç yıl önce yapılmış bir savaş hakkında bilgi almak istemiş. Bunun üzerine çevresindeki kimse bu konuda net bir bilgi sunamamış, danışmanları kararsız kalmışlar ve savaşın yapıldığı yılda yanılmışlar. Bunun üzerine bu konuyu görüşmek için Hakan ulusuyla bir görüşme yapmak için kurultayı toplar. “Biz bu savaşın tarihini belirleme konusunda nasıl yanıldıysak, bizden sonra gelecek olanlar da hata yapacaklardır. Öyle ise, biz şimdi göğün on iki burcu ve on iki ay sayısınca her yıla birer ad koyalım; hesaplamalarımızı bu yılların geçmesiyle anlayalım ve bu aramızda unutulmaz bir andaç olarak kalsın.” der. Ulus, kurultayda Hakan’ın bu önergesini kabul eder.

Alınan karar sonrasında Hakan bir sürek avı düzenler. Yaban hayvanlarının Ilısu’ya doğru sürülmesini buyurur. Bu ırmak çok büyüktür ve halk bu hayvanları sıkıştırarak suya doğru sürükler. Bu hayvanların bir kısmını avlarlar, bazıları ise kaçarak ırmağa atlar. Bunların içinden sıçan (fare) ırmağı ilk geçen olur ve ilk yıla onun ismi verilir. Toplamda 12 tane hayvan ırmağı geçer ve her geçen hayvanın adı bir yıla verilir. Böylece 12 hayvanlı Türk takvimi meydana gelir ve zamanla geliştirilerek yıldan yıla aktarılır, günümüze kadar gelir. Takvimin ortaya çıkışı bu şekilde rivayet edilmekle birlikte, Orhun Abideleri‘nden önce herhangi bir yazılı kaynağımız bulunamadığı için takvimin yaratılışı hakkında kesin bilgilere erişmek mümkün değildir.

Bu konuda Türklük bilimcilerin az bir kısmı takvimin Çinlilerden alınmış olabileceğine dair tezler ileri sürmüşse de, çoğunluğun düşüncesi takvimin Türkler tarafından yaratıldığı ve ilk defa Türk coğrafyasında kullanıldığıdır. Çinlilerin bugün hâlâ sembolik olarak kullandıkları Çin takviminin Türkler tarafından ortaya çıkarıldığı düşüncesi, ne yazık ki bazı çevreleri rahatsız etmektedir. Türklerin büyük işler başarma fikrini hazmedemeyen özellikle Batılı bilim insanları, ne yazık ki takvimi Çinlilere mâl etmek için elinden geleni yapmışlardır. Bunlardan biri Fransız Türkolog Louis Bazin’dir. Kaleme aldığı birçok yazısında, bu takvimin Çin mitolojisi ve felsefesi ile ne kadar yakından ilgili olduğunu ifade etmiş, Çinlilerin bu takvimi kullandığı yüzyıllarda henüz Türklerin bir takvimi olmadığını iddia etmiştir. Özellikle takvimdeki “ejderha ve domuz” hayvanlarının bulunmasının, takvimin Türklere ait olmayacağını düşündürdüğünü söylemiştir.



Türk kültürü ve tarihi üzerine çok derin araştırmalar yapan, büyük düşünür Bahaeddin Ögel, 12 hayvanlı Türk takviminin kökeni konusunda yine Fransız bir sinolog olan büyük âlim Edouard Chavannes‘in bu konudaki çalışmalarına dikkat çekmektedir. Chavannes, klasik Çince metinleri bile Fransızca tercüme edebilecek kadar Çinceye hâkim bir kişidir. Ayrıca Çince metinlerde Türkler hakkındaki bilgileri derleyerek, Türkolojiye çok büyük hizmetleri bulunmuştur. Yüzlerce eseri bulunan ve hem Doğu’da hem Batı’da ciddi bir otorite sahibi olan Chavannes, yapmış olduğu derin araştırmalar sonucunda bu takvimin Türkler tarafından icat edildiğini ve Çinlilerin onlardan aldığını açıklamıştır. O güne kadar yapılan çalışmalarda da takvimin Türklere ait olduğu söyleniyor olsa da, Chavannes’in yaptığı çalışma ile bu düşünce kesin nitelik kazanmıştır.

Çin geleneklerine ve kültürüne aykırı bir şey olan “hayvanlarla takvim yapma” düşüncesi, Türklerin yaşam tarzlarına çok uygundur. Divanü Lügati’t Türk‘te Kaşgarlı Mahmud’un verdiği bilgiler de takvimin Türklere ait olduğu düşüncesini desteklemektedir. Takvimde beşinci yıl olan “balık yılı“, Çinliler tarafından “ejderha yılı” şeklinde değiştirilmiştir. Bazı kaynaklarda Türklerin de bu yılı “luv yılı / ejder yılı” olarak kabul ettikleri yazmaktadır. Sonuç olarak tarihin çok eski dönemlerinde kullanılmaya başlanan bu takvimin Türklere ait olduğunun bir yazılı belgesi olmamakla birlikte, büyük bilginlerin yaptığı araştırmalarda ilk defa Türkler tarafından kullanıldığına dair bir düşünce hâkimdir.

Kül Tigin Koyun Yılında Uçtu…

Türklerin en eski yazılı belgeleri olan Orhun Yazıtları’nda geçen “Kül Tigin kony yılka yiti yigirmike uçdı. Tokuzunç ay yiti otuzka yoğ ertürtümüz. Barkın bedizin bitig taşın biçin yılka yitinç ay yiti otuzka kop alkdımız.” (Kül Tigin koyun yılının on yedisinde vefat etti. Dokuzuncu ayın yirmi yedinci gününde yas törenini düzenledik. Türbesini, resim işlemelerini ve kitabe taşını maymun yılının yedinci ayının yirmi yedisinde hep bitirdik.) ifadeleri Türklerin Göktürkler döneminde gayet yerleşik bir şekilde 12 hayvanlı Türk takvimini kullandıklarını görebiliyoruz. Bilge Kağan, Tonyukuk ve Kül Tigin yazıtlarının birçok yüzünde, Türk takvim sisteminin kullanıldığını görebiliriz.

Yazıtlarda koyun ve maymun yılı şeklinde yıl adları söylenmekle birlikte, “yitinç ay yiti otuzka” şeklinde Türklerin yılı 12’ye böldüklerini de görebiliyoruz. Ayrıca ayların yaklaşık 30 günden oluştuğu da yazıtlarda verilen tarihlerde görülmektedir. Kuşkusuz yazıtlarda bu kadar ustaca kullanılan takvim sistemi, Göktürklerden önce de kullanılmış olmalıdır. Aynı şey, Göktürk yazısı için de geçerlidir. O dönemde var olan bir yazı sistemi nasıl bu kadar usta bir şekilde kullanılamazsa; takvim de kuşkusuz çok daha eski dönemlerde Türkler tarafından bilinip kullanılmış olmalıdır.

Bu takvimin ilk defa Mete Han‘ın tahta çıkış tarihi olan M.Ö. 209 yılında kullanıldığı görüşü vardır. Orhun Yazıtları çözüldükten sonra bu bilgi değişmiştir. Zira Kül Tigin 27 Şubat 731’de doğmuştur, bu bilgi yazıtlarda verilen tarihlerden yararlanarak ulaşılan Miladi takvim hesaplamalarına göre kesin bir bilgidir. Buna göre Kül Tigin’in koyun yılında vefat etmesi için, takvimin en az milattan önce 2367 yılında ortaya çıkmış olması gerekmektedir. Çünkü Bilge Kağan da 25 Kasım 734’te vefat etmiştir ve domuz yılının beşinci ayında -22 Haziran 735- yuğ töreni yapılıp toprağa verilmiştir. Bu bilgiler Türk takviminin en az 5 bin yıllık bir tarihinin olduğuna işaret etmektedir. Türklerin yazılı olmayan tarihlerinin çok eski dönemlere gittiği düşünüldüğünde, bu tarih abartılı değildir.

Orkun KUTLU

Orkun Kutlu

12 Hayvanlı Türk Takvimi sayfasına dön! «|