Adı tezkire yazarlarının ittifakı ile Muhammed, lakabı Celâleddin’dir. Ancak özellikle Mevlânâ, Mevlevî, Hüdâvendigâr, Mevlânâ Hüdâvendigâr, Mollayı Rûm, Mevlânâyı Rûm lakaplanyla; Belhî, Rûmî ve nadir de olsa Konevî nisbeleriyle anılan Celâleddîn Muhammed, bugün Afganistan’ın kuzeyinde yer alan Belh şehrinde 6 Rebiülevvel 604/30 Eylül 1207 tarihinde doğmuştur. Mevlânâ’nın Rûmî diye şöhret kazanması, uzun bir seyahattan sonra, Konya’ya gelip yerleşmesi, uzun müddet burada oturması, ömrünün büyük bir kısmını burada geçirmesi ve türbesinin burada bulunmasından dolayıdır.
Bahattin Veled, İslâm dünyasının önemli merkezlerinden biri olan Belh’te etkin bir bilgin ve sûfî olarak yaşamaktayken, XIII. asrın ilk yarısındaki mevcut ilmî ve siyasî ortamdan rahatsızlık duymuş, bütün aile fertleri ve çevresiyle hicreti tercih etmiştir. Hac maksadıyla yola çıkan Bahaddîn Veled, Nişabur, Bağdat, Mekke, Şam gibi şehirleri dolaşarak Anadolu’ya ulaşmış, bu arada aile yol boyunca büyük alaka görmüştür. Mevlânâ, babasının yanında geçirdiği bu ilk yolculuk esnasında birçok ünlü âlim ve sûfî ile karşılaşmış ve onların sohbetlerine tanık olmuştur.
Bahaddîn Veled ve maiyeti Lârende’ye yani bugünkü Karaman’a vardıkları zaman Mevlânâ ve ailesi için önemli gelişmelerin olduğu bir döneme de girilmiş oldu. Muhtemelen Lârende’de geçen yedi yıl zarfında Mevlânâ, kafilede yer alan Hâce Lâlâ Şerefeddîn-i Semerkandî’nin kızı Gevher Hatun’la evlendirilmiş, iki oğlu Sultân Veled ve Alâaddin Çelebi dünyaya gelmiş ve annesi Mümine Hatun vefat etmiştir.
Divan edebiyatının ve tasavvufi eserlerin en önemli isimlerinden olan Mevlana’nın belli başlı eserleri hakkında bilgi edinmek için, aşağıdaki başlıkları kullanabilirsiniz: | |
1. Mesnevi3. Fihi Ma Fih5. Mektubat |
2. Divan-ı Kebir4. Rubailer6. Mecalis-i Seb |
Lârende’den Konya’ya geçtiklerinde Sultan Alâaddîn Keykubad ve emirleri tarafından büyük bir ilgiyle karşılanmışlardır. Konya’ya geldikten iki yıl sonra ailenin reisi Bahâiiddîn Veled 80 yaşında vefat etti. Bunun üzerine genç Mevlânâ’dan âlim, müderris ve müftü babasının yerini alması istendi. Babasının müritlerinden olan Tirmizli Seyyid Burhâneddîn bir yıl sonra şeyhini görmek için Konya’ya geldi ve esas olarak babasından dinî ilimleri öğrenmiş olan Mevlânâ’nın tasavvufî talim ve terbiyesi ile meşgul oldu. Ayrıca bu arada, Halep ve Şam’da tahsilini ikmal etmesi hususunda da tavsiyede ve rehberlikte bulundu.
Kendisine babasının manevî yönünü tanıtıp üzerinde derin izler bırakan Seyyid Burhâneddîn, buluşmalarından dokuz yıl sonra Kayseri’de vefat etti. Bundan beş yıl sonra Şems-i Tebrîzî Konya’ya geldi ve aralarında cereyan eden sohbetler büyük bir etkileşmeye neden oldu. Mevlânâ‘nın bu buluşmadan sonra gerek hayatında ve gerekse gönül dünyasında büyük değişiklikler meydana geldi. Onun Şems’le olan yakın münasebetini kendileriyle eskisi gibi alâkadar olmaması nedeniyle hazmedemeyenlerin tepkileri sonucunda, Eflâkî’nin belirttiğine göre 16 ay kadar sonra Şems Konya’dan ayrıldı. Ancak Şems’in bu gidişi, onu çekemeyenleri tatmin edecek bir sonuç sağlamadı. Çünkü Mevlânâ etrafındakilerle yine ilgilenmedi.
Bu durumu görenlerin ve Mevlânâ’nın talepleriyle oğlu Sultan Veled, önceki tatsızlıkların yaşanmayacağını Şems’e anlatıp onu ikna ederek birlikte Şam’dan Konya’ya döndüler. Fakat aynı sebeplerle ayrılık kaçınılmaz oldu ve üç yıl kadar süren bu beraberlik artık tamamen sona erdi. Mevlânâ, kendisini derinden etkileyen bu buluşma ve ayrılıktan sonra, önce ümmî Konyalı Kuyumcu Selahaddin-i Zerkûb’u kendisine halife ve hemdem edindi ve oğlu Sultân Veled’i onun kızı Fatma Hatun’la evlendirdi. Bu yıllar Mevlânâ’nın huzuru, sükunu aradığı, derdini, aşkını, heyecanını gazellerinde ve rubaîlerinde dile getirdiği bir dönem olmuştur.
Mevlânâ’nın Kuyumcu Selahaddin ile olan beraberliği on yıl devam elti. Onun vefatından bir müddet sonra aynı sıfatla Hüsameddin Çelebi’yi tayin etti. Ömrünün son ondört, onbeş yılını Mesnevi‘yi söylemekle geçirdi.
Mevlânâ 5 Cemaziyelevvel 672/16 Teşrin 1273 yılında Konya’da öldü.