- Çokbilgi.com - https://www.cokbilgi.com -

Metinlerde Bakış Açısı

metinlerde bakış açıları

Edebi metinlerde, eserin başından sonuna kadar yazarın takındığı bir bakış açısı bulunmaktadır. Bu bakış açısı, yazarın olayları ele alışı, konuyu işleme tarzı ile doğrudan alakalıdır. Yazar, başından geçen bir olayı mı, yoksa bir başkasının hayatına ait ayrıntıları mı işlemektedir? Kahramanların içinde yazar bizzat bulunmakta mıdır, yoksa tanık olduğu olayları mı anlatmaktadır? Bu soruların cevabı olacak nitelikte, yazarın olayları okuyucuya aktarırken bazı bakış açılarından yararlandığını söyleyebiliriz.

Edebiyatta kabul görmüş dört farklı bakış açısı bulunmaktadır. Bunların farklı kaynaklarda farklı isimleri bulunduğu için, her başlığın farklı şekillerde isimlendirildiğini de görmeniz mümkündür. Bununla birlikte edebiyatımızda en çok kullanılan iki bakış açısı, ilahi bakış açısı ve kahraman bakış açısıdır. Bunlar hikaye ve romanlarda yazarların genellikle tercih ettikleri anlatım özelliği olarak karşımıza çıkmaktadır. Yukarıdaki görselde belirtilmeyen “çoğulcu bakış açısı” bazı kaynaklarda gösterilmemektedir. Bu nedenle bazı kaynakların metinlerdeki bakış açılarını üç başlık altında incelediklerini görebilirsiniz. Şimdi sırayla tüm bakış açılarını, örneklerle açıklamaya çalışalım:

Kahraman bakış açısında, yazar bizzat olayın kahramanlarından biridir. Olaylar yazarın başından geçer ve yazar olayların merkezindedir. Bu anlatım türünde birinci ağızdan anlatım kullanılır, yani yazar başından geçen olayları anlatır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, yazarın kendi bilgi ve becerileriyle sınırlı bir anlatımı olmasıdır. Yani yazar sadece gördüklerini, duyduklarını, yaşadıklarını, kendi duygu ve düşüncelerini anlatabilir. İlahi bakış açısında ise bunun ötesine gidilerek, olayın tüm kahramanlarının iç dünyaları, niyetleri, sezgileri, hatta iç sesleri görülür, duyulur. Bu bakış açısında zaman ve mekân sınırsızdır ve yazarın insan bilgi ve becerisinin ötesinde bir sezgi yeteneği vardır. Ayrıca ilahi bakış açısında üçüncü ağızdan anlatım kullanılır, yani yazar olayları dış dünyadan izleyen bir kişidir.



Kahraman bakış açısı ve ilahi bakış açısı, ayrı sayfalarda ayrıntılı olarak incelenmiştir. Bu sayfalara erişebilmek için aşağıdaki başlıkların üzerine tıklamanız yeterlidir.

1) Kahraman Bakış Açısı
2) İlahi / Tanrısal Bakış Açısı

3) Gözlemci Bakış Açısı

Bu bakış açısında yazar olayların içinde veya dışında olabilir. Yani hem birinci ağızdan (ben) hem üçüncü ağızdan (o) anlatım yapabilir. Bununla birlikte üçüncü ağızdan anlatım esastır. Burada en belirgin özellik, yazarın son derece yansız olmasıdır. Bunun için bu bakış açısına “objektif bakış açısı” da denilmektedir. Yazar dış dünyada olup bitenleri, insanların başından geçen olayları, gördüklerini, duyduklarını veya yaşadıklarını son derece tarafsız bir şekilde ele alır. Sadece dışarıdan bakan bir insanın görebileceği kadar bilgi vermekle yetinir.

Gözlemci bakış açısında yazarın insanların iç dünyasını sezebilme yeteneği ve onların davranışlarını sorgulama gibi bir çabası yoktur. Sadece olup bitenleri en tarafsız bir şekilde okuyucuya aktarır ve okuyucunun bu olaylar hakkında bir fikir yürütmesini ister. Burada yazar kamera gibi bir yansıtıcı işlevindedir, bize yaşanan tüm olayları bir ayna gibi yansıtır. İlahi bakış açısındaki gibi insanların duygu ve düşüncelerini göremez, onlar hakkında akıl yürütemez.

Yazar çoğunlukla iki aşamalı bir süreçle olayları okuyucuya aktarır. Önce olup bitenleri izler, olanlara tanık olur. Daha sonra kendi duygu ve düşüncelerini katmaksızın, olanı olduğu gibi okuyucuya aktarır. Anlatıcı, olayın kahramanları hakkında dışarıdan gözlemleyen bir insan kadar az bir bilgiye sahiptir. Her zaman nesnel cümleler kullanılarak olaylar aktarılır.

Örnek Metin: O akşam yağmurlu bir hava vardı. Henüz sonbahar ayları yaşanıyordu. Bekir yemeğini erken yemişti ve kitap okumaya çekilmek üzere odasına gidiyordu. Birden kapıya yöneldi, içeridekilere “Ben biraz hava almaya çıkıyorum.” diye seslenerek dışarı çıktı. Evlerinin bulunduğu dar sokaktan usulca geçerek sahile doğru yürümeye başladı. Ara sıra sokağın kuytu bir köşesinde duruyor, aç köpeklerin kavgalarını izliyordu. Uzun uzun yürüdü o akşam. Sahil boyunca, kafasını ekseriyetle önünden kaldırmadan yürüdü Bekir. Saatin gece yarısına yaklaştığını fark edince, dönüşe geçti.

4) Çoğulcu Bakış Açısı

Edebiyatımızda çok sık kullanılmayan bu bakış açısında, özellikle okuyucunun yazara daha iyi inanmasını sağlamak amacıyla birden fazla anlatıcı bir arada kullanılmaktadır. Bazı yazarlar tek anlatıcılı eserleri sıkıcı ve gerçeklikten uzak bulmaktadır. Bu nedenle eserin belli bölümlerinde kahramanlar arasında kendileri bulunmakta, bazı bölümlerde ise olayları tamamen dışarıdan gözlemleyen bir yabancı olmaktadırlar. Bu anlatım sayesinde okuyucu sıkılmadan eseri tek solukta takip etmekte ve olayları daha gerçekçi bir şekilde inceleme fırsatı bulmaktadır. Oğuz Atay bazı eserlerinde bu bakış açısını kullanmıştır.

Orkun KUTLU

Orkun Kutlu