Mecâlis-i Seb’a Mevlânâ’nın yedi vaazının veya öğüdünün not edilmesi ve meydana geldiği tahmin edilen Farsça-Arapça mensur eseridir. Bu vaazların ne zaman söylendiği ve kimler tarafından kaleme alındığı kesin olarak belli değildir. Arapça seçili, çok tekellüflü bir hutbe ile başlayan meclislerin hepsi muhtemelen bizzat Mevlânâ tarafından yazılmıştır. Sonra duayı ihtiva eden kalp hâllerinin, iç İslahını isteyen Farsça bir kısım, ondan sonra ise bir hadis-i şerif yer alır.
Hadisin mukaddimesinde Hz. Peygamber’in mübarek ismi dolayısıyla geniş bir na’t, Farsça. Arapça seçili, sanatlı ibareler, Tat, Tacik dilindeki şiirlerle karıştırılmıştır. Daha sonra hadisin şerhine, sırların anlatılmasına geçilmiştir. Konuların açıklanması için darbımeseller, hikâyeler, âyetler, haberler, şiirlerden örnekler gösterilmiş, kürsü sahiplerinin geleneğine uyularak zayıf bir münasebet, irtibat ile yahut hissedilmeyecek derecede Mesnevî’de olduğu gibi konuya girmiştir.
Mecâlis-i Seb’a‘da kullanılan nesir, külfetli ve sanatlı olup. birbirine girmiş tâbirler ve terkiplerle doludur. Ancak bazen hem açık ve sade hem de tesirli olan kısımlara da rastlanmaktadır. Konuları bakımından Mecâlis-i Seb’a ile Mevlânâ’nın diğer eserleri arasında bir ilgi vardır. Okuyucu Mesnevi’nm bazı güçlüklerini, Mecâlis-i Seb’a’mn kılavuzluğu ile aşabilmektedir. Fîhi Mâ Fîh ile Mecâlis-i Seb’a’da kullanılan dil aynıdır.
Arifane bir lisanla âşıkane irşat için türlü delil ve cazip ifade ile âyetli, hadisli, delilli, şahidli bir ifade kullanılmıştır. Fîhi Mâ Fîh, âşıkane söyleyiş şekli içinde eğitim neşesine sahip iken Mecâlis-i Seb’a’da bu konular karışıktır. Tevfîk H. Subhânî tarafından İran’da neşredilen eseri {Mecâlis-i Sefc’a.Tehrân 1365) Rizeli M. Hulusi (Mevlânâ‘m Yedi Öğüdü, tashih: Ahmed Remzi Akyürek, tere. Rizeli M. Hulusi, nşr. Feridun Nafiz Uzluk. İstanbul 1937) ve Abdülbaki Gölpınarlı (Mecâlis-i Seb’a (Yedi Meclisj, Konya 1965) Türkçeye tercüme etmişlerdir.