- Çokbilgi.com - https://www.cokbilgi.com -

Kutadgu Bilig

kutadgu bilig, yusuf has hacipTürk dilinin, edebiyatının, kültür tarihinin kaynağı olan Kutadgu Bilig adlı eser / kitap Yusuf Has Hacib tarafindan, 462 (1069/1070) yılında Kâşgar’da tamamlanarak Karahanlılann hakanı Sulaymân Arslan Hakan oğlu Abü ‘Alî Hasan’a sunulmuştur. Eserin yazan ve bilinen ilk İslam-Türk şairi Yûsuf Hâss Hâcib ya da Uluğ Hass Hâcib’in adma eserde yalnız bir kez rastlanmaktadır.

Bu kişi hakkındaki bütün bilinenler biri mensur, öbürü manzum olmak üzere esere sonradan ayrı devirlerde eklenmiş olan iki eklemede bulunan malûmata inhisar etmektedir. Bu malûmata göre, şair Balasagun (Kuz-Ordu)’da dünyaya gelmiş olup soylu bir ailedendir. Memlekette bilimi, erdemi, züht ve takvası ile temayüz eden şair eserini Balasagun’da yazmağa başlamış ve bir buçuk yılda tamamlayarak Türk hakanına sunmuştur.

Şairin kudretim takdir eden hakan, kendisine has-hâciblik mansıbını vermiştir. Bu, vazifelerin en incesi olarak tavsif edilen hâciblik, teşrifat bakanlığının vazifeleri ve bunu üzerine alacak kimsede aranılan vasıflar hakkında eserde, hakan, vezir ve kumandandan sonra, ayrı bir bahis bulunmaktadır.

Yazarın çağdaşı al-Kâşgarî tarafindan Türkçesinin tayangu olduğu ifade edilen hacib kelimesinin Türkçe karşılığı kullanılmamakla birlikte adı Türkçe olan belki tek kitaptır.

Kutadgu Bilig hakkında geniş içeriğe ulaşmak için aşağıdaki bağlantıları kullanabilirsiniz:

Yusuf Has Hacip Kimdir?
Kutadgu Bilig Nasıl Bir Kitaptır?
Kutadgu Bilig’in Konusu Nedir?
Kutadgu Bilig’in Bölümleri ve Hikayaler
Kutadgu Bilig’in Genel Özellikleri
Kutadgu Bilig Üzerinde Yapılan Çalışmalar
Kutadgu Bilig Yazma ve Nüshaları
Kutadgu Bilig’de Dil ve Anlatım
Kutadgu Bilig’den Örnek Metinler
Kutadgu Bilig’den Seçme Sözler
Kutadgu Bilig’den Özlü Sözler
Kaşgarlı Mahmud ve Yusuf Has Hacip



Eserde de doğrudan doğruya şairin kendisi ile ilgili olması muhtemel bazı kayıtlar mevcuttur. Örn. kitabın adını izah ve ihtiyarlığından söz ederken, 50 yaşın kendisine el sürerek, kuzgun tüyü gibi olan saçım kuğu tüyü gibi yaptığını, şimdi de 60 yaşın kendisini çağırmakta olduğunu ve pusuya düşmediği takdirde, oraya gideceğini söylemektedir. 30 yaşın topladığını 50’nin kendisinden aldığını söyleyen ve 60’in elini dokundurduğu vakit ne yapacağım düşünen şair, 50’ye ne yaptığını ve onun kendisine neden böyle kin bağladığını sormaktadır.

Vücudum ok, gönlüm yay gibi idi; şimdi ise, vücudum yay gibi oldu, artık gönlümü ok gibi yapmalıyım” (371) diyerek, yaşlılıktan söz eden müellifin eserini tamamladığı tarihte aş.-yk. 54 yaşlarında olduğu kabul edilirse 408 (1017/1018) dolayında doğmuş olması icap eder. Eserde saadet ve ikbali (kut) temsil eden vezir Ay-Toldı ile aklı (ukuş) temsil eden Ay-Toldı‘nın oğlu Ögdülmiş’in şahıslarında şairin kendisini tasvir etmiş olması pek muhtemeldir.

Tabiatın dile geldiği muhteşem bir ahenk sahnesi içinde tasvir edilen Türk hakanının cülusu ve tebrik münasebeti ile kendisine takdim edilen nadide, fakat geçici armağanlar  yanında, ebedî  kalarak  dünyanm  her tarafına  dolaşacak  ve  adının zikredilmiş olmasından dolayı, hakanı da ebedîleştirecek ve şöhretim dünyaya yayacak olan eserini müellif, kendi değer ve derecesini müdrik bir şair edası ile, hakana sunarken, ihtiyar talih ona bu hakkı vermiş bulunuyordu.

Karahanlılar devletinin büyük kağanı olup 451-496 (1059 -1103) yıllan arasında, 44-45 yıl gibi, uzun bir süre devleti yönetmiş olduğu hâlde, çok geçmeden, tarihin de hafızasmdan silinmiş olan bu hakana şairin armağanı yeniden hayat bağışlamakla kalmamış, Türk tarihinin mühim bir devresi için de, kendisinin severek kullandığı bir tabir ile, sönmeyen bir meşale olmuştur.

ÇokBilgi.Com | AR-GE