- Çokbilgi.com - https://www.cokbilgi.com -

Kırgız Türkçesinin Söz Varlığı

kırgızcanın söz varlığıKıpçak grubu Türk lehçeleri arasında yer alan Kırgız Türkçesi, uzun zaman boyunca Türk soylu topluluklar tarafından çevrili bir alanda varlığını devam ettirdiği için temeli Eski Türkçeye dayanan söz varlığını daha iyi koruyabilmiştir. Akraba dillerle kuşatılan Kırgız Türkçesi, zengin ve çok renkli bir söz varlığına sahiptir (Bozkurt, 2002: 494). Sovyetler döneminde baskı altına alındığı hâlde kendi içindeki ayrılıkları aşan Kırgız Türkçesi, günümüzde bilim ve edebiyat dili olmayı başardığı için ciddi bir söz varlığına sahip olmuştur.

Oğuz grubundaki Türk lehçelerine göre Eski Türkçenin söz varlığını daha çok korumayı başaran Kırgız Türkçesinde, Orhun Yazıtları’nda geçtiği hâlde bugün Oğuz grubu Türk lehçelerinde yaşamayan “ökün-” (pişman olmak), “küñ” (kadın köle), “sıkta-” (ağlamak) ve “buluñ” (köşe, bucak) gibi kimi sözcükler yaşamaktadır.Kırgız Türkçesinin temel söz varlığında yabancı sözcük oranı çok azdır. Moğolcadan alınan “aga” (ağabey), “çeber” (eli uz, usta kadın), “daldala-” (örtmek) veya “uçura-” (karşılamak) gibi sözcükler, Kırgız Türkçesinde hâlâ yaşamaktadır. Fakat yaşayan Türk lehçelerinin birçoğunda, Eski Türkçe döneminde yapılan ödünçlemelerin izi bulunduğu düşünülürse, Kırgız Türkçesinde bu alıntı sözcüklerin yaşaması doğaldır.



Kırgız Türklerinde 10. ile 15. yüzyıllar arasında göçebe yaşamın izleri devam ettiği için, bu döneme ait yazılı kaynaklar bulunamamıştır. Kırgız Türkçesi bu dönemde daha çok halk arasında ve halk edebiyatında işlenmiştir. Arapça ve Farsçanın etkisi 18. yüzyılda başlamıştır. Arapça kökenli “darbuka”, “tacırıyba” (tecrübe), “döran” (devran) veya Farsça kökenli “çara” (çare) sözcükleri bu dönemde söz varlığına eklenmiştir.

Sovyetler döneminde söz varlığına “hrustal” (billur), “ramka” (çerçeve) ve “sumka” (çanta) gibi bazı Rusça sözcükler de eklenmiştir. Ayrıca “jurnal” (Fr. dergi) gibi Batı kökenli sözcükler de çevredeki büyük dillerin etkisiyle söz varlığına alınmıştır. Fakat çoklukla ağızlara ait sözcüklerle veya eski köklerden türetilen yeni sözcüklerle söz varlığı zenginleştirilmiştir.

Yavuz TANYERİ

Söz Varlığısayfasına dön! «|