- Çokbilgi.com - https://www.cokbilgi.com -

Hikaye / Öykü Türünün Özellikleri
Tarihi Gelişimi ve Temsilcileri

hikaye, öyküGerçek yaşamda karşılaşabileceğimiz olay ve durumları, bazen gerçekçi bazen ise fantastik bir kurgu ile ele alan kısa anlatı türlerine hikaye denilmektedir. Bir tür adı olarak hikaye, 19. yüzyıldan sonra edebiyatımızda kullanılmaya başlamıştır. Kişi, olay, yer ve zaman unsurları açısından düşünüldüğünde romanın kısa hâli olarak düşünebileceğimiz hikaye, “öykü” olarak da bilinmektedir. Hayatın içinden çıkan olaylar, yine hayatın gerçekliği içinde anlatılır hikayelerde. Bunun için etkileyici bir edebi tür olarak karşımıza çıkmaktadır.

Öykünün belli başlı / öne çıkan özellikleri şunlardır:

• Öykü çoğunlukla tek bir olaya ve yalın bir kurguya dayanır.
Romana göre daha az geliştirilmiş az sayıda kişilerden oluşur.
• Öyküde romandaki gibi uzun psikolojik çözümlemelere, çevre, ortam, kişi tasvirlerine yer yoktur.
• Karikatür çizerken nasıl en belirgin özelliklerin çarpıcı bir biçimde ortaya çıkması için diğer ayrıntılar atılıyorsa, öykü dili de etkili, öz ve yoğun bir anlatımı az sözle yaratmak zorundadır.
• Öykü, genellikle kurmacanın düğümünün aniden çözülmesiyle, beklenmedik, çarpıcı bir sonla, çoğu zaman anlatıda ani bir düşüşle biter.
• Öyküde anlatımın yoğunluğu okurun dikkatinin de yoğunluğunu gerektirir. Öykünün kısa ve yoğun olması bir çırpıda okunmasını sağlayarak okurun dikkatinin dağılmasına fırsat vermez.
Öykü seçilmiş bir olaya, bir duruma, özel bir ana, bireyin iç dünyasında belli bir duyarlık noktasına, dikkatlerden kaçan bir ayrıntıya yoğunlaşarak hayatla, insanla, toplumsal olanla ilgili önemli farkındalıklar yaratır.
• Öykü, modern kurmaca anlatı türleri olan fantastik, polisiye ve bilimkurgunun form olarak çok yararlanmış olduğu bir türdür.



Türk edebiyatında Batılı anlamdaki ilk öyküler Tanzimat döneminde yazıldı. İlk öykü yazarları, Ahmed Midhat, Emin Nihat, Samipaşazade Sezai ve Nabizade Nazım’dı. Türk öykücülüğünü yetkinliğe kavuşturan yazar ise Halit Ziya Uşaklıgil oldu. Edebiyat-ı Cedide döneminde yalın diliyle dikkat çeken Uşaklıgil, titiz gözlemciliğiyle gerçekçi öykü geleneğini başlatan yazardır. Bu dönemin diğer yazarları Hüseyin Rahmi Gürpınar, Mehmet Rauf, Hüseyin Cahit Yalçın, Ahmet Hikmet Müftüoğlu ve Saffeti Ziya idi.

2. Meşrutiyet’in ilanından sonra gelişen yeni edebiyat akımıyla birlikte öyküde toplumsal ve siyasi sorunlar işlenmeye başladı. Türkçe’de yabancı sözcüklerin temizlenmesi, yazımda konuşma dilinin hakim olması, taşra yaşamının gerçekçi bir üslupla edebiyata taşınması gibi özelliklerle bilinen bu dönemde Ömer Seyfettin, Türk öykücülüğünde yeri bir çığır açtı. Onu Halide Edip Adıvar, Reşat Nuri Güntekin, Refik Halit Karay izledi. F. Celaleddin, Selahattin Enis, Sadri Ertem, Cemal Kaygılı, Sabahattin Ali, Kenan Hulusi Koray, Nahit Sırrı Örik, Bekir Sıtkı Kunt, Mahmut Şevket Esendal Cumhuriyet dönemi öykücülüğünü hazırlan isimlerdir.

Cumhuriyet dönemi 1930’lar sonrasını kapsar. Bu dönemde alışılmışın dışında bir öykü dünyası kuran Sait Faik Abasıyanık, Halikarnas Balıkçısı (Cevat Şakir Kabaağaç), diyalogların usta yazarı Orhan Kemal, Mehmet Seyda, Samet Ağaoğlu, Sabahattin Kudret Aksal, Kemal Bilbaşar, Kemal Tahir ve Ahmet Hamdi Tanpınar öykü yazarları olarak ön plana çıktı. Günümüzde Türk öykücülüğü geniş bir konu ve üslup zenginliğiyle sürmektedir.

“Hikaye / Öykü” sayfasına dön! «|