- Çokbilgi.com - https://www.cokbilgi.com -

Fihi Ma Fih / Mevlana Celaleddin-i Rumi

fihi ma fih, mevlanaMevlânâ’nın sohbetlerinin bir araya toplanması suretiyle meydana getirilen Fîhi Mâ Fîh’m ismi yazma nüshalarında Esrâr-ı Celîl, Esrâru’l-celâliyye, Kitâ-bü’n-nesâih li-Celâleddîn, Risâle-i Sultan Veled gibi farklı şekillerde geçmekte­dir. Ancak eser, sonraki dönemlerde daha çok Fîhi Mâ Fîh ismiyle tanınmıştır. “İçindekiler içindedir; ondaki ondadır; ne varsa ondadır” gibi mânâlara gelen bu ifadenin Muhyiddin ibnü’l-Arabî’nin el-Fütûlıâtii’l-Mekkiye isimli eserinde yer alan Kitâbıı’n-Fîhi Mâ Fîh ifadesinden mülhem olduğunu söyleyenler bulun­maktadır.

Mevzu bakımından herhangi bir tertibe tabi tutulmayan bu sohbetlerin kim veya kimler tarafından toplandığı kesin olarak bilinmemektedir. Ancak bu sohbetlerin toplanmasında Sultân Veled ile Hüsameddîn Çelebi’nin büyük rol oynadığı sanılmaktadır. Mevlânâ‘nın bu eserinde hakim unsur tasavvuf olup bir­çok bölümde doğrudan doğruya varlık birliği inancından, mutlak varlık ve zuhu­rundan, akl-ı kül venefs-i külden, kâinat, eflak, anasır ve devirden, dünya ve ahi-retten, insan, veli, nebi ve insan-ı kamilden, sülük ve derecelerinden, yakînden, aşk ve cezbeden bahseden Mevlânâ, ayrıca bu sohbetlerinde dinî, felsefî, ahlâkî görüşlerini, inanışlarını, şiir anlayışını, insan anlayışını, kadın telakkisini ve dev­rinin çeşitli sosyal ve tarihi problemlerini de bahis konusu etmiştir.



Mevlânâ bir konuyu anlatırken, âyet ve hadislerden, Kur’an’da geçen kıssalardan, Leylâ vü Mecnûn, Ferhâd ve Şîrîn, Yûsuf u Züleyhâ gibi bilinen meşhur aşk hikâyelerinden, efsanelerden, mesellerden, Arapça ve Farsça manzum parçalardan, meşhur mu­tasavvıfların ve büyüklerin sözlerinden, arifane nükte ve hikâyelerden istifade et­miştir.
FîhîMâ Fîh 72 bölüm olup bunlardan 6’sı Arapça, diğerleri ise Farsça’dır.

Bu bölümler, bir âyet veya hadisin yorumu, yahut Mevlânâ’ya sorulan bir soru ile bazen de güncel bir olaya temasla başlamaktadır. Arapça faslı müstesna, dili; açık, sâde ve tamamiyle halk Farsçasıdır. Arapça ve Farsça beyitlerin bölümler içerisine yer yer serpiştirildiği bu eser, Mevlânâ’nın hayatı bakımından bazı mühim bilgiler ihtiva etmesi bakımından da önemlidir.

Bediuzzaman Firûzanfer (Kitâb-i Fîhi Mâfîh ez~Guftâri Mevlânâ Celâle’d-dîn Muhammed Meşhur bâ-Mevlevî f, baskı, Tchrân 1369) ve Muhammed Mîrzâ Hâşim (Kitâb-i Fîhi Mâ FiA,Tehrân 1333) tarafından İran’da neşredilen eseri, Ahmed Avni Konuk (Mevlânâ Celâleddîn Rû­mî Fîhi Mâ Fîh, haz. Selçuk Eraydın, İstanbul 1994), Abdülbaki Gölpınarlı (Mevlânâ Celâleddin, Fîhi Mâ Fîh, İstanbul 1959) ve Meliha Ülker Anbarcıoğlu (Mevlânâ. Fî­hi Mâfih. İstanbul 1990) Türkçeye tercüme etmişlerdir.

Mevlana sayfasına dön! «|