- Çokbilgi.com - https://www.cokbilgi.com -

Eski Türk Devletlerinin Başkentleri

ötüken, kutlu türk başkentiBaşkent “Ötüken” bölgesi, askerî strateji bakımından da, önemli bir yerdi: Orta Asyalılar’ın her zaman karşı karşıya bulundukları en büyük ülke ve tehlike, çin idi. Ötüken bölgesi ile Çin’i, büyük Gobi çölü ayırıyordu. Ötüken ve Altay dağlarının güney uçları ise bu çölün içine, Çin’e doğru bir kama şeklinde giriyor ve çöl içinde, epeyce de uzuyordu. Bu dağlar, Orta Asya’dan Çin’e geçmek için, âdeta bir “sıçrama tahtası” vazifesi görüyorlardı. Bu dağların yardımı ile çöl, daha kısalmış oluyordu. Ayrıca, doğuya, batıya ve kuzeye giden yollar da, hep bu bölgede birleşiyordu.

Türkler, kutlu başkent çevresinde toplanıyor:

Ötüken bölgesine kağanlık otağını dikemeyenler, Orta Asya Türk kavimlerini çevrelerinde toplayamazlardı: Ötüken bölgesinin, din ve strateji bakımından önemi ve bu bölgenin başkent olarak tutulmasının zorunlukları üzerinde az önce durmuştuk. 682’de İl-Teriş Kağan ortaya çıkıp da, İkinci Göktürk devletini kurma için çaba gösterirken, ilk amacı bu bölgeyi elde etmek idi. Ötüken’de yerleşince işler kolaylaşmış ve devlet de kurulmuş olacaktı. Bu çabaları, okunması ve anlaşılması oldukça zor olan vezir Tonyukuk’un, eski Türkçe yazıtlarından dinleyelim:

“(Ben), Bilge-Tonyukuk, Boyla-Bağa Tarkan’la birlikte, İl-Teriş Kağan’ın yanında olarak, güneyde Çinlileri, doğuda Hıtaylar’ı ve kuzeyde de Oğuzlar’ı pek çok öldürdük.

(İl-Teriş Kağan’ın) bilgide, eşi, şöhrette eşi ben idim. Ona bağlı oldum. Çugay-Kuz ve Kara-Kum adlı yerlerde oturur idik. 0 yerlerde geyik yiyerek, tavşan yiyerek oturur idik. Milletimizin boğazı tok idi. (Ama) düşmanlarımız çevremizde, kuş gibi uçuyorlardı. Biz de, uyanık idik…



Kağanıma şöyle dilekte bulundum: Çin, Oğuz ve Hıtay’lar birleşirler de, gelirlerse, biz özümüzce, taşa tutulmuş gibi oluruz! Henüz yufka olan güçlüleri bükmek, daha kolay imiş. Zayıf olan güçleri kırmak, daha kolay imiş. Yufka kalın olunca bükmesi zor olurmuş. İnce kalın olunca, kırması zor olurmuş.

Doğuda Hıtaylar’a; güneyde Çinliler’e; batıda Batılılara; kuzeyde Oğuzlar’a iki, üç bin asker gönderelim. Olur mu (Kağanım)? Diye dilekte bulundum. Kağanım, ben özüm Bilge-Tonyukuk’un dilediği, bu dileğini iştiverdi ve kabul etti.

Gönlünce akın eyle” dedi. Kök-Ün (adlı yerden) yukarıya Ötüken’e doğru yola çıktım. (Bu sırada), Tola nehrindeki İnek gölüne Oğuzlar geldi. Oğuzlar’ın ordusu, üç bin (kişi) imiş. Biz ise, iki bin idik. Savaştık. Tanrı yarlık verdi. Oğuzlar’ı bozduk. (Onların bir kısmı) ırmağa düştüler. Bozduğumuz (Oğuzla r’m bir kısmı da) yolda öldüler. Bunun için de,   Oğuzlar’ın hepsi, kopup geldiler ve (bize baş eğdiler).

(Türk Kağan’ı), Türk milleti, Ötüken yerine ve ben Bilge-Tonyukuk da, Ötüken yerine konmuşum, diye, bunu işiten güneydeki milletlerle, batı, kuzey ve doğudaki milletlerin hepsi geldiler ve bize bağlı oldular…

Göktürkler’in büyük veziri Tonyukuk’un kendi Türkçe yazıtından, bir imparatorluğun adım adım nasıl kurulduğunu açık olarak görebiliyoruz. İlteriş Kağan ile kendi veziri Tonyukuk ve başkomutan Boyla-Baga Tarka n’m bütün çabalan, kutlu Ötüken yer’ini elde edip, orayı başkent tutma amacına yöneliyordu. Ötüken’e hanlık otağı  kurulduktan sonra işler, zaten kolaylaşmış oluyordu.

| « Önceki Sayfa « | | » Sonraki Sayfa » |