türkçe, edebiyat, dil ve anlatım, roman özetleri, özlü sözler, çok bilmiş günlük
  • Ana Sayfa
  • Hakkımda
  • Türkçe Konuları
  • Edebiyat Konuları
  • Türk'çe Kalem
  • Geçmiş Kayıtlar
  • Reklam
  • İletişim
  • Türkçesi Varken
      Türk Dili
      Gerçek : Reel (Fr.)



  • Türk Dili
      türk dili
    • Türkçenin Tarihi
    • Alfabeler
    • Türk Dilleri Ailesi
    • Türk Lehçeleri
    • Göktürkçe
    • Önemli Türkologlar
    • Dil Devrimi
    • Türkoloji
    • Türkçe Öğretimi
    • Terimler
    • Deyimler
    • Atasözleri
    • Yazım Kılavuzu
  • Dil - Anlatım
      Dil ve Anlatım
    • Sözcükte Anlam
    • Cümlede Anlam
    • Yazım Kuralları
    • Noktalama İşaretleri
    • Ses Bilgisi
    • Sözcük Türleri
    • Fiil Çatısı
    • Çekim ve Yapım Ekleri
    • Cümlenin Öğeleri
    • Cümle Türleri
    • Anlatım Bozuklukları
    • Dil Bilgisi Sunuları
    • Kompozisyon
    • Hızlı Okuma
    • Rehberlik
  • Türk Tarihi - Kültürü
      Türk tarihi ve kültürü
    • Atatürk
    • Türk Adının Anlamı
    • Türklerin Ana Yurdu
    • Türk Soyu
    • Göktürkler
    • Eski Türk Yaşamı
    • Gök Tanrı Dini
    • Türk Dünyası
    • Türk Boyları
    • Türklük Bilginizi Sınayın!
    • Türkler Kardeştir!
    • Nihal Atsız
      • Bozkurt
      • Kültür
      • Türkçülük
      • Ön Türkler

Efsane Nedir? – Özellikleri / Tarihsel Gelişimi

efsaneÇok eski çağlardan beri söylenegelen, kaynağı ve ilk söyleyeni belli olmadığı hâlde yüzyıllar boyunca halkın benimseyerek sonraki kuşaklara aktardığı; genellikle olağanüstü olayları, kişileri ve konuları işleyen kurmaca –yani hayal ürünü olan– öykülere “efsane” denilmektedir. Bu tanım, efsanenin özelliklerini de içinde barındıran, kapsamlı bir tanımdır. Tanımdan anlaşıldığı üzere, sözlü edebiyat ürünü olan efsanelerin kaynağı belli değildir ve dilden dile aktarılarak bugüne kadar gelmişlerdir. Efsanelerin en belirgin özelliği, hayal ürünü (kurmaca) olmaları ve olağanüstü (gerçek dışı) konu ve kişileri içermeleridir.

İnsanoğlunun tarih sahnesinde göründüğü ilk devirlerden itibaren ayrı coğrafya, muhit veya kavimler arasında doğup gelişen; zamanla inanç, âdet, anane ve merasimlerin teşekkülünde az çok rolü olan bir çeşit masallar vardır. Sözlü gelenekte yaşayan bu anonim masallara dilimizde Türkçe: «Söylence»; Arapça: «Ustüre» (cem’i: esatir); Farsça: «Fesâne, efsâne»; Yunanca : «Mitos, mit» kelimeleri ad olarak verilmiştir.

Bir doğa olayının bir varlığın meydana gelişinin, doğa elemanlarından birinde olan bir değişikliğin doğa üstü özellikler gösteren kişilerin hayatlarının, halk hafızasında ve hayalinde yaşayan biçimiyle belli bir yere ya da bir olaya bağlanarak olağanüstü olaylarla süslenip anlatıldığı hikayelere efsane denir. Efsane, gerçek veya hayali belirli kişi, olay veya yer hakkında anlatılan bir hikayedir. Bir efsaneye, yakın veya tarihsel geçmişe dayandırılan anlatan ve dinleyen ile ilgili onlar tarafından doğru olduğuna inanılan bir hikaye veya anlatmadır. Bir olayı akıl dışı, olağanüstü yolda gelişmiş gösteren söylentidir.



Efsane karşılığı olarak “söylence” terimini kullananlar da vardır. Dini nitelikteki efsanelere ise menkıbe denir. Efsaneler halkın özlemlerini, dünya görüşünü, hayalinde yarattığı insan tipini diğer edebi türlerden daha keskin bir biçimde ortaya koyar.

Söylence ya da efsane, yıllarca gerçekten olmuş gibi kuşaktan kuşağa aktarılan öyküler. Söylencelerde anlatılan olaylar bazen gerçeküstü olabilir; ama çoğunlukla gerçek olaylara ve gerçekten yaşamış kişilere dayanır. Bu öykülerin çoğu kahramanca işler yapmış kişilerle ilgilidir. Eski Yunanlı şair Homeros, İlyada ve Odysseia adlı destanlarında krallara ve kahramanlara ilişkin söylencelerden yararlanmıştır. Kral Arthur ve şövalyeleriyle ilgili birçok öykünün kaynağı söylencelerdir. Gerçek bir kişinin yaşamına dayanan Köroğlu adlı halk öyküsü de çeşitli söylencelere karışmıştır. Söylenceler bir bölge ya da halkın kültüründe önemli yer tutar bunun yanı sıra mitolojiyle de yakından ilişkilidir.

Efsane türünün belli başlı özellikleri aşağıdaki gibidir:

1. Efsaneler, dilden dile anlatılagelmiş çok eski hikayelerdir ve anonim halk edebiyatı ürünleridir.
2. Efsanelerin konuları bir kişiye, bir olaya ya da bir yere dayandırılıp, şahıs, yer ay da olaylar hakkında anlatılırlar.
3. Efsanelerde anlatılanların bir ölçüde de olsa inandırıcılık özelliği vardır.
4. Efsanelerde çoğunlukla olağanüstülük ağır basar.
5. Efsaneler bir bakıma, milletlerin modernleşmiş şekilleri olarak ifade edildikleri için kutsal öğeler de taşırlar.

6. Efsaneler, belli şekilleri olmayan bir üslup ve biçime bağlı kalmayan, konuşma diliyle anlatılan kısa halk anlatımları olup kaynaklarını genellikle geçmişin derinliklerinden alırlar.

7. Efsaneler kısa, yalın, ağızdan ağıza yayılan anonim halk anlatımları olup ağızdan ağıza anlatılırken her anlatıcının özelliklerine göre değişikliklere uğrarlar.

8. Efsaneler genellikle bir inanç üzerine kurulurlar.

Efsane tanımlarını inceleyen Prof. Dr. Saim Sakaoğlu, efsanenin genel özelliklerini başlıklar altında toplar.

a. Kişi, yer ve olaylar hakkında anlatılırlar.
b. Analtılanalrın inandırıcılık özelliği vardır.
c. Efsanelerin belirli bir kuralı yoktur; kısa ve konuşma diline yer veren bir anlatımdır.

İlk devir insanları –bugün okumamış zümrelerde görüleceği üzere– tabiat hâdiselerinin sebeplerini bilemiyorlardı. İnsanın nereden gelip nereye gittiği, hayatla ölümün mâhiyeti, yıldızların hareketi, denizin yükselmesi, yağmurun yağması; hayvan, bitki, toprak, orman, dağ, ateş, mâden vb. gibi hâdise ve maddelerin teşekkül ve icadı onları hayret, korku, heyecan veya memnunluk içinde birtakım hayaller kurmaya yöneltti. Bu hayaller, insanın kendi ruhunu, hayatını eşyaya, tabiata aksettirmesinden ibaret olan düşünce tarzını doğurdu.

İşte canlı-cansız varlıklarla tabiat hâdiseleri karşısında kurulan hayal, tasavvur ve düşünceler henüz müsbet (pozitif) zihniyete ulaşamamış toplulukların doğru, yalan şeklinde kabul ettikleri iptidâi bilgileri teşkil etmiştir. Kuvvetli bir anane bağı içinde yaşayan ilk devir, mitos devri, hatta ortaçağ insanları inandıkları bu bilgilerle kâinatta Tanrı, iyi ve fena ruh, kıyamet, melek, şeytan, cin, peri, gök, dağ, su ya da (yağmur) taşı, büyücü vb. gibi üstün saydıkları maddi manevî kudretlere umumiyetle teşhis ve intak yolu ile (canlandırarak veya konuşturarak) birtakım masallar uydurmuşlardır. Bugün masal sayılan mahsullerden ayrı olarak düşün düğümüz cemiyetin ortak malı bu eserler, sonraları yeni din, kültür ve ekonomi şartlarının ve alışverişinin hazırladığı muhit içinde az-çok târihî gerçeklerle beslenerek yazılı kaynaklara geçen efsâne ve menkabelere örnek (model) olmuşlardır Türklerin hayatında şaman, alperen, peygamber, halife, pâdişah, şeyh, şeyhülislâm, asker vb. gibi otoriteler etrafında veya şehirler, saraylar, camiler, mezarlar, türbeler, adaklar… üzerine doğmuş masallar ve menkabeler bu mahsuller arasında yer alırlar. türk efsaneleri, türk destanları

Eski cemiyetlerde ve bugün bâzı kapalı, muhafazakâr zümrelerde, mukaddes sayılan dağ, orman, mağara vb. gibi yerlerde belli zamanlarda, çocuk, kadın ve yabancılar dışında anlatılan efsâneler;

1- Teogoni (Tanrıların nereden geldikleri) ,
2- Kozmogoni (kâinatın nasıl meydana geldiği, bkz: Türk Kozmogonisi)
3- Antropogoni (insanın teşekkülü),
4- Eskatoloji (insanla dünyanın geleceği) gibi dört ana kolda toplanmaktadır.

Bugün, ilk devirlerden zamanımıza kadar teşekkül etmiş efsâneleri araştıran disiplin veya ilme «esâtîr-mitoloji» adı verilmektedir.

Efsanelerin Oluşumu: Efsanelerin oluşumunu (ortaya çıkışlarını) açıklayabilmek için önce, köklerini araştırmak gerekir. Çünkü, efsaneler teşekkül ederlerken beslendikleri kaynaklara, köklerine göre farklılık arz etmektedirler. Yani, bütün efsaneler aynı teşekkül, oluşum sürecinden geçmemektedir.

Efsane oluşumlarının bu şekilde farlılık göstermesinde sebebi ne olabilir, neden aynı süreçten geçmemektedirler?

Bu soruların cevabı, efsanelerin kökleriyle ilgilidir. Efsanelerin bir değil, birkaç kökü vardır. bu kökleri şöyle sıralayabiliriz:

1. Mitolojik kökler,
2. Tarihi kökler,
3. Dini kökler,
4. Hayli, fantastik kökler

Bu köklerin hepsi her efsanede görülmez. Efsanenin çeşidine göre köklerden biri önem kazanır. Örneğin tarihi efsanelerde tarihi kökler, dini efsanelerde dini kökler, aratılış efsanelerinde mitolojik ve fantastik kökler önem kazanır. Yalnız şunu da belirtmek gerekir ki, bir efsanede birden fazla kök bulunabilir. Yani tarihi kökün hakim olduğu bir efsanede dini veya hayali kökler bulunabilir.

Mitolojik kökler, karmaşık köklerdir. İçlerinde eski dini inançların izleri olduğu gibi hayal ürünü unsurlar da vardır. bu unsurları ayırmak oldukça zordur. Hem Batılı alimler, hem de Doğulu alimler, efsane ile mitolojinin birbirlerine çok yakın olduğu konusunda hemfikirdirler.

Efsanelerdeki mitolojik köklerin büyük bir bölümü, eski inanç sistemlerinden kaynaklanmaktadır. Mitler, esrarengizlik, korku ve telaş anlayışı ile insanı etkilemenin yanında, onların belli olaylara, cisimlere bakışını, onlar hakkındaki düşüncesini sistemleştirerek, bu düşüncelerin genel bir özellik kazanmasını sağlar. Bu düşüceler, açıklamalar gitgide işlev değiştirerek dini inanç sistemi haline gelmeye başlamıştır. Bu sistemin içinde tarihte olmuş veya olması muhtemel gerçek olaylar olabileceği gibi, halkın veya anlatıcını muhayyilesinden kaynaklanmış hayali, “uydurma” unsurlar da olabilir.

Halkın sırrına akıl erdiremediği cisim ve olaylar hakkındaki düşünce ve açıklamaları ile tarihi olay ve halk fantazisi birleşerek inanç sistemi haline gelmiştir. İşte bu inanç sistemini bazı unsurları, bugün efsanelerin kökünü oluşturmaktadır. Özellikle gök cisimleriyle be hadiseleriyle ilgili olan efsanelerde bu türden mitolojik kökleri aramak gerekir.

Halk Efsaneleri ve Mitler: Efsaneler, mitler; masalımsı ürünlerdir. Bunlarda “olağanüstülük” vardır ama, toplumun inanışlarına uymaktadır.
Gerçekten, millet sır ve sihirle yoğrulmuş tabiatın ve tabiat olaylarının hayal gücüyle çözümlenmesi sayılabilir. Bu dünya nedir? Nereden gelmiş, nereye gidiyor? Her ilkel toplum, bunu kendi hayal gücüyle çözümlemiştir. Türklerin de Orta Asya‘da bulundukları çağlardan kalma bir yaratılış miti vardı ve buna inanmaktaydılar.

Türk Edebiyatında Efsane:  Bunların bir gerçeği vardır geçmişte… Ancak, halkın kendi hayalinden kattığı şeylerle bu gerçek yönleri unutulmuş, yada değişikliğe uğramıştır. Cennet Bursa efsanesi, Şehitler Kayası efsanesi gibi… Elbette Bursa’nın bir kuruluş tarihi ve o kayanın bir yıkılış nedeni vardır. Fakat halk kendi hayal gücüyle öylesine efsaneleştirmiştir ki, bunları, tarihi gerçeklerini hiç de aratmıyor bize.

Başka milletlerin de böyle efsaneleri, mitolojileri var ve nice şah eserler için İlham kaynağı olmuştur bunlar…

Bizde de Halide Edip Adıvar, Ömer Seyfettin, Faruk Nafiz Çamlıbel, Ömer Bedrettin Uşaklıgil bu kaynaklardan alacaklarını alarak, Cennet Dağı, Cehennem Dağı, Ses Duyan Kızı Yalnız Efe, Çoban Çeşmesi ve Sarı Kız mermerlerini edebiyatımıza kazandırmışlardır.

Efsanelerin Toplumsal İşlevi: Kutsallık ve yaptırımcılık gücü, efsaneye toplumsal işlevi bakımında diğerlerine göre oldukça farklı bir konum kazandırmıştır. Efsane konusunda önemli bir çalışma olan Prof. Dr. Bilge Seyidoğlunun Erzurum Efsaneleri hakkındaki eserindeki efsanenin toplumsal işlevleri şöyle özetlenebilir:

1. Gelenek görenekleri korurlar: Efsanenin teşekkül ettiği bazı yerlerde, mesela camiler, türbeler ve ziyaret yerlerinde ritiviel davranışlara rastlıyoruz. Böyle yerler ziyaret edilirken bazı kurallara mutlaka uyulur. Ziyaret yerlerinin etrafında üç yedi bazen kırk kez dönülür ve ziyaretler belli ararlıklarla belli günlerde tekrarlanır.

2. Efsaneler topluma yön verir, onlara iyi olmayı, nelerin yapılıp nelerin yapılmayacağını telkin eder. Hastaların, zayıfların maddi bakımdan güçsüz olanların korunmalarını telkin ederek insanları iyilik yapmaya teşvik eder.

3. Teşekkül ettikleri yere mana kazandırırlar. Teşekkül ettikleri yere başka bir gözle bakılmasını sağlarlar. Tarihi gerçeğin dışında halkın gerçek ve kutsal olarak belli bir yer etrafında efsane yaratması onunla bu gerçeği paylaşması o yerle birleşmesi anlamına gelir. Böylece insanlar kendilerinden bir parça olarak gördükleri şeye daha çok değer verir, anlamı daha derin olur.

4. Koruyucu ve tedavi edici rolü: Mekanla ilgili efsaneler hem etrafında teşekkül etmiş oldukları yerleri hem de onlara inanları koruyucu aksiyonu vardır. içinde olağanüstü ve kutsal bir şahsın yattığına inanılan kabrin yerinin değiştirilmesi hatta onarılması bile mümkün değildir. kutsal olan bu yerlere el sürülmediği için yüzyıllarca varlıklarını korumuşlardır. Efsanelerin tedavi edici fonksiyonu da vardır. halk çeşitli hastalıklarına çare olması için Türkleri ve kutsal kabirleri ziyaret eder. Şifa bulacaklarına inanırlar.

|» “Türk Efsaneleri“ sayfasına dön! «|

| Yorum Yap! | Yazı Ayrıntıları... | Yazdır! | Bu Yazıyı Paylaşın! |

BENZER KONULAR

Bu Yazıya 12 Kişi Yorum Yazmış!

Yeni yorumlar »
  1. nurcan
    23 Temmuz 2015, 12:56

    Efsaneler çok güzel etkileşim yaratıyor.

    Cevapla
  2. beyza
    07 Aralık 2014, 15:49

    Valla ben çok beyendim bütün siteler göre sizin sitede efsane kısa ve öz olmuş. Allah razı olsun…

    Cevapla
  3. bir kız
    26 Haziran 2014, 15:41

    Bu site harika istediğimiz herşey var. :)

    Cevapla
  4. irem
    20 Nisan 2014, 13:45

    Süperr fevkaladenin fevki.

    Cevapla
  5. Buse
    16 Mart 2014, 14:08

    Bu site çok güzel çok çok teşekkürler. :D

    Cevapla
  6. crézy girl 2
    23 Aralık 2013, 21:41

    Afiyet olsun elinize sağlık vallahi nefsis. :)) <3

    Cevapla
  7. yağmur
    29 Eylül 2013, 20:14

    Teşekkürler.

    Cevapla
  8. şeyda
    27 Eylül 2013, 19:24

    Bencede elinize sağlık çok güzel olmuş.

    Cevapla
  9. ceren
    23 Eylül 2013, 19:55

    İşime yaradı sağolun. :)

    Cevapla
  10. Selman
    22 Eylül 2012, 12:22

    Güzel olmuş elinize sağlık.

    Cevapla
Yeni yorumlar »

Yorum Yaz! | Görüş Bildir!

Cevabı iptal etmek için tıklayın.

→ Lütfen yorumunuzu yazmadan önce buraya dokunarak uyarıları okuyun!

Güvenlik Sorusu: Türkiye'nin başkenti neresidir?  

  • Yazının Bağlantısı: Efsane Nedir? – Özellikleri / Tarihsel Gelişimi
  • Yazının Bölümü: Efsane
  • Diğer kaynaklarda arayın:
  • Etiketler: Bilindik Efsaneler, Büyük Türk Efsaneleri, Efsane, Efsane Metinleri, Efsane Örnekleri, Efsane Yazıları, Efsaneler, Efsanelerden Seçmeler, Eski Efsaneler, Önemli Efsaneler, Önemli Türk Efsaneleri, Tarihi Efsaneler, Türk Efsaneleri, Yaşanmış Efsaneler
  • Rastgele 10 Yazı:
    • Sad Planı ve Atatürk
    • Ergenekon Destan mı, Efsane midir?
    • Cengiz Han Barbar mıydı?
    • Ses Düşmeleri / Ünlü – Ünsüz Düşmesi
    • Özbek Türkçesinin Söz Varlığı
    • Basit Cümleler
    • Atatürk’ün Kısaca Hayatı / Özet
    • Bozkurtlar Film Olmalı!
    • Atatürk’ün Çocukluk Anıları
    • Samiha Ayverdi
  • Arama
      arama
      Ayrıntılı Arama


  • Türk Edebiyatı
      Edebiyat
    • Edebiyat Nedir?
    • Halk Edebiyatı
    • Divan Edebiyatı
    • Tanzimat Edebiyatı
    • Edebiyat Akımları
    • Edebi Sanatlar
    • Uyak ve Ölçü
    • Anlatım Biçimleri
    • Anlatımın Özellikleri
    • Düşünceyi Geliştirme Yolları
    • İstiklal Marşı
    • Edebiyatımızda İlkler
    • Pratik Edebiyat Bilgileri
    • Çocuk Edebiyatı
    • Edebiyat Sunuları
  • Yazınsal Eserler
      yazınsal eserler
    • Roman Özetleri
    • Yüz Temel Eser
    • Türk Efsaneleri
    • Türk Destanları
    • Şiir
    • Hikaye
    • Efsane
    • Deneme
    • Biyografi
    • Özgeçmiş
    • Mani
    • Ninni
    • Mektup
    • Eleştiri
    • Söyleşi
    • Günlük
    • Roman
    • Destan
    • Makale
    • Anı
    • Ağıt
    • Tekerleme
    • Dilekçe
    • Gezi Yazısı
    • Haber
    • Fıkra
    • Rapor
    • Nutuk
  • Karışık
      Dil ve Anlatım
    • Özlü Sözler
    • Dünyanın Enleri
    • Bunları Biliyor musunuz?
    • Üç Boyutlu Resimler
    • Dünyanın Yedi Harikası
    • Hazır Cevaplar
    • Güzel Sözler
    • İlginç Bilgiler
    • Bilmeceler
    • Kim Kimdir?
  •   Yukarı çık!
© Çokbilgi.Com - 2009 | Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
| Sitemap | İletişim | Reklam | RSS | Gizlilik & Kullanım |