- Çokbilgi.com - https://www.cokbilgi.com -

Divan-ı Kebir / Mevlana Celaleddin-i Rumi

divanı kebir, mevlanaDîvân-ı Kebîr onun gazel ve bir kaç da değişik şekildeki şiir ve rubailerini ihtiva eden bir diğer büyük eserdir. Ancak rubaileri ekseriyetle ayrı bir eser hâ­linde toplanmıştır. Gazellerinin çoğunun sonunda kendi adını veya mahlasını söyleyeceği yerde, şairlerin usulleri hilafına Şems, Şems-i Tebrîzî isimlerini mahlas olarak kullanmıştır. Bundan dolayı bu divana Dîvân-ı Şems veya Dîvân-ı Şems-i Tebrîzi adi verilmiştir. Çok geniş bir hacme sahip olduğundan Dîvânı Ke­bîr adı da verilen eser, yukarıda belirttiğimiz gibi şiirlerde Şems ve Şems-i Teb­rîzî mahlasları kullanıldığından Külliyât-ı Şems ve Külliyât-ı Şems-i Tebrîzî isim­leriyle de bilinmektedir.

Mevlânâ şiirlerinde mahlas olarak sıkça kullandığı Şems ve Şems-i Tebrîzî isimlerinin yanında Hâmûş kelimesini de dikkat çekecek bir çoğunlukta kullan­mıştır. Dîvân’ın tamamının incelenmesi sonucunda, 932 gazelde Şems, Şems-i Tebrîzî, Şemsu’1-Hak, Şems-i Dîn gibi Şems’e işaret eden isim ve terkiplerin, 492 gazelde ise Hâmûş kelimesinin mahlas olarak kullanıldığı tespit edilmiştir. Bunlara nispetle az olmakla birlikte bazı gazellerde Selahaddîn-i Zerkûb ve Hüsameddîn Çelebi’nin isimleri de mahlas olarak geçmektedir.

Selahaddîn adı­nın bulunduğu gazel sayısı 54 iken, Hüsameddîn isminin zikredildiği şiir sayısı ise 5’tir. Ancak Mevlânâ’nın şiirlerinde kullandığı bu mahlasların çoğu hitap ma­hiyetindedir. Mevlânâ’nın Şems ile olan ilgisinden haberi olmayan kimseler, Şems’in Farsça yazılmış gazelleri olduğunu, bu çok değerli beyitleri onun yazdı­ğını sanmışlardır. Hâlbuki Şems şair olarak tanınmamaktadır.



Dîvân’ın el yazma nüshaları büyüklük bakımından farklılıklar göstermekte­dir. Beyit sayısı, 5.000 ile 50.000 arasında değişir. Asıl muteber nüshalar ise 43.000 beyitten fazladır. Furûzanfer tarafından hazırlanan ilk tenkitli neşri 36.360 beyit iken Gölpınarlı’nın Konya Mevlânâ Müzesi Kütüphanesi’ndeki, 68-69 numarada kayıtlı yazma nüshadan yaptığı Dîvân-ı Kebîr Tercümesinde ise 44.834 beytin çevirisi yer almaktadır. Bu nüshalarda şiirler aruz vezninin çeşitli bahirlerine göre ayrılmış, her bahirdeki şiirler kâfiyelerine göre alfabe sırasına konulmuştur.

Mevlânâ’nın çeşitli yer ve zamanlarda özellikle sema sırasında duygularını irticalen dile getirdiği şiirler, kâtibi esrar ismi verilen özel kâtipler tarafından anında kaydedilmiş ve söylendikleri aruz bahirlerine göre tertip edilmişlerdir.

Böylece aruz vezninin yirmi bir farklı bahrinde söylenmiş ve her bahri, ayrı bir divançe teşkil eden büyük bir divan meydana gelmiştir. Mevlânâ, Dîvân da yer yer şiirlerini, şiir söyleme veya yazma endişesi içinde olmadan söylemiştir. Özlü bir bilgiye, çok duyarlı bir çağrışım yeteneğine, olağanüstü ve özgün bir buluş kudretine sahip olan Mevlânâ, günlük olaylardan etkilenerek çoğu kere vecdde sema ederken hissettiklerini vezin ve kâfiye potası içerisinde söylemeye başlamıştır.

Nitekim Ritter, Dîvân’ın hakiki şevk ve heyecanın en saf ifadesi olmuş ve edebî örneklere uyularak meydana getirilmesinden ziyade, his ve şahsî sergüzeştlerin yansıması oluşundan dolayı önemli olduğunu ifade etmiştir.

Mevlana sayfasına dön! «|