- Çokbilgi.com - https://www.cokbilgi.com -

Dil Gelişimi Dönemleri

dil gelişimi dönemleri

Yenidoğan bebeklerin dil gelişiminin kritik dönemleri vardır. Tüm çocukların yaklaşık üç yaşına kadar dilin tüm kurallarını uygulayarak uzun cümleler kurabilmeleri beklenir. Elbette her çocuk özeldir ve hepsinin gelişim çizgisi diğerinden farklıdır. Ayrıca dil gelişiminde cinsiyetin, kalıtsal özelliklerin, zekânın, yakın çevrenin… büyük etkisi vardır. Fakat dünyanın dört yanında eşit şartlar altında büyüyen çocukların dil gelişim dönemleri benzerlik göstermektedir.

Yukarıdaki görselde görüldüğü (*) üzere bebeklerin dil gelişimini dört dönemde incelenmek mümkündür. Bu konuda Piaget ve Vygotsky gibi gelişim psikolojisi üzerine araştırma yapanlar farklı tasnifler yapmıştır. Dil gelişiminin daha geniş bir dönemde ele alınması da mümkündür. Fakat özellikle bebeklerdeki dil gelişimi konusuna eğilmek, ilk kelimelerin ve cümlelerin oluşmaya başladığı evreleri göstermek istediğimiz için dil gelişiminin ilk üç yılındaki dönemleri açıklamaya çalışacağız.

Dil gelişimindeki sınıflandırmalarda, genellikle ilk bir yıl konuşma öncesi olarak kabul edilmektedir. Bu dönemde çocuklar önce anlamsız ve bilinçsiz sesler çıkarırlar. Daha sonra bu seslerden tek ve birden çok heceler oluştururlar. Bunları taklitler izler ve bir yılın sonunda bilinçli bir şekilde kelimeler kullanmaya başlarlar. Tüm bu gelişim evreleri esas olarak aşağıdaki dört başlık altında incelenir. Şimdi konuşma öncesi dönemi kendi içerisinde birkaç evreye ayırarak incelemeye çalışalım:

1. Agulama Dönemi 2. Tek Sözcük Dönemi
3. Telegrafik Konuşma 4. İlk Gramer Konuşması



1. Agulama Dönemi (0-12 ay)

agulama, heceleme dönemiBu dönemde bilinçsiz seslerden, işaretlere dönüşen ses ve heceler söz konusudur. Gerçek dile geçiş için önemli bir evredir ve özellikle son altı ayında öğrenilen bilinçli heceler zamanla “baba, mama” gibi kelimeleri meydana getirecektir. Bu dönem kendi içerisinde altı farklı evrede incelenmektedir:

– Ağlama (0-2 ay): Bu dönemde bebeklerin çıkardığı sesler tamamen içgüdüsel, refleksif ve bilinçsizdir. Zaten bebeklerin çıkardığı her ses, konuşma için gerekli değildir. Nefes almak kadar doğal bir şekilde bebekler bazı sesler çıkarabilirler. Bu sesler zamanla ihtiyaçlarını belli eden işaretler olacağı için bu anlamda önem taşımaktadır.

– Gığıldama (2-4 ay): Refleksif özellik göstermekle birlikte, hoşnutluk veya mutsuzluk ifade eden bazı sesleri bilinçli olarak çıkarmaya başlar. Kendi kendine bazı sesleri keşfeder, ses çıkardıkça mutlu olur. Bazı gırtlak ünlülerini söyleyebilir. Ayrıca a veya u gibi bazı sesleri uzatarak ses çıkarabilme özelliğini keşfetmeye çalışır. Bu dönemde çıkarılan sesler evrenseldir.

– Babıldama (4-6 ay): Bu dönemin en belirgin özelliği, çıkarılan seslerin artık refleks olmaktan çıkıp amaçlı seslere dönüşmesidir. Uzatmaya başladığı ünlülerin başına veya sonuna b, m veya p gibi dudak ünsüzleri eklenerek tekrar edilme gözlemlenir. Çocuk kendi sesini duyabilir ve bunları tekrar etmekten mutluluk duyar. Hâlâ ana dile özgü sesler çıkaramaz.

– Mırıldanma (6-8 ay): Bir önceki dönemde başlayan ses ve hece oyunları bu dönemde karakteristik olarak yaşanır. Anlamlı heceler oluşmaya başlar. Genellikle bebek yalnızken dudak, damak ve diş ünsüzleriyle a, e, u gibi ünlüleri arka arkaya koyarak değişik heceler oluşturur. Bu heceleri defalarca tekrarlar. “Ma – ma – ma” gibi heceler ortaya çıkar.

– Heceleme (8-10 ay): Bebeklerin heceleri anlamlı ses birlikleri olarak algılamaya başladıkları dönemdir. Sosyal agulamalar başlar, özellikle anne babaların tepkilerine göre farklı heceler çıkarılır. Mutluluk ve mutsuzluk belirten sesler ayırt edilir ve önceki dönemde kavranmaya başlanan hece oyunları daha kontrollü bir şekilde devam eder.

– Tekrar (10-12 ay): Dil gelişimi için kritik döneme hazırlıktır. Bebek artık insanların seslerle iletişim kurabildiklerini fark etmeye başlar. Kendisi de bazı seslere anlamlar yükleme gayreti içerisine girer. İnsanları izler, onların çıkardığı sesleri taklit etmeye çalışır. Ona söylenenleri kendi ses dağarcığı ölçüsünde tekrarlama eğilimine girer. Tekrar ettiği kelimelere anlam yükledikleri anda gerçek anlamda dile geçiş yapacaklardır.

2. Tek Sözcük Dönemi (12-18 ay)

Ana dilde konuşmanın başladığı, dilin sosyal bir iletişim aracı olarak algılandığı bir dönemdir. Çocuklarda dil gelişimi için en kritik dönemin başlangıcıdır. Tekrarlanan heceler ve kelimeler bir nesne veya kavramla eşleşmeye başlamaktadır. Çocuk artık yakın çevresiyle iletişim kurma amacına yönelik ses örüntüleri kullanmaya başlar. Bunları bazen tekrar veya pekiştirme, bazen de tesadüfen keşfeder.

Tek sözcük döneminde artık çocuk kendi ana dilinde kelimeler kullanmaya başlar; çünkü çevresindeki kişileri taklit ederek öğrendiği kelimeler zamanla anlam kazanır. Dil bu dönemde amaca yönelik ve tamamen bilinçlidir. Çocuk ihtiyaçlarını karşılamak için genellikle kısa kelimeler kullanır. Çocuğun çıkardığı sesleri ailenin tekrar ettirmesi onu pekiştirir ve öğrenmeyi hızlandırır.

Örneğin çocuğa annesi su içirirken “Bak oğlum bu su. Su içiyor benim kızım. Neymiş bakalım bunun adı? Hadi tekrar et: su!” gibi özellikle “SU” kelimesini vurguladığında, çocuk içtiği şeyin su olduğunu öğrenecektir. Onu taklit ede ede bu sözcüğü su ile ilişkilendirecektir. Daha sonra susadığında “su, şu, bu, ğu” gibi çeşitli fonemlerle bu kelimeyi kullanma gayreti içine girecek ve tek kelimeyle iletişim kurmayı başaracaktır. Bu başarısı yeni kelimelerle iletişim kurma hevesine dönüşecektir.

Tek sözcük döneminde çocuk bir sözcükle çok şey anlatmaya çalışır. Mesela “mama” dediğinde, “Acıktım, bana yemek ver.” demeye çalışmış olabilir. Aynı kelimeyi “Elindeki yenilecek bir şey, değil mi?” şeklinde bir ifade de olabilir. Yani çocuk bir kelime ile o anki duygunun gereği olan anlamı ifade edebilir.

Bu dönemde vurgu da belirgindir. Bazı kelimeleri farklı vurgulayarak farklı anlamlar ortaya koyma çabası içindedir. Örneğin babasına ait cep telefonunu göstererek “baba” diyorsa, o telefonun babasına ait olduğunu söylemeye çalışıyordur. Ama kapı çaldığında “babaa” diye bağırıyorsa, bu babasının gelmesinden duyduğu sevinci yansıtmaktadır. Ayrıca vurgu tonlamanın yanında, jest ve mimikler de tek sözcüğün yardımcısı olarak bu dönemde kullanılmaktadır.

3. Telegrafik Konuşma Dönemi (18-24 ay)

telegrafik konuşma dönemiÇocuğun birden fazla sözcük kullanarak kendini ifade etmeye başladığı dönemdir. Bu dönemde çocuk artık bir kelimeyle yetinmeyip, daha ayrıntılı bir düşünceyi ifade edebilmek için dil bilgisi kurallarından bağımsız olarak birden fazla kelimeyi arka arkaya getirerek kendince cümleler oluşturur. “Abi su“, “anne mama” gibi cümlelerde, bazen iki bazen ise ikiden fazla kelime ile iletişim kurma çabası görülmektedir.

Telegrafik konuşma döneminde özellikle kelime vurgusu gelişir. “Abla kitap” diyen bir çocuk, kitabın ablasına ait olduğunu vurgu ile ifade edebilmektedir. Bu dönemde çocukların söz dağarcıkları çok hızlı bir şekilde gelişir. Bu nedenle çocuklar sürekli sorular sorarlar. Her gördükleri şeyin adını öğrenmek isterler. Büyükleri bunaltan bu durum, aslında çocuğun dil gelişimi için çok önemli bir dönemin gereğidir.

Telegrafik konuşma döneminde en belirgin özellik, kelimelerin dil bilgisi kurallarından yoksun bir şekilde arka arkaya sıralanmasıdır. Yani zarflar, sıfatlar, tamlamalar, edatlar, bağlaçlar, kip ekleri, çekim ekleri vs. bu dönemde kullanılmaz. Çocuk ana dilinin dil bilgisi kurallarını henüz keşfedemediği için yalnızca kelimelerin sıralanması ile kendini ifade edebilir. Fakat bazı çocuklar bu dönemde zaman ekleri gibi anlam ayırt edici özelliği bulunan dil bilgisi yapılarını ayırt edebilir.

4. İlk Gramer Konuşması (24-60 ay)

Dil gelişiminde artık kritik dönemlerin atlatılarak, devamının çorap söküğü gibi geleceği düşünülen dönemdir. Çocuk ana dilinin inceliklerini keşfederken, dil bilgisi kurallarını da gizil yolla içselleştirir. Eklerin anlam üzerindeki etkisini fark eder, bağlaç veya edat kullanmanın anlamı nasıl iyileştirdiğini görür. Bu nedenle büyükleri gibi kendisi de cümlelerini kusursuz bir dille yaratma çabasına girer.

Dört temel dil becerisinden biri olan gramerin (dil bilgisi) dile yansıması, çocukların belli bir olgunluğa gelmelerini gerektirmektedir. Her dilin kendi içinde kuralları bulunmaktadır. Bu kuralları öğrenmeden önce her çocuk, ses ve söz dağarcığını geliştirmektedir. Daha sonra bu sesleri anlamlı hece ve kelimelere, kelimeleri arka arkaya sıralayarak telegrafik konuşmaya ve nihayetinde bu kelimeleri anlamlı bir bütün içerisinde birbirine bağlayarak da ilk gramer konuşması evresine kavuşur.

İki yaşında başlayan bu dönem, beş yaşına kadar kendi içerisinde bazı evreleri barındırır. Önce çocuk benmerkezci konuşma eğilimindedir. Daha sonra dil gelişimi, “Neden kuşlar uçuyor?” gibi sürekli devam eden sorularla evreni tanımasına eşlik eder. Fısıldamayı öğrenir, konuşmasında tasarrufa gidebilir, kuralsız cümle kullanmaya karşı tavır alabilir ve beş yaşına geldiğinde artık bir yetişkin kadar güzel bir dil becerisine sahip olabilir.

Yukarıda evreleri gösterilen dil gelişimi, her çocuk için farklılık gösterecektir. Bazen çocuk ilk kelimesini 8 ayında, bazen 16 ayında söyler. Özellikle kız çocuklarının bazen 14 aylıkken dil bilgisi kurallarını kullabildiği görülür. Veya üç yaşına geldiği hâlde telegrafik konuşma dönemine takılan çocuklar olabilir. Fakat yukarıda belirtilen evrelerin özellikleri, çocukların büyük kısmında geçerli normal dil gelişimi özelliklerini ifade etmektedir.

Orkun KUTLU

Orkun Kutlu