- Çokbilgi.com - https://www.cokbilgi.com -

Deneme Türünün Özellikleri
Tarihi Gelişimi ve Temsilcileri

denemeİnsan ve insanı ilgilendiren herhangi bir konuda, kesin sonuçlara varmadan; ele alınan düşünceyi, kesin hükümler vererek değerlendirmeden; yazarın şahsî düşünce ve duygularıyla, samimiyetle ve kendisiyle söyleşi tarzında ele aldığı yazılara deneme denir.

Başlangıçta ayrı bir tür olarak değerlendirilemeyen, çoğunlukla diğer türlerle bağlantıları olduğu düşünülen deneme türü, zamanla kendi ölçü ve sınırlarını ortaya koymaya başlamış, bugünse kendine özgü bir tür olarak edebî türler arasındaki yerini almıştır. Denemenin bir tür olarak edebiyatta varlığını kabul ettirmesi Montaigne’le gerçekleşmiştir.

Her konuda yazılabilen deneme türünün Montaigne’den beri var olan örneklerinde diğer türlerden en belirgin fark olarak konu sınırlamasının olmaması görülür. Bunun yanı sıra deneme, bir fikir yazısı olması özelliği ile de diğer türlerden ayrılır. Kanıtlama ve iddia etme söz konusu olmadığı için deneme yazarının çok güçlü bir bakış açısı ve deneyimlerinin olması gerekir.

Deneme türünde yazar, kendine özgü düşünce ve duygularını, güçlü dünya görüşü ve bakış açısındaki çeşitliliği ile üslubundaki etkileyiciliği ve canlılığı titiz bir işçilikle örerek okuyucuya aktarır. İçten ve samimi bir üslupla yazılan deneme yazılarında yazarın deneyim ve birikimleriyle okuyucuya zevk vermesi esastır. Bunu yaparken öğretme amacı gütmeyen denemenin öğretici tarafı da ortaya çıkar. Bu anlamda deneme türünde estetik yapının kuvvetli ve sağlam olduğunu ifade etmek gerekir.



Bütün edebî türlerde olduğu gibi denemede de diğer türlerle yakınlıklar bulunmaktadır. Örneğin şekil ve içerik olarak denemenin anı, söyleşi, eleştiri, fıkra ve makale ile benzer yönleri vardır. Samimi üslubu, gelişigüzel plansız yazılmasıyla anılara ve günlüklere yakın duran deneme çoğu kez kısa yazılması ile fıkralara benzer.

Yukarıdaki benzerliklere rağmen deneme öncelikle senli benli tarzı ile diğer türlerden ayrılır. Deneme, kendisiyle en çok karşılaştırılan tür olan makale gibi bir plan dâhilinde yazılmaz. Tamamen serbest davranma hakkına sahip olan yazarın akıcı ve farklı bir üslup kullanması önemlidir. Her yönüyle özgün bir tür olan deneme bu anlamda makaleden olduğu gibi fıkra, eleştiri ve anı türlerinden de kesin çizgilerle ayrılır. Felsefî ve bilimsel yazılardan da farklı olan denemede yazarın doğrulama çabası yoktur. Deneme makale gibi ispatı gerektiren, fıkra gibi güncel konuları işlemek zorunda olan, anı gibi kişinin başından geçen yaşanmışlıkları olduğu gibi ele alan, eleştiri gibi bir düşünceye karşı farklı fikirlerle yaklaşmak zorunda olan bir tür değildir. Kesin yargılar bildirmemesiyle makaleden, kesin sonuçlara ve yargılara varmamasıyla eleştiriden, yazarın kendi içindeki bir konuşma süreci olmasıyla ve olayları açıklayarak sonlandııması ile sohbetten, ince, samimi, zaman zaman içinde ironinin saklı olduğu üslubuyla diğer türlerden ayrılır.

Kesin sonuçlara varmayan denemeye yazarı, bir anlamda denemenin sonucunu okuyucu için açık bırakmalı, okuyucunun daha ileri düzeyde düşünmesini sağlamalıdır. Ürettiklerini kalıplaşmış düşüncelerden uzak tutarken yeniliklere de açık olmalıdır.

Genellikle kısa ve tek seferde okunacak deneme yazılarının uzun olanları da vardır. Bu sebepten sayfa sayısıyla ilgili kesin sınırlar koymak doğru değildir. İnsan ve insanı ilgilendiren her konuda yazılsa da denemede asıl olan, ön planda yer alan insandır. Deneme yazarı, samimi üslubu, okura sunduğu farklı bakış açıları, deneyimleriyle insanı merkez alarak okuyuculara yeni kapılar aralar. Bu anlamda okumayı sevmek ve alışkanlıkları arasına katmak isteyenler için deneme okumak, bilinen ve vazgeçilmez bir gerçektir. Diğer türlere göre plan ve sınırları daha hassas olan deneme aynı zamanda sanıldığından daha zor yazılan bir türdür.

Deneme türü bilimsel yazılardan daha akıcı ve etkileyici olan üslubuyla ayrılır. Bu tür, okuru düşündürmesiyle, gerçeklerden hareket etmesiyle, kültürel anlamda yenilikleri haber vermesiyle, insanın toplumla bağlantısını kurması özellikleriyle diğer türlerden daha geniş bir okur kitlesine sahiptir.

Ele aldığı konulara göre denemeleri klâsik deneme, edebî deneme, felsefî deneme, eleştirel deneme, izlenimsel eleştirel deneme olmak üzere beş başlık altında toplayan kaynaklar vardır. Klâsik denemede yazar, herhangi bir konudaki bakış açısını ve dünya görüşünü samimi bir üslupla okuyucuyla paylaşırken zevk alarak öğrenme sonucuna varılır. Edebî denemede daha çok edebiyat üzerine konulara yer verilerek okuyucuya yeni kapıların aralanması sağlanır. Felsefî deneme bir felsefe yazısı değildir. Ancak yazar, farklı bakış açıları ve yorumlar getirerek dünya görüşüyle okuyucuyu düşünmeye yönlendirerek yeniliklere kapılar aralar. Eleştirel deneme de bir eleştiri yazısı değildir. Ele alınan konunun iyi ve kötü taraflarını ortaya koyarak okuyucuyu düşündürür. İzlenimsel eleştirel denemede yazar özellikle kendi bakış açısı ve deneyimleri sonucunda elde ettiği tespitlerinden hareket ederek deneyimlerini okuyucuyla paylaşır.

İnsanda yeni ufuklar açan deneme türü diğer türlerle benzerlikleri olsa da kendi sınırlarını belirlemiş haliyle, özgün bir tür olarak bütün dünya edebiyatlarında görülür. Geçmişi çok eski yüzyıllara dayalı, 16. yüzyıldan sonra başlı başına ayrı bir tür olan denemenin ilk örnekleri Montaigne, tarafından verilmiştir. “Essais” (Denemeler) bu türün en önemli temsilcisi aynı zamanda da öncüsüdür. Yukarıda ifade ettiğimiz gibi eserde hemen her konu ele alınmıştır. Yaşam, ölüm, yalnızlık, arkadaşlık, sevinç, keder, savaş, barış, ahlâk, eğitim vb. birçok konuda düşüncelerini ve hislerini dile getiren Montaigne deneme deyince akla ilk gelen isimdir. Daha sonraki dönemlerde yine Denemeler adlı eseriyle bu türe farklı bir yaklaşım getiren F. Bacon, denemelerinde özellikle başarı ve mutluluğu esas almıştır. Deneme, ayrı bir tür olarak 20. yüzyılda daha da önem kazanmıştır. Dünyada hızla artan bu türün temsilcileri arasında J. Addison, J. Bosvvell, T. S. Eliot, A. Huxley, R. De Gourmont, B. Julien, A. Camus, E. C. Alain, J. P. Sartre, M. De Unamuno, R. M. Rilke en bilinen yazarlar arasındadır.

Klâsik Türk edebiyatındaki münşeât mecmualarındaki yazılar ve Kâtip Çelebi (16091657) gibi yazarlar bir tarafa bırakılırsa, modern anlamda deneme türü, Türk edebiyatında asıl olarak gazete ile birlikte ortaya çıkmaya başlamıştır. İlk özel gazete Tercümanı Ahval (1860)’in yayın hayatına başlamasından itibaren gazetelerde çıkan değişik yazılar, zamanla ayrı bir tür olan deneme için dil, anlatım ve yaklaşım bakımından zemin oluşturmuşlardır. Tanzimattan itibaren bir süre gazete ve dergilerde “musâhabe” üst başlığı altında deneme benzeri yazılar kaleme alınmıştır.

Türk edebiyatında deneme türünde pek çok ürün verilmiştir. Bu tür içine koyabileceğimiz ürünler, genellikle değişik zamanlarda çeşitli gazete ve dergilerde yayımlanmış yazıların bir araya getirilip kitaplaşmış şekilleridir. Bu eserlerde yer alan yazıların bir kısmı, inceleme, eleştiri yazısı olarak da görülebilir. Bunun yanında bir kitapta yer alan yazıların bir kısmı edebiyat, bir kısmı tarih, bir kısmı felsefe, bir kısmı başka konularda olabilmektedir. O bakımdan deneme türü için çok kesin sınıflandırma ve sınırlandırmalar yapılamamaktadır.

Türk edebiyatında ilk deneme kitapları arasında Ahmet Haşim’in Bize Göre (1928), Gurebahanei Laklakan (1928); Ahmet Rasim’in pek çok yazısı; Mahmut Sadık’ın Takvimden Yapraklar (1912); Refik Halit Karay’ın Bir Avuç Saçma (1939), Bir İçim Su (1931), İlk Adım (1941), Üç Nesil Üç Hayat (1943), Makyajlı Kadın (1943), Tanrıya Şikâyet (1944); Falih Rıfkı Atay’ın Eski Saat (1933), Niçin Kurtulmak (1953), Çile (1955), İnanç (1965), Pazar Konuşmaları (1966), Kurtuluş (1966), Bayrak (1970) gibi kitaplarını saymak mümkündür.

Türk edebiyatında deneme türü, genellikle şair, romancı ya da hikâyeci kimliği öne çıkan sanatçılar tarafından ortaya konan ürünlerden oluşmaktadır. Birinci derecedeki vasfı “denemeci” olan yazar sayısı oldukça azdır. Nurullah Ataç (18981957), Sabahattin Eyüboğlu (19081973), Suut Kemal Yetkin (19031980), Mehmet Kaplan (19151986), Nurettin Topçu (19091975), Salah Birsel (1919 ), Vedat Günyol (1912 ), Enis Batur (1952 ), Cemil Meriç (19171987), Mehmet Salihoğlu (1922 ), Uğur Kökden (1934 ), Nermi Uygur (1925 ) bunlardan birkaçıdır.

Türk edebiyatında bugünkü anlamıyla deneme türü, pek çok türde olduğu gibi Tanzimat’tan sonra görülmeye başlar. Ahmet Haşim, Ahmet Hamdi Tanpınar, Nurullah Ataç, Sabahattin Eyüboğlu, Mehmet Kaplan, Suut Kemal Yetkin, Nermi Uygur, Ahmet Cemal, Mehmet Fuat, Sabahattin Kudret Aksal, Melih Cevdet Anday, Salah Birsel, Enis Batur, Nurettin…

Topçu, Vedat Günyol, Cemal Süreyya, Attila İlhan, Selim İleri bu türün Türk edebiyatındaki önemli temsilcilerindendir.

“Deneme” sayfasına dön! «|