- Çokbilgi.com - https://www.cokbilgi.com -

Cumhuriyetçilik İlkesi

cumhuriyetçilik ilkesi, nedir, açıklamasıSaltanat kaldırıldıktan sonra yeni bir sistem aranmaya başlanmıştı. Bunun uygulanmasına, savaşın bitiminden ve ulusal devlet olarak bütün devletler tarafından kabul edildiğimiz Lozan’dan sonra başlanmıştır. Sistem olarak da Cumhuriyet benimsenmiştir. Atatürk’ü Cumhuriyete yönelten pek çok sebep vardı. Bunların başında Onun çok uzun bir süreden beri Cumhuriyet özlemini duymuş olması gelir. 1908 İnkılâbı ile tatmin olmayan Kolağası Mustafa kemal, daha o tarihlerde bizzat inkılâbı kendisinin tamamlayacağını ifade etmişti.

Cumhuriyet, Atatürk’ün ve Türk Milletinin karakterine uygundur. Çünkü, hürriyet rejimidir. Cumhuriyet en ileri devlet ve hükümet şeklidir. Medeniyet dünyasının çağdaş yönetim şeklidir. İnsanca yaşama düzenidir. Atatürk, Cumhuriyeti şu şekilde değerlendirmekte idi: Cumhuriyet milletin kendi istek ve arzusu ile oluşmuştur. Cumhuriyetin kuruluşu ile hükümet, millet arasında ayrılık kalmamıştır. Cumhuriyet bir anlamda devlet iktidarını ifade eder.

Cumhuriyet, bir devlet şekli, biçimi olduğu kadar uygulanan siyasi rejimin de adıdır. Cumhuriyet Türk İnkılâbını ifade eder. En ileri ve en gelişmiş devlet şeklidir. Cumhuriyet bir hedeftir ve dayanağı milli egemenliktir. Türk Anayasa sistemine bağlılıktır. Cumhuriyet fazilet ve adaletle eş anlamlıdır.

Gazi, 23 Eylül 1923’te Newe Freie Presse Muhabirine verdiği beyanatta, Türkiye’nin idaresinin demokratik bir cumhuriyet olacağını vurgulamıştı. Aynı gün Vatan Gazetesi Kânûn-i Esâsi esaslarının Cumhuriyete dayalı olduğunu, mebuslar arasında bunun bir an önce kabul edilmesi için bir eğilim bulunduğunu öne sürmekteydi. Trabzon’da İstikbal Gazetesi, 26 Eylülde Cumhuriyet idaresinin kurulacağını belirttiği gibi, sonraki tarihlerde bu konudaki haber ve yorumlarını sürdürmüştü.



İstanbul’da Vatan, İkdam, Tanin, Vakit, Tevhid-i Efkâr gazeteleri 23 Eylülden 29 Ekim 1923’e kadar bir ayı aşkın süreçte hemen hemen her gün sütunlarında Cumhuriyet ile ilgili haberlere, makalelere, tartışmalara yer vermişlerdi. Dolayısı ile Cumhuriyet bazı muhalif gazetelerin belirttiği gibi aceleye getirilmemiştir.Tanin Gazetesi, 31 Ekim 1923 tarihli sayısında, Meclisin 286 kişi olduğunu,ancak, Cumhuriyet ilânının 158 milletvekili ile gerçekleştiğini, bu karar için Meclis’in üçte ikisinin yani yüz doksan üyenin olması gerektiği tezini savunmaktadır. Ancak, yasaların çıkması için oy çokluğu yeterlidir. Dolayıcı ile Tanin’in ortaya attığı tez doğru değildir.

29 Ekim 1923 günü Yunus Nadi,Gaziye “Bunu en kuvvetli zamanımızda yapmalıyız.” deyince, Gazi de “En kuvvetli zamanımız bugündür.” demişti. Gerçekten de en kuvvetli zaman o gündü ve Cumhuriyetin ilânı için gerekli zemin ve şartlar oluşmuştu. Çünkü, İtilaf Devletleri ile yapılan savaş başarı ile sonuçlanmış, saltanat kaldırılmış, Lozan Antlaşması imzalanmıştı. Gerek Türkiye’de, gerekse dış dünyada Gazi kurtarıcı ve Türkiye’yi yeni ufuklara yönlendirici kişi olarak tanımlanmaktaydı.

cumhuriyetçilik tanımı, açıklaması

Gaziye göre demokrasi prensibini en çağdaş ve mantıklı olarak uygulayan sistem Cumhuriyetti. Cumhuriyette son söz halkın temsilcisi olarak seçilmiş olan Meclisindir. Gazi, Cumhuriyete ve Cumhuriyetin dayanağı olan milli eğemenlik kavramına gönülden bağlıdır. Onun için en büyük hedef Cumhuriyetin korunmasıdır Nutuk’ta da belirtildiği üzere bu görev gençlere bırakılmıştır. Cumhuriyet, inkılâpların en önemlilerinden olan lâikliği de ateşli bir şekilde savunmaktadır.

Kısaca Cumhuriyetçilik / Özeti

Tanımı:Yönetim biçimi olarak millet egemenliğine dayalı, cumhuriyet rejimini öngörmek ve bunu bir yaşam biçimi olarak benimsemektir.” Batı dillerinde cumhuriyetin karşılığı, ulusun kendisini yönelmesidir. Cumhuriyete hayat veren damarların başında ise demokrasi geliyor. Gerçek cumhuriyet rejimlerinde sistemin demokrasi ile olan ilişkisi çok önemlidir. Çünkü iç ve dış tehlikelere karşı cumhuriyet kendisini, demokrasinin gerekleri içinde koruyacaktır. Bunun dışına çıkılırsa; demokrasi ile cumhuriyet arasında kopukluk başlar. Eğer böyle olursa en büyük zararı cumhuriyetin yine kendisi görecektir.

Demokrasiyi benimsemiş siyasî rejimlerde, özgürlüklerin kullanılma alanları demokrasinin kuralları ile sınırlandırılmıştır. Cumhuriyet rejiminde kimsenin sınırsız hak ve hukuku yoktur. Çünkü demokrasilerde; kişilerin, dolayısıyla, toplumların özgürlükleri, hukuk yolu ile güvence altına alınmıştır. Bunların sınırları da adaletin kalemi ile çizilmiştir.

29 Ekim 1923′te ilân edilen cumhuriyetin alt yapısını Atatürk aşama aşama nasıl hazırlamıştı? Cumhuriyet, lâik bir sistem üzerinde kurulacaktı. Yani cumhuriyet idaresinde ne halifeye ne de onun kalıntılarına yer vardı. Cumhuriyeti adaletli bir hukuk sistemi koruyacaktı. Cumhuriyetin genç kuşakları çağ dışı kişiler tarafından değil, bağımsızlık ve hürriyetin değerini bilen öğretmenler tarafından yetiştirilecekti. İmparatorluktan kalan mantık dışı ne varsa hepsi kaldırılacak, cumhuriyetin temelini ilim oluşturacaktı.

Bilgisiz ve bilinçsiz bir halk topluluğunun ulus olma hakkına sahip olamayacağını vurgulayan Atatürk, ulusun bilinçlendiği oranda hak ve hukukuna sahip çıkacağını biliyordu. Bu nedenle eğitim ve kültüre çok önem vermiştir. O’nun, bir bakıma kültürü, cumhuriyetin temellerinden biri olarak görmesindeki neden budur.

Atatürk, cumhuriyetçilik ilkesiyle ilgili görüşlerini birçok kez dile getirmiştir:

“Türk Milleti, halk idaresi olan cumhuriyetle idare olunur.” (Afet İnan-Medeni Bilgiler ve M. Kemal Atatürk’ün El Yazılan sh. 352)

“Türk Milleti’nin yaradılışına ve karakterine uygun idare, cumhuriyet idaresidir. Bu günkü Hükümetimiz doğrudan doğruya milletin kendi kendine, kendiliğinden yaptığı bir devlet teşkilatı ve hükümetidir ki, onun adı cumhuriyettir. Artık hükümet ve millet arasında geçmişteki ayrılık kalmamıştır. Yönetim halk, halk yönetim demektir.” (Söylev ve Demeçler C.III. sh. 75, C. II sh. 230)

“Demokrasi prensibi, egemenliği kullanan araç ne olursa olsun, esas olarak milletin egemenliğine sahip olmasını ve sahip kalmasını gerektirir. Bizim bildiğimiz demokrasi siyasaldır. Onun hedefi, milletin idare edenler üzerindeki kontrolü sayesinde siyasal özgürlük sağlamaktır.” (Afet İnan-M. Kemal Atatürk’ten Yazdıklarım, sh. 71,73)

Atatürk İlkeleri sayfasına dön! «|